22

16 2 0
                                    

Amelia

Adımlarını kolayca bana çevirdi. Kaşları çatılmıştı. Az önce kurduğum cümleyi beyninde analiz ettiğine emindim.

Birkaç adım öne gelip gözlerine baktım. "Evet, seni kandırdım."

Kaşları iyice çatılmıştı. "İyi de..." Bir elini saçına götürüp karıştırdı, zemine bakıyordu. "...hangi konuda?" Bana baktı.

İçimde kopan fırtınaya engel olamıyordum. Bir yanım her şeyi açıkla, derken, diğer yanım sakın yapma, diyordu.

"Amelia?" Gözlerimi ismimi telaffuz eden dudaklara diktim, ardından yüzüne bakıp yutkunmuştum.

"Tamam..." Bana yaklaşıp sarıldı. Onu kandırdığını söyleyen bir kıza sarılmıştı? "...kendini zorlama." Yüzüme baktı. "Yüzün bembeyaz olmuş."

Bakışlarımı gözlerinden çekmiştim. "Beni eve götür."

Elini çeneme bastırıp yüzümü kaldırdı, gözlerine bakmamı sağladı. "Emrin olur, baş üstüne." Parmakları çenemden boynuma kadar dolaşıyorken dikkatimi gözlerine odaklamam baya zordu.

***

Sonunda araba evimin önünde durduğunda bir süre konuşmadan öylece durduk.

Sessizliği benim kımıldamam bozmuştu. "Teşekkür ederim." demiştim yüzüne bakarak, o ise sadece gülümsedi. Neden teşekkür ettiğimi bile sormamıştı. Belki dün gece beni o bataklıkta bırakmadığı içindi? Belki aşkı için? Belki anlayışı için? Belki beni eve bıraktığı için? Ona o kadar teşekkür borcum vardı ki.

Arabanın kapısını açıp indiğimde o da bana eşlik etti. Bir şey konuşmadan evin kapısına doğru yürümüştük.

Kapıya vardığımda ona doğru döndüm, gülümsemiştim. O da gülümsedi. Benim gülümsememin onu da gülümsettiğini görmek içimde tarifi huzur olan bir duyguyu uyandırıyordu.

Anahtarımı çıkarıp kilide soktum, lakin tuhaf bir şeyler vardı: kapı açıktı.

Yüzümdeki endişeyi Esteban fark etmiş olmalıydı. "Sorun nedir?"

Elimi dudaklarına bastırdım. "Sus."

Şaşırmış halde beni izliyordu. Gözleri dudaklarını hapseden elime indi. O zaman benim de içimde bir ürperti oluşmuştu. Sebebi ise avucumu öpen dudaklardı. Bu adam laftan anlamaz bir sapıktı!

Elimi hızla çektiğinde dudağı büzüşmüş halde, bana baktı. Cidden komikti, gülümsemiştim, o da gülümsüyordu.

Ardından aklıma gelen şeyle yüzüm kaskatı kesildi. "Esteban..." Fısıldıyordum. "...evde birisi var."

Esteban'ın kaşları çatıldı. Beni yavaşça geriye iterek önden içeri geçmişti. Ben de peşinden gelmiştim.

Yavaş adımlarla yürüyorduk. Duyduğum ses Esteban'ın gömleğini çekiştirmeme neden oldu. Bana baktı. Ben elimle mutfağı gösterdiğimde kafasıyla onaylamıştı.

Mutfağın önüne geldiğimde gördüğüm manzara dudaklarımın ve gözlerimin kocaman açılmasına neden oldu.

Karen tezgâha oturmuştu, Dorian ise önündeydi ve ona sarılıyordu, gülüyorlardı. Üstelik benim evimde!

"Dorian?" Esteban'ın sesi fingirdeşen çiftin dikkatini çekmemize neden oldu.

Karen şaşırmıştı ve ne söyleyeceğini kestiremiyordu. O sırada Dorian sırıtıyordu ve Karen'i bırakmak gibi bir amacı da yoktu, hâlâ sarılıyordu. "Ödeştik." dedi.

Yalanlar, Kaçışlar İçinOnde histórias criam vida. Descubra agora