26

27 0 0
                                    

Amelia

Gözlerimi yavaşça açtım, biraz yatakta oyalandıktan sonra doğruldum.

Yatağın baş kısmındaki camlardan odaya güneş misafir gelmişti.

Hayatıma yeni bir gün doğuyordu. Yaşamımdaki yeni bir bölümün ilk sayfasındaydım. Esteban'la beraber olacağım bu yeni hayat, heyecan vericiydi ve de korkutucu, çünkü başarısızlığa uğramak istemiyordum.

Esnedikten sonra gözlerimi odada dolaştırdım. Ayağa kalkıp camdan dışarı baktım. Camı açtığımda kuşların sesi odamı şenlendirdi ve ruhuma huzur verdi. Bahçe çok güzeldi.

Bulutlara baktım, maviliğin üzerindeki beyaz pamuklar yavaşça hareket ediyor ve masal diyarındaymışım gibi hissettiriyordu.

Hızla hazırlanmak için camdan ayrıldım. Banyodaki rutin işlerimi yaptıktan ve giysilerimi giyindikten sonra odadan çıkmıştım.

Aşağı indiğimde kimseyle karşılaşmadan dışarı çıktım. Sabahımı ilk Esteban'ı görerek kutlamak istiyordum.

Dışarı çıktığımda Esteban'la karşılaşınca irkilmiştim. Sanki başka bir şey istesem olacaktı, gerçi Esteban'ı görmekten başka bir şey de istemezdim.

Oturmuş tuhaf hareketler yapıyordu, sanırım yoga yapmakla meşguldü.

Kafamı hafif aşağı eğerek yavaşça Esteban'a yaklaştım. Gözleri kapalı olduğundan beni fark etmemişti. Sonunda kollarını kaldırarak derin nefes aldı, verdi. Gözlerini açtığında benimle karşılaşmıştı, gülümsedi. Dünkü sinirinden toz bile yoktu.

Ayağa kalkmaya yeltendiğinde ben de yanına varmıştım.

"Bahçede olduğumu nasıl anladın?" Sonunda tamamen kalkmıştı, önümde duruyordu. Belki de cevap verecektim, fakat Esteban çok hızlı ikinci soruya geçti. "Beni mi izliyordun?" diye sordu.

Dudaklarım kıvrıldı, bu bir gülümsemeye benzemiyordu, hatta bir tebessüm bile değildi. "Ben her zaman seni izliyorum," dedim tatsız bir tavırla.

Kahkaha attığında ben de gülümsemiştim. Kahkahası bittiğinde yanıma gelmiş, ellerini kollarıma bastırmıştı. "Ben de seni bekliyordum zaten."

Kaşlarımı kaldırdım. "Niçin?"

"Çünkü..." Dikkatle gözlerime bakıyordu, gözlerime baktığında içimde çiçeklenen sera vücudumu rahatlatıyordu. "...sana sürprizim var."

Gözlerimi etrafta dolaştırdım, mırıldandım. "Daha sevgili olmadan sürprizler başladı." Ardından ona baktım. "Bunu sevdim."

Gülümseyip kafasını aşağı dikti. Gülümsemesi bittiğinde yeniden bana bakmıştı. "Hadi."

"Şimdi mi?" Şaşırmıştım.

Esteban bir süre düşündükten sonra işaret parmağını kaldırdı. "Bir dakika." Oturduğu yerde sarı hoodie'yi alıp giyinmişti. "Şimdi oldu."

Onu dikkatle inceledikten sonra gözlerine bakarak kafamı aşağı yukarı salladım.

Yanıma gelip elimi tutmuştu. "Çok güzelsin."

Kafamı hafif yana eğdim, gülümsedim. "Teşekkür ederim." Beni güzel bulması mutlu olmama neden oluyordu. Bu harika duyguydu, hatta bunu söylemesi daha da harikaydı. Başkaları da beni güzel buluyordu -güzel göz zevki olan herkes-, ama Esteban'dan duymak bambaşkaydı. "Bu beni mutlu etti."

"O zaman seni hep mutlu edeceğim, demek ki." Tuttuğum elimi kaldırmış, dudaklarına yaklaştırmış ve öpmüştü. Tenime dokunan dudaklar dokundukları yerden başlayarak tüm vücudumu yaktı, vücudum alev almasına rağmen huzurlu ve mutluydum. Çok tuhaf bir durumdu.

Yalanlar, Kaçışlar İçinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora