25

23 1 0
                                    

Amelia

Esteban benden ayrılıp salonu terk ettikten sonra kızlarla beraber oturduğumuz masaya geri dönmüştüm. Bir kolumu masaya bırakmışken diğerini kaldırmış, elimle boynumu okşuyordum.

Etraftakilerin benimle, bizimle ilgili dedikodular yaptığını bazen benimle buluşan hiç tanımadığım gözlerden anlıyordum.

"Sanırım birileri sevgilisinin gitmesine üzüldü." Jessi'nin gülerek kurduğu imalı cümle benim de gülmeme neden oldu. Tam olarak sevgili olmasak da şu an bunu reddetme gibi bir saçmalık yapmayacaktım.

İçimde büyümekte olan korku Esteban'ın hareketleri, imaları ve üslubuyla daha da canlanıyor, karşısı alınamaz bir taşkına dönüyordu. Aldatılmaktan, kandırılmaktan ve ihanet edilmekten çok korkuyordum. Tanrıya şükür bu özelliklerin hepsi de Esteban'da vardı.

Esteban gibi erkeklerin... Zalimce sözlerden ve yıkılan hayallerden haberleri bile yoktu onların.

İç çektim, o sırada yanımdaki ses ona doğru bakmama neden oldu. "Nasılsın, Amelia?" Dikkatle yüzünü inceledim, bir yerlerden tanıdık geliyordu, ama çıkaramıyordum.

"Jackson..." Jessi'nin sesi benim şaşkın bakışlarımı fark edip yardıma koşmuştu. Gözlerimi Jessi'ye diktim. "...hani diskoda sizi tanıştırmıştım." Aniden aklıma gelen olaylarla kafamı aşağı yukarı sallayıp yüzüme huzurlu bir gülümseme takmıştım. Yeniden Jackson'a baktığımda daldığını fark ettim, üzerimdeki giysileri ve yüzümü inceliyordu. Bu bakışları beni rahatsız etmişti.

"Amelia, aslında..." Elini saçına götürüp saçını karıştırdı. "...biz seninle tiyatroda karşılaşmıştık." Elini saçından çekti, iki elini de cebine sokmuştu. "Konservatuar bölümünden olmama rağmen, Birkaç tiyatro oyununda oynamıştım."

Onu kırmak istemiyordum, ama hatırlamıyordum da. O yüzden belli belirsiz kafamı salladım.

Neyse ki bu durumdan Esteban'ın sesi -daha doğrusu bağırması- sayesinde kurtuldum. "Jackson Lagerfeld!" Bakışlarımı Esteban'a diktiğimde yüzündeki gerginlik kaskatı kesilmeme neden oldu. Salonun kapısının önünde duruyordu.

Esteban gelip Jackson'un yakasından tuttuğunda hepimiz ayağa kalkmıştık. Peşinden James ve Dorian de geliyordu, ama duruma karışmayacak gibilerdi.

Esteban'ı dikkatle izliyordum. Gözlerini Jackson'un gözlerine dikmiş, yakasını bırakmaktan tehditkâr bir şekilde imtina ediyordu. "Acaba yumruğunu sol gözüne mi geçirsem daha iyi olurdu, yoksa sağ gözüne mi, Jackson?" Resmen tıslamıştı.

Birkaç adımda yanına vardım. "Esteban, ne yapıyorsun? Neden yapıyorsun?" Kaşlarımı çok az çatmış, endişeli gözlerle onu izliyordum. Acaba Jackson, Esteban'a zarar mı vermişti? Bu düşünce tedirgin olmama ve üzülmeme neden olmuştu.

Bakışları bana kaydı, buna şaşırmıştım, çünkü beni umursamayacağını düşünmüştüm. "Belli olmuyor mu?" Kafasını Jackson'u göstermek için hafif hareket ettirdi. "Bu sapık sana sulanma derdinde."

Kaşlarım iyice çatıldı, endişe dolu bakışlarım yerini öfkeye bırakmıştı. "Ne yani, benim için mi? Jackson'un bana yaklaştığı falan yok, sadece Jessi ile arkadaş." Doğrusu bakışları hoşuma gitmiyordu, ama bu yüzden bilip bilmeden onu yargılayamazdım. Emin olmadan yapacağım bir adım kocaman kuleleri yıkabilirdi.

Esteban'ın gözleri James'a kaydığında ondan onaylar bakışlar almış, Jackson'un yakasını bırakmıştı. İşaret parmağını sallayarak Jackson'a gözlerini dikti. "Eğer Amelia'ya yaklaşırsan esamen bile okunmaz, duydun mu?" Kaşlarını kaldırmıştı.

Yalanlar, Kaçışlar İçinWhere stories live. Discover now