25

538 41 1
                                    

"Geldiğin için çok mutluyum," Betty'e gülümsedin. Doğum gününün ardından iki gün geçmişti ve ben eve gitmek istemediğim için sürekli dışarıda buluşuyorduk.

"Bende öyle, babam ne dedi?"

Derin bir nefes verdi, bu olaylardan dolayı yıprandığını biliyordum ama elimden bir şey gelmiyordu.

"Hiçbir şey. Bu biraz garip."

"Ya annem?"

"Ortamı yumuşatmaya çalışıyor sürekli. Seni savunduğunu bil, nasıl yaptığını sorma. Çünkü bende bilmiyorum."

Dudak büzdüm.

"Neden böyle oldu ki?" Diye sorduğumda sadece onunla değil, kendi içimde de tartışıyordum.

"Sadece Pedri'ye karşı bir şeyler hissetiğimi söyledim. Aşırı tepki değil mi?" Dolan gözlerimle ona baktım. Dudaklarını birbirine bastırmış düşünüyordu.

"Bizi korumak istiyor ama çok ileri gitti. İlişkine karışmaması lazım, haklısın."

Yine de gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Beni kovduğu yer çocukluğumdan veri evim dediğim yerdi. Hala yaptığı şeyleri aklım almıyordu.

"Ağlama, bir yolunu bulacağız." Bir eli sırtımı sıvazlarken beni teselli etmeye devam etti.

"Hey!" Birden yanımızda biten çocuğa döndü bakışlarım. Bizim yaşlarımızda gibi duruyordu.

"Fotoğraf çekilebilir miyiz?" Havalanan kaşlarımla bir süre duraksadım. Ardından bir elim kendime işaret ederken konuştum.

"Benimle mi?"

Çocuk şaşırmama anlam veremedi.

"Evet, sen Gabriela değil misin? Pedri'nin sevgilisi?"

"Evet," diye mırıldandım. Yanıma kadar geldiğinde elindeki telefondan kamerayı açıyordu. Telefonu Betty'e uzattıktan sonra poz verdi, bende gülümsedim ve berbat halimin fark edilmemesini umarak onunla fotoğraf çektim.

"Teşekkürler," dediğinde telefonu alıp gitti.

"Ünlü olmuşsun,"

Çatılan kaşlarımla Betty'e döndüm.

"Ne ünlü ama 'Pedri'nin sevgilisi',"

"Biraz keyfini çıkarmaya ne derdin? Yakışıklı, zengin, İspanyol beyefendisi bir adamla çıkıyorsun ve sürekli mızmızsın. Yerinde olmak isteyen binlerce kadın var." Ona side eye bakışımı gönderdikten hemen sonra konuştum.

"Pedri'yi seviyorum Betty ve artık onunda beni sevdiğinden eminim, mutlu olmam gerekirken neden böyle hissediyorum? Tam olarak tadını çıkaramıyorum gibi."

"Depresyondasın," çok basit bir şeymiş gibi dediği kelimeyle kaşlarımı çattım.

"Öyle olsa bilirdim," göz devirdiğinde kaşlarımı kaldırarak 'ne?' diye sordum.

"Depresyon senin sandığın gibi basit bir şey değil Gabby, sadece aşk acısı yüzünden depresyona girmezsin. Hayattan zevk almamaya başlamak en büyük depresyon belirtisi."

Uzun bir süre sessizliğimi korudum, düşünüyordum ve düşündükçe işin içinden çıkamıyordum.

"Unuttuğum diğer şey, babam. Onunla aranın kötü olması seni sandığından daha fazla etkilemiş olabilir."

Ve sessizliğimi korumaya devam ettim. Telefonum çalana kadar da aramızda başka bir konuşma geçmemişti. Çalan telefonumla ikimizinde gözleri masanın üzerindeki telefonuma kaydı ve Pedri'nin aradığını gördük.

karmaşık | pedriWhere stories live. Discover now