BİRİNCİ BÖLÜM / Kepler Havaya

607 4 0
                                    

- "Hâlâ hoşlanıyor musun?"
- "Biraz."
- "Atlattığını söylüyordun."
- "O kadar kolay olmadığını en az benim kadar sen de biliyorsun."
- "Maalesef, hayat bize neler yaşatmadı ki!"

  Telefonunu kapadı. Saat gece yarısını bir hayli geçmişti. Ayda ile geç saatte mesajlaşmak hoşuna gitse de uyumaya ihtiyacı vardı. Bu hafta onun için oldukça yorucu bir hafta olmuştu. Zihnini toparlamaya çalıştı. Geçmişte yaşadığı dağınık anıları bir an için birleştirmeye çalıştıysa da hemen vazgeçti. Lambasının loş ışığı gözlerini rahatsız etmeye başlamıştı. Son gücüyle lambayı kapadı ve uyumaya çalıştı.

 Çocukluk yıllarından beri hayallerini süsleyen mezuniyet törenine bir gece uzaktaydı artık. Kepin püskülünü sağdan sola bırakışını son kez gözünde canlandırdı. Yarına hazır sayılırdı. Lise günlerini resmen bitirmek üzereydi. Kıymetini biterken anladığı lise günlerini...

 Sabah kalktığında kendini büyük güne hazır hissediyordu. Sıkı bir kahvaltı yaptı ve hazırlıklara başlamadan çevresine son bir kez hızlıca göz gezdirdi. Hazırlanmaya başlamalıydı, geç kalmak istemiyordu. Arkadaşlarının hazırlanmaya başladıklarının farkına varması üzerindeki baskıyı arttırdı. Her şeye rağmen sakindi. Skandal yaşamak istemiyordu. Hızlıca hazırlandı ve okula doğru yola çıktı. Oditoryuma girerken erken geldiğini hissetti ve adımlarını yavaşlattı. Geç kalmadığı için mutluydu. Arkadaşları bir bir gelmeye başladığında üzerindeki heyecan daha da arttı. Birkaç ay önce tanıştığı Ayda'nın karnına tokadı indirmesine hazırlıksız yakalandı. Bu tarz hareketlerine herkes gibi artık o da alışmıştı. 

  Vakit geldiğinde herkes sohbeti bırakıp oturduğu yerden kalktı ve sıraya dizildi. Birkaç dakika sonra sahneyle arasında birkaç metre kalmıştı. Heyecanını bastırmaya çalıştı ve bunda kısmen başarılı oldu. Hata yapıp rezil olmak istemiyordu. Adı okununca sahneye adım attı, müdürün elini sıktı ve diplomasını aldı. Püskülünü sağdan sola atıp fotoğraf çektirdi. Yerine yürürken kendisini çeken fotoğrafçıları fark etmedi ve törenin geri kalanını takip edeceği yerine oturdu. Sınıf arkadaşları ve yıllar boyunca biriktirdiği arkadaşları bir bir sahneye çıkıp gülümserlerken alkışlamaktan elleri ağrıdı. Tören sona ermek üzere iken gelen "Kepler havaya!" cümlesine bir an için hazırlıksız yakalansa da elinden hemen kepini bırakıp havaya atıverdi. Aniden herkes birbirine sarılmaya başlayınca o da öncelikle yakındaki arkadaşları ile sarılma merasimine katıldı. Kısa bir süre sonra, yine Ayda gibi birkaç ay önce tanıştığı Derin ile göz göze geldi ve onu da tebrik edip diğer arkadaşlarının yanına döndü. Saniyeler sonra, o karşısındaydı. Lise yılları boyunca hoşlandığı ve her geçen gün daha da aşık olduğu o gizemli, güzeller güzeli kız... Sarılmaktan ilk başta çekindiyse de kendisini kızın kollarının arasında bulması ve saçlarının kokusunu teninde hissetmesi pek uzun sürmedi. Ona tam da o onda itiraf edemediği aşkını fısıldamayı düşledi lakin bu imkansızdı. Gözleri doldu. Kızdan ayrılırken bakışlarını kaçırdı ve oradan bir an evvel uzaklaşıp o anı hafızasından silmek için güçlü bir arzu duydu.  Tam anlamıyla artık bu duruma daha fazla dayanamıyordu. Seneler boyunca onun için sarf ettiği onca emeğin boşa gittiğini bir kez daha aklından geçirdi. Kabullenmek zor geliyordu ama bu durumu olgunlukla karşılaması gerektiğinin bilincindeydi. Mezunlar, kokteyl alanına ilerlemeye başlarken gözleri bir an için arkadaşlarını aradı. Arkadaşlarını göremeyince geç kaldığını düşünüp adımlarını sıklaştırarak o da kokteyl alanına ilerledi. Arkadaşlarını çok geçmeden buldu ve çoğunun çakırkeyif olmaya başladıklarını fark etti. O, çocukluğundan beri alkol ve tütün ürünlerine elini sürmezdi. Arkadaşları bu durumu ilk başta tuhaf karşılasa da artık kabullenmiş gibilerdi. O gece de alkol içmesi için biraz ısrar etseler de fazla üstelemediler ve kendilerini dans pistine attılar. Dakikalar ilerlerken her biri velilerinin bakışlarını üzerlerinde hissetmeye başladı ve o gecenin tadına tam anlamıyla varamadı. Kendisini alkole fazla kaptırıp dünyayla arasına setler çeken mezunlar da vardı. Tam anlamıyla süzüle süzüle dans ettiklerinden alkol aldıklarını anlamak pek güç değildi. Pasta kesiminin ardından, herkes dağılmaya başladı ve dans pisti yavaş yavaş boşaldı. Artık gitme zamanı gelmişti. Dans pistinde kalan son birkaç arkadaşına - Derin ve Ayda tabii ki bunlardan ikisiydi - veda ederek eve gitmek üzere okuldan ayrıldı. Artık uyumak istiyordu. Yatağa girip gözlerini kapamak ve lise aşkını düşünerek hayallere dalmak...

Yanıyor KalbimTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon