12

1.1K 65 12
                                    

Her zamanki rutin bozulmuştu. Bu gün uzun zaman sonra ilk defa Pedri'yle ayrı olarak okula gidiyorduk ve bundan oldukça memnundum. Pablo'nun park ettiği arabadan indiğimizde Lorenzo bize uzaktan bir bakış atmış ve küçük adımlarla yanımıza ulaşmıştı.

"Günaydın Martin." Dedi oldukça mükemmel olan gülümsemesiyle. Pablo ona içten bir şekilde gülümsediğinde gözlerim otoparka giren Pedri'nin arabasına takıldı, hızlıca bir yerlere park ettikten sonra arabadan indi. Kaşlarımı çatmama neden olan ise diğer kapınında açılmasıydı, yanındaki koltuktan dünki sarışın kız indiğinde gözlerim çoktan dolmuştu bile. Ağlamama sebep olan ise, ultra yakın tavırlarla kolunu onun omzuna atmış olmasıydı. Yürümeye başladıklarında art arda akan damlalara engel olamadım ve Lorenzo'nun yanında oldukça şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım.

"Cidden mi?" Diye sorduğumda ikiside endişeyle bana bakıyordu. "Aptal orospu çocuğu!" Diye tısladığımda onlarda diğer ikisini fark etmişti.

"Gabriela sakin ol."

"Olmayacağım, tanrım, ona daha fazla dayanmayacağım! Siktiğimin orospu çocuğu!" Arabasının sürücü koltuğuna geçtiğimde diğer ikiside arabaya geçmişti hızlıca. Arabayı deli dolu bir şekilde park edilen yerden çıkardığımda Adriana'nın gözleri büyümüştü. "Tanrım, onları ezmeyecek değil mi?" Bakışları Pablo'ya döndüğünde, "Sakin ol." Dedi ona Pablo. "Tabii ki ezmeyecek. Nereye gittiğini söyle Gabby." O çiftin yanından hızlıca geçip yola çıktığımda, "Ev." Dedim. "Tabii artık ev değil, o sikik orospu çocuğuyla daha fazla kalmayacağım. Yanındaki kaltakla kalsın, pislik."

"Gabriela tanrı aşkına, seni bu kadar kızdıran ne? Hani aşık değildin?"

"Sikeceğim Pablo, sussana!"

"Duygularını açıkla o zaman!" Gözlerim bizi sinema izler gibi izleyen Lorenzo'ya döndü. "Sevgilini sustur."

"Ne? Biz sevgili değiliz."

"Sana aşık." Lorenzo çatılan kaşları ile Pablo'ya döndüğünde o yüzünü iki eliyle kapatıp derin nefesler alıyordu. En sonunda sinirli bakışları bana değdiğinde omuz silktim. "Bana duygularını açıkla deyip, senin gizlemen saçmalık."

Adriana konuşmadı, bende hızla sürdüğüm için çabucak vardığım evin önüne park ettim ve arabadan indim. Neredeyse koşar adımlarla eve girdiğimde ikisi hala peşimden geliyordu, alt kata hiç bakmadan direkt kendi odama çıktım ve bazanın altına koyduğum bavullarımı çıkartıp giyinme odasındaki eşyalarımı neredeyse içine fırlattım.

"Nereye gideceksin?' Diye sordu Pablo. Arkamı döndüm ve ikisine kısa bir bakış attım. "Bilet alana kadar sende kalırım, sonra İngiltere'ye uçacağım."

Eşyalarımı hunharca yerleştirmeye devam ederken oldukça fazla olduklarını fark eden Lorenzo yanıma gelmiş ve çekingen hareketlerle bana yardım etmeye başlamıştı. Ona bakmadan konuştum. "Onda kalmam senin için sıkıntı olur mu?"

"Aramızda bir şey yok." Diye kalıplaşmış bir cevap verdiğinde göz devirdim. "İkinizde birbirinizden hoşlanıp ergenler gibi acı çekeceğinize adam gibi oturup konuşun." Dedim, cevap vermedi. Kısa bir süre düşündüğümde kendi kendime gülmüştüm. Bizimde onlardan pek farkımız yoktu aslında.

Ben hala tüm sinirimi giysilerimden çıkarırcasına sertçe bavulumu yerleştirmeye çalışırken o da yanımda sakinlikle durdu ve bana yardım etti. Kapının önünde duran başka bir araba sesi duymadan önce Pablo'da kapıya yaslanmış beni sakinleştirme çabasına devam etmişti. Pedri'nin geldiğini belli eden araba sesinden sonra kapı sesi de ona eşlik etti ve sinirle Pablo'ya döndüm.

"Götür onu."

"Ne? Sence ben Pedri'ye karşı çıkabilir miyim?" Bakışlarım kapıya kitlendiğinde diğer ikisi de oraya baktı. Pedri kaşları çatık bir şekilde üçümüzü süzdü ve ardından, "Arabayı öyle sürünce bir şey olduğunu sandım." Dedi.

"Üstelik sen dün gece eve gelmedin." Dedi beni işaret ederek.

"Merak etseydin arardın Pedro." Eşyalarımı valize doldurmaya devam ettiğim bize doğru yaklaştı.

"Bu da ne? Nereye gidiyorsun?" Ona cevap vermeyip bavulumla ilgilenmeye devam edince hızlı adımlarla yanıma yaklaştı ve kolumu sertçe tutup ona bakmamı sağladı. "Sana diyorum Gabriela."

Gözleri, kızarmış yanaklarıma ve akan yaşlarıma değince yüz ifadesi yumuşadı ve kolumu tuttuğu elini gevşetti. Kolumu hızlıca ondan ayırıp geri çekildim, "Bana bir daha dokunmaya kalkma." Hunharca ortaya attığım cümlenin ardından önüme düşen perçemlerimi aynı hırsla kulağımın arkasına ittirdim ve devam ettim. "Kırarım."

Pablo, Pedri odaya girdikten sonra Adriana'yı kolundan tutarak odanın dışına çıkarmıştı ve büyük ihtimal aşağıda beklemesini falan söyledikten sonra tekrar yanımıza geldi. Kızarık gözlerim ona döndüğünde bana hafifçe tebessüm etti.

"Pedri, Adriana'yı okula bırakır mısın?" Sanki az önce ne olduğunu kavrayamamış gibi anlamsız bakışları üzerimde gezindi, daha sonra ise Pablo'nun onu kolundan tutarak odanın dışına çıkarmasına izin verdi.
__

(düzenlendi)

EEYYYY PARADO NO BAİLOO

kısa oldu ama olsun

bu sefer gece 3te paylasmamaya karar verdim normal insanların saatlerine uysun diye cok dusunceliyim 🤡

VOTE ATİN bay

karmaşık | pedriWhere stories live. Discover now