35

386 36 23
                                    

-Jimin

Müzikten gelen bas bütün sesleri yok ediyordu.

Ritim göğüsümün içinden yükseliyor gibiydi. Kulüpleri çok fazla gitmez ve sevmezdim.

Birbirine sürtünen çiftlerin, kalçalarını sallayan sarhoş kızların ve çok fazla parfüm sıkmış, saçlarında bir yığın jel olan iğrenç ahmakların arasından geçtim.

Aman Tanrım, biri kıllı, aşırı bronzlaşmış göğüsünden sarkan altın zincir görünsün diye düğmelerini açmıştı.

İğrenç.

Metal merdivenlerden çıkarken siyah camlı gözlüğümü takıp yüzümü gizledim.

Kısa bir süre önce Jihoon'un başka bir adamın elinin onun elinin etrafına sararak çıktığı metal basamaklardı.

Sevgilisi ne kadar çocuğu bayıltana kadar dövsede o eli kesmekten zevk almıştım ve yine olsa yine yapardım.

Kimse kardeşime o istemediği halde dokunamazdı.

Park Jihoon.

Yakın zamanda üvey kardeşim yurt dışından gelmişti. Üvey kardeşimin olduğunu annem ve babam öldükten sonra öğrenmiştim. Annem, babam ile ilişkisi kötüleşmeye başlarken ve şiddet görürken bir gece kafasını dağıtmak için bir bara gidiyor, beni büyükbabama bırakarak. Alkolün etkisiyle bir ilişkiye giriyor.

Sonuç ise; artık küçük bir kardeşim var. Ve babasının kim olduğunu sadece annem biliyordu.

Tabi bunları büyükbabamın anlattığı kadardı. Gerçek mi değil mi tartışılır.

Yine de, onu öz kardeşim gibi benimseyip büyütmüştüm. Lise için yurt dışına gittiğinde de iletişimimizi kesmemiştik.

Kapı girişine ulaştığımda aniden durdum.

Hilal şekildeki kanepede Jacob bacaklarını açıp gözleri kapalı bir halde başını geriye atmıştı ve bir garson kız kucağında aşağı yukarı zıplıyordu. Vajinasının Jacob'ın penisini yutuşu herkesin göreceği şekilde eteği yukarı kaldırılmış, tangası kalçasının bir yanına çekilmişti.

Ne kadar alçaktan zıplaması gerektiğini görünce umursamadan tek kaşımı kaldırdım. Her iki kenarında da ikizlerden biri oturuyor ve her biri kızlarla iş tutuyordu.

İç çekerek gölgelere doğru geri adım attım ve silahımı çıkarıp susturucu parçasını taktım. Bas burada daha hafifti ancak kulakta vızıldayan bir mermi herkesin dikkatini çekerdi.

Jacob'ın kafasının bir santim yanına nişan alıp ateş ettim.

Hemen siper almak için eğildi ve zavallı kızı üzerinden iterek yere attı. Kız çığlık attı, ayağa kalkıp koşarken vücudunu kapatıyordu.

"Hey." dedim sakince.

İkizler harekete geçip kendi silahlarına uzanırken, Jacob donup kaldı. Önünde sarkan penisini kapatmak için pantolonunu hızla çekti.

"Silahları penislerinizle birlikte pantolonunuza sokarsanız sevinirim. Hiçbiriniz tipim değilsiniz. Ne yazık ki sadece bir tipim var ve oldukça koyu kahverengi gözlü, güzel biri."

İkizlerden biri sözümü dinlemeyip silahını çıkardı ve nişan almaya çalışınca ben de kafasının yanına bir el ateş ettim. Silahını bırakıp ellerini havaya kaldırdı.

Gözlerimi üç kıza çevirdim.

"Siz güzel hanımlar, dışarı çıkmanızı ve bundan hiç kimseye bahsetmemenizi istiyorum, tamam mı? Bir filin hafızasına sahibim, özellikle
yüzleri hiç unutmam."

Keep your heart open for me Where stories live. Discover now