ONUNCU BÖLÜM / Davetsiz Misafirler

461 3 0
                                    

  Günler bir süre böyle devam etti. Zorlu bir alışma sürecinden geçiyordu. Telefonsuz başladığı lise hayatı ikinci hafta telefonunu eline almasıyla yeni bir boyut kazanmıştı. İlk hafta, telefonu olacağından habersiz sınıf grubuna giremeyeceğini söylediğinde oldukça utanmıştı. Günlerine o kızla kurdukları iletişim renk katıyordu ve o bu durumdan fazlasıyla hoşnuttu. Tam da liseye giriş sınavının çıkışında kurduğu hayaller gibi günler geçiriyordu. Dersler ortaokuldan daha zor olsa da önemli değildi. O konuda elinden geleni yapıyordu. Sırada sevgisini kıza çaktırmak kalmıştı. O günlerde küçük hamlelerle kıza ilgisini belli etmeye başlasa da bunlar daha sonra yapacağı hamlelerin yanında devede kulak kalırdı. Her teneffüs kendini kızın yanında buluyor, ilgisini artık kendisine de itiraf etmeye başlıyordu. Kızın eski arkadaşları da zamanla yanına geliyor, sohbetlerine eşlik ediyordu. Bu durumun dokuzuncu sınıfa alışma döneminde onu pek de rahatsız ettiği söylenemezdi çünkü arkadaş sayısı pek fazla değildi. Fakat en önemlisi, kızın ondan daha yakın hissedip iletişim kurabileceği, içini açabileceği bir erkek arkadaşı yoktu. Tekti ve rakipsizdi. Seve seve bu görevi üstleniyordu, halinden memnundu.
Günler geçti, kız az sayıda arkadaş edindi. O da birkaç erkek arkadaş... Ama kızların kurduğu arkadaşlıklar genellikle daha kalıcı olduğu için kızın yüzünü teneffüslerde görme süresi kısalmaya başlamıştı. İki kız teneffüsleri birlikte geçiriyorlar, onun yanına pek uğramıyorlardı çünkü iki kız da kendini ilk lise arkadaşını bulmanın zafer sarhoşluğuna kaptırmış gibi davranıyorlardı. Bir süre sonra bu durum rahatsız edici bir samimiyete dönüştü. Kızın arkadaşlık kurmasına tabii ki karşı değildi lakin o arkadaşlık pek de iyi yerlere gitmiyordu. Bu durum, olası ilişkilerinin başlaması adına vurulan ilk ağır darbeydi. Zor günler bir kez daha kapıdaydı fakat dokuzuncu sınıf günlerini buna rağmen mumla arayacağını aklının ucundan bile geçiremezdi. Bir gün dayanamadı:

- "Yeni arkadaşlar edinmişsin."

- "Evet, çok iyi bir kız. Gerçekten, iyi ki onu hemen kaptım."

- "Yanıma uğramaz oldun artık, boşluğa düştükten sonra yolunu buldun sanırım."

- "Yok ya, seninle bir sorunum yok. Yoğunluktan sadece. Bir de sınav haftası yaklaşıyor, çalışıyoruz işte."

  Bu lafın üstüne bir şey diyemedi. İçinden uzaklara çekip gitmek geldi. O anda yıllar sonra yakın arkadaş olacaklarından habersiz yakın zamanda tanıştıkları bir çocuk çıkageldi. Bu yeni sima, kendini ne zaman hayallerindeki gibi kızla sohbet ederken bulsa bir anda yanında beliriveriyordu. Kızla konuşma süreleri zaten bir hayli kısalmıştı. Bir de o yeni çocuğun araya girip sohbetlerini bir şekilde sabote edişi onu bir nebze rahatsız etmeye başlamıştı. Onu sevmişti fakat bu kadar dip dibe bulunmak onu germeye başlamıştı. O günlerde beyninde bir şimşek çaktı. Yeni tanıştığı çocuk, onu o kızla sohbet edebilmek için bir araç olarak kullanıyordu. Durum açıktı. Onunla arkadaş olmak, ardından kıza açılmak hedeflerinden bazıları olabilirdi. Tam da kızla konuşurken onlarca kez yanına gelmesi tesadüf olamazdı. Arkadaşça yanına gelse diğer vakitlerde de gelir, diğer arkadaşları ile konuşurken de uğrardı. O da belli ki kendine arkadaş arıyordu, bu doğal bir durumdu fakat ilk ay dolmadan high school musical misali sevgili bulma arayışına girmesi bir hayli tuhaftı. Onun gibi birine daha önce hiç rastlamamıştı. Arkadaşlığını kurarken temkinli davranıyor, asıl amacını anlamadan herhangi bir adım atmıyordu. O çocuğun eskiden o kıza kısmen duyduğu ilgiyi yıllar sonra alelade bir yemekte öğreneceğinden habersiz okuldan ayrılırken kafası karışıktı. Gözlem yeteneğinin ne kadar kuvvetli ve isabetli kararlar vermesinde ne denli önemli olduğunu çok daha sonra anlayacaktı. Anlayacağı bir diğer şey ise dokuzuncu sınıfta kızın aklının başka kişilerle karışmaya başlamış olmasıydı. O çocuğun  olaylarla hiçbir ilgisinin olmaması... Sezgi yeteneğine daha çok ihtiyaç duyacaktı. Elbet bir gün fırtına kopacaktı. Fırtına öncesi sessizlik dönemlerinde yine herkes evine çekildi ve sınav haftasında hayal kırıklığına uğramamak için birbirlerine hiç çaktırmadan ders çalışmaya başladı. O da çalışıyordu. Ortakokuldaki o tembelliğinden eser kalmamıştı. Kızın derslerdeki başarısını yakalamak için çalışıyordu. O çocuğun kıza yaklaşabilmek için bulduğu bahanelerden en önemlisi olan dersleri...

Yanıyor KalbimWhere stories live. Discover now