43

205 23 20
                                    

-Jimin

"Neden bu kadar uzun sürdü?" diye atıldı psikopat kız, donuk kahverengi gözleri ateşle parlarken. Gözlerindeki cehennem, göğsüme çöken şeyle aynıydı. Kalbim hızla atmaya devam ediyordu sinirden.

"İşim vardı." diye mırıldandım, bakışlarımı odadaki çalışanlar üzerinde gezdirirken. Ya da psikopat kızın gözlerindeki ölümcül bakışlar dışında herhangi bir şeye baktım.

Hala beni öldürmeyi planlıyordu, düşüncesi bile gülünçtü.

Beni öldürmek bu kadar kolay olsaydı çoktan ölmüş olurdum. Vücudumdaki yaralar bunun kanıtıydı.

Yüzleşmemizden sonra, kırık oyuncak bebek ve ben birlikte çalışmaya karar vermiştik.

Mark dizginleri ele alıp benim oğlumu kaçırmaya ve köleleştirmeye karar verdiği için, onun artık yaşamasına değmeyeceğine karar vermiştim.

Yoongi'ye karşı komplo kurması için geçirdiği iki saniye, adını bir Ölüm Defterine yazmasıyla aynı şeydi.

Onun yaşama şansı kalmamıştı.

Böylece dördünü bayıltmıştık. Oyuncak bebek onları konukların bulamayacağı bir yere götürüp cevaplarımı almam ve işlerini tamamen bitirmem için gece yarısında benimle buluşacağını söylemişti.

Claire, her şeye tanık olduğundan oyuncak bebek onu kovalamıştı, ilgilenmem gereken dört adam varken hiçbir şey yapamamıştım ama o perili evden çıktığım anda adamlarımdan birinin onu bulmasını ve güvenli bir yere götürmesini sağlamıştım.

Bu kadar basit, Claire huzur içinde bir hayat yaşamayı hak eden istismara uğramış bir kadındı. Aynı zamanda bir suça tanık olmuştu ve bunu birine söylemesine izin veremezdim.

Sonra gidip Yoongi'yi buldum, tüm bu zaman boyunca onu takip etmiştim. Perili evleri ve ürkütücü panayır çadırlarını gezip heyecanlı yolculuklara çıkarken eğlenmesi için onu rahat bırakmıştım. Tüm bunlar olurken gözlerden uzakta, sessizce onun arkasında kalmıştım. Hiç kimsenin ona alaycı bir ifadeyle bile bakmaması için tetikteydim, yoksa bedelini öderdi.

"Neredeler?" diye sordum gözlerimi garip kıza dikerek. Beyaz geceliği çoktan kana bulanmıştı. Tek kaşımı kaldırdım ama hiçbir şey söylemedim.

Merdivenlere doğru başını salladı.

"Yukarıdaki oyun odamda."

Beni merdivenlerden yukarı yönlendirdi ama bir an duraksayıp antreye baktı, bir şeye gözünü dikmiş gibi gibiydi. Ama baktığı yerde hiçbir şey görmüyordum.

"Ben sizi çağırana kadar burada kalın." dedi, gözlerini aynı boşlukta tutarken.

Kiminle konuştuğunu anlamaya çalışarak bekledim.

Bir an duraksadıktan sonra, "Kendim halledebilirim." diyip merdivenleri çıkmaya devam etti.

Bu çok tuhaftı.

Yıllarca kendimi birçok ilginç duruma sokmuştum. Gerçekten ilginç durumlar. Ama bu, listenin en üstündeydi.

Boğazımı temizledim, "Peki, ah... senin olayın ne?" diye sordum.

"Olay derken ne demek istiyorsun?" diye atıldı.

"Konuştuğun o insanlar.. benden hoşlanmıyorlar mı?" diye sordum, sesimde belirgin bir keyifle.

Onun olayının ne olduğundan hala tam olarak emin değildim. Belki uyuşturucudan kafayı bulmuştu, belki akıl hastasıydı ya da belki ruhları falan görebiliyordu.

Keep your heart open for me Where stories live. Discover now