Bir Kaç Söz ( Bölüm Değil)

16K 746 156
                                    

       Her veda, insanın içinden yolcu edemedikleriyle de yeniden ayrılması gibi gelir bana.

    Dostlar,

Size biraz Yaban'dan bahsetmek istiyorum. Yaban, sadece size iyi gelen bir hikâye değil, emin olabilirsiniz buna. Yazdıkça, artık unuttuğum, kendimle konuşmaktan koktuğum, kabuk bağladığını sandığım nice hatırayı da iyileştiren bir hikâye Yaban.
Bazı hikayelerin bıraktığı yaralar iyileşmez. O izleri okşayarak ömrü tamamlarsın.
Yaban, böyle zorlu bir dönemde yazılmaya başlandı.
Her şeyin kabuk bağladığı ama benim kendimi yara üstüne yara hissettiğim bir dönemde.

Bilmiyorum kaç kişiye dokundu, iyi geldi ya da yaralarının kabuklarını kaldırdı. Çünkü zaman zaman hüznünü saklayamadığım yerler oldu. Bazen geriye dönüp okurken yeniden hüzünlendiren yerler var. Muhakkak ki birilerini ufka baktırmış, Adem gibi iç çektirmiştir. Çünkü bu hikâye, yazanın iç çekme hikâyesi.

Canlar,
Özel bölüm düşünmediğimi her sorulduğunda belirttim. Çünkü bu bir hikâye, bir dizi değil. Bazı hikâyeler biter, sonrası okurun zihnindedir. Ancak, bu hikâyeye sanırım bir ya da en fazla iki özel bölüm yazacağım. Bende ilk ve özel olması sebebi baskın ancak Yaban'a veda etmekte nedense zorlanıyorum. Belki bunun da etkisi vardır. Ancak bu özel bölümler ne kadar vakti bulur, bilemem. Sonradan yine diplere çekildiğim bir zamana denk gelmezse gelecektir. Şimdiden zamanını kestiremiyorum. Umarım zaman fikrimi değiştirmez, kalbimde bu hikâyeyi kapatmaz.
Bazen öyle olur çünkü. İnsanın içinde açılan parantezler kapanır. Tekrar açmaya lüzum da imkan da kalmaz.

Daha evvel de söylediğim gibi ben bir yazar değilim. Edebi bir ürün ortaya koymuyorum ki bunun iddiasından dahi ar ederim. Ancak samimi, yürekten, içe işler bir şeyler yazmaya uğraştım. Umarım, sizlerde güzel bir iz, tatlı bir esinti, hoş bir sada olarak kalmıştır veyahut kalacaktır.

Ve son husus dostlar, Yaban finalden sonra kalkacak.
Tarihi de burada belirtiyorum. 20 Ağustos itibariyle Yaban'ı kaldıracağım ve düzenlemeye alacağım.
Çünkü ben Yaban'ı taslak olmadan, içimden geldiği gibi yazdım. Üstelik bu süreç tamamen telefondan yazıldı. On beş bin kelimelere dayanan bölümler yazıldığını düşünürsek ki bu kitap sayfası olarak değerlendirildiğinde oldukça fazla sayfa ediyor. Telefon hata payını arttırıyor.
Dolayısıyla eksikler, tutarsızlıklar söz konusu. Çünkü zaman geçip yazma süresi uzadıkça evvelki bölümlerdeki ayrıntıları unuttum. Normalde kitaplar taslak üzerinde netleşip kağıda dökülür. Böyle sevileceğini pek ummadığımdan hatta devam edebileceğimi de sanmadığımdan bir heves başladım psikoloğumun tavsiyesi üzerine ki duvarımda bahsettiğim için yineleyip sizi yormayacağım. Haliyle, bir okur olarak da bazı geri dönüşlerde eksikleri görebiliyorum.
Ancak, hikâye geri gelir mi, bilmiyorum. Belki düzenledikten sonra belli bir zaman için yayımlayıp kaldırabilirim. Çünkü burası güvenlik açığının fazla olduğu bir platform. Ve Yaban hikâyesi de benim için oldukça özel.
Yani, Yaban yayından kesin olarak kalkacak. ♥️

Başka hikâye mevzusuna gelirsek... Yazdığım birkaç hikâye var. Ancak en az on bölüm olmadan yayımlamayı düşünmüyorum. Bunlardan biri de Gölge.
Tabii nasıl ki okumak için zamana ihtiyaç var yazmak için dostlar daha fazlasına ihtiyaç var. Çünkü yazarken bazen günlerce bir cümle etrafında dönüyor insan. Kalemin akması için beklemek gerekiyor. Doğum anı gibi geldiğinde kalem akıp gidiyor zaten.

Hepinize bu süreç için ayrı ayrı teşekkür ederim. Biz yazdık ancak sizler okumasaydınız bir manası kalmayacaktı. Anlam kattınız. Var olun.
Ama özellikle canım Esra'ya bir kez daha teşekkür etmek isterim. Tanıtımını yapması ile bu hikâye benim de ummadığım yerlere gitti. Kendisine buradan gönül dolusu sevgiler. Kalbi güzel, kendi güzel bir insandır. Var olsun. MrsVaizovic ♥️♥️

Akşam saat 21.00'de görüşmek üzere...

İyi ki varsınız. İyi ki buluştuk buralarda. Sonrası mı? Sonrası nasip, kısmet, hayırlısı. ♥️

             *papatyakorusu

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin