22

663 46 1
                                    

"Tebrikler çocuklar!" Ailelerimiz karşımızda bizi tebrik ederken yüzümde koca bir gülümseme vardı. Ailelerimiz iki gündür aynı evde yaşıyorlar ve her öğünü beraber yiyerek sohbet ediyorlardı. Güzel anlaşıyor olmaları oldukça hoşuma giderken Pedri'nin fikrini hayata geçirmek için bu günü beklemiştik.

Bu gün mezun olmuştuk, evet sonunda ailelerimizin önünde mezun olduk ve şimdi onlarla beraber bir pasta kesiyor, kendi aramızda kutlama yapıyorduk.

"Dilek tuttunuz mu?" Betty'nin heyecanla sorduğu soruya ikimizde başımızla onay vermiştik.

"Dilek dediğin doğum gününde tutulur," Fernando'ya baktım kısılan gözlerimle.

"İstediğim zaman tutarım bebe Pedri," birbirlerine benzedikleri için böyle seslenmeye başlamıştım ve bundan oldukça memnuniyetsizdi. Sinirli gözlerle bana baktığında bir şeytanlık yapacağını anlamış fakat önüne geçememiştim. Tabaktaki pastayı yüzüme buladıktan sonra yetmezmiş gibi saçlarımı karman çorman yapıp pastayla bütünleştirmişti. O bunları yaparken ben çığlık atıp onu itmeye çalışmakla meşgüldüm fakat yerinden kıpırdamadı bile. Benden küçük olana gücümün yetmediği kafama dank edince Pedri'yle beraber spor yapma fikri aklımın bir köşesine kazındı.

"Bıraksana, gerizekalı!"

"Sensin bebe Pedri!"

"Ne hale geldim ya," diye sitem ettim ona. Dil çıkarmakla yetindi.

Lavaboya gidip yüzümü iyice yıkadıktan sonra uçları pasta olan saçlarımı da ıslatmış ve yapış yapış olduğu için topuz yapıp bırakmıştım. Şimdi duşa giremezdim, daha en önemli yere gelmemiştik. İnsana benziyen halimle tekrar içeri girerken annemler kendi aralarında sohbete dalmıştı. Fernando bana bakarken ona orta parmağımı çıkardım.

"Geldim," diye mırıldandım Pedri'nin yanına geçerken.

"Şimdi mi?" Diye fısıldadı bana doğru. Başımla onayladım onu. Boğazını temizledi ve kendini konuşmaya hazırladıktan sonra herkesin ilgisini çekti.

"Sizinle önemli bir konu hakkında konuşacaktık, yani ikimiz içinde önemli, sizin de haberiniz olması gereken bir konu."

Tüm bakışlar üzerimizdeyken yutkundum, tepkilerini tahmin edemiyordum.

"Biz ikimiz," diye devam etti Pedri. Açıkçası onun bunu nasıl yaptığını merak ediyordum. "Uzun zamandır beraber yaşıyoruz ve bir süredir  aramızdaki ilişki sadece arkadaş olmaktan ibaret değil." Tuttuğum nefesimi verdim.

"Nasıl yani?" Diyen onun annesi olmuştu. "Siz beraber misiniz?" Pedri onu başıyla onayladı.

"Yani mutlusunuz?"

"Eğer mutlu olmasaydık sürdürmezdik." Kendinden emin duruşu ve sesi gülümsememe neden oldu. İçimdeki tüm gerginlik uçtu gitti.

"Pekala, Gabriela bu konu hakkında ne diyor?" Babasının sorduğu soruyla tekrardan onlara döndüm. Pedri'nin ailesiyle ilişkisini çok seviyordum. Çünkü ailesi benimkiler gibi en ufak şeyde sıkıntı çıkarmaya yemin etmiş insanlar değildi, şimdiki gibi bir konu hakkında herkesin görüşünü öğrenir ve saygı duyarlardı.

"Ben onunla mutluyum ve aramızdaki şeyin geçici bir heves olmadığı için sizin de haberiniz olmasını istedik. Artık ikimizde çocuk değiliz..."

"Öylesiniz," diyen babam olmuştu. Şaşkın bakışlarım ona döndüğünde gerçekten mi adlı bakışımı da sergilemiştim aynı zamanda.

"Baba?" Sesim yalvarma gibiydi, sadece her şeyi berbat etme tınısı içerek bir yalvarma. "Lütfen," diye mırıldandım duyabileceği bir şekilde. "Seninle bunu konuştuk, lütfen yapma."

karmaşık | pedriWhere stories live. Discover now