29.❤️

46.8K 3.6K 576
                                    

             Merhaba canlar 🌺

⭐️⭐️Yıldıza basanın gökyüzü olsun hatırlatmasıyla...⭐️⭐️

Sizleri daha fazla sıkmadan bölüme alayım. 🌺 Çünkü bölüm de bölüm yani 🌺

         İyi okumalar, sevgili okur ❤️

(Beş sene önce)

Bahçedeki kilimin üzerine yerleştirilen büyük minderleri kontrol eden kıza pencere pervazına iyice yerleşip ağzındaki sigaradan derin bir nefes alarak baktı Adem. Akşamın alacasında karanlığı aşan bir ışık gibiydi. Ufuktan az evvel batan güneşle birlikte loş bir karanlığa bürünen karşı evde gezdirdi bakışlarını ve tekrar saçlarını savurarak hızlı hızlı koşturan, içinde çiçeğe duran ağaçları fark ettiren kıza baktı.
İçine şenlik olacak kadar güzeldi. Çok güzeldi.

On gün sonra Almanya'ya gideceklerdi. Babasının durumu bir yandan, geride bırakacakları bir yandan kara bir yılan gibi içinde çörekleniyor, kalbini sıkıştıran her şey sanki bugünü beklermiş gibi ardı ardına zihnine hücum ediyordu.

Tedavinin ne kadar süreceği belli değildi. Bir sene de sürebilirdi üç sene de. Her halükarda Almanya'da bir yaşamları olacak, buradan kopacaklardı.
Süre bir ay dahi olsa Adem için uzun, çok uzundu. Kalbindeki kendisini içten içe zehirlediğinin farkında olmadığı duyguları fark ettiği günden beri Sevda'yı görmediği saatler bile uzundu.
Adem birine böyle duygular besleyebileceğine ihtimal dahi vermezdi. Üstelik bu duyguların böylesine dehşetli olabileceğini hiç tahmin edemezdi. Bazı geceler, ani bir özlemle uyanıp camı açıyor, karşıdaki evin sımsıkı kapalı perdelerinin ardında onun olduğunu düşünmenin rahatlığıyla göğsündeki yangını biraz durultuyordu. Şimdi, uzun zamanlar boyunca ayrılık olacaktı ve Adem bu kadar olumsuz durum arasında Sevda'yı görünce nefes alır gibi hissederken ondan kilometrelerce uzakta bunu nasıl sağlayacağını hiç bilmiyordu.

Bir de korkuları vardı elbette. Sigarasından daha derin bir nefes alırken gözlerine ateşten bir acı yerleşti.
Sevda'nın onu sadece bir komşu çocuğu olarak önemsiyorsa dahi, unutmasından korkuyordu. Üstelik daha büyük bir korku vardı ki geceleri uyutmuyor, yemek yedirmiyor, güldürmüyordu.
Sevda, o yokken birini gönlüne alırsa ne olacaktı?

Ölmek kolay gelirdi Adem'e. Ölümden öyle korkan bir adam da değildi. Ama Sevda'yı birinin yanında, birinin kolunda, birine gülerken hayal dahi etse, kalbine kızgın bir demir şişi batırıp orada bırakıyorlardı sanki. Ve bazı şeyler ölümden zordu. Çok zordu.
Onun mutlu olmasını isterdi. Onu, bencil arzularla değil, ulvi duygularla seviyordu.
Ama bir yandan da isterdi ki de Sevda onunla mutlu olsun.

Gözünün önündeyken bir şeyler daha kolaydı. Ama gözden ırak olanın gönülden de ırak olacağını diyenlerin elbet bir bildiği vardı. Ama bu kendi gönlü için geçerli değildi, Adem bundan emindi de Sevda henüz genç ve toydu.
Ya onun gönlü, kendisine zamanında kırılmış olan gönlü, başkasıyla iyileşmeye kalkarsa, ne yapardı?

Bazı vakitler, Sevda'ya gönlünü açmaya niyetleniyor ama aynı hızla vazgeçiyordu. En önemli etken babasının hastalığıydı ve babası böyleyken gönlünün derdine düşmek, Sevda'nın gözünde de böyle gözükebileceğini bilmek nefsine de gururuna da ağır geliyordu.
Diğer sebep Sevda'nın kendisiydi. Bazen gözlerine öyle bakıyordu ki Adem'in içi titriyor, onun da gönlünde benden izler var, diyor, yana yana küle dönen gönlüne bir avuç kar serper gibi ferahlatıyordu. Ama bazen de Sevda öyle umarsız, öyle uzak oluyordu ki , mümkün değil beni sevmeyecek, diyordu.
Bazen ondan gördüğü ışığın bir umut kırıntısı olduğuna hükmederken bazen bunun sadece çölde serap görmek gibi bir yanılsama olduğuna karar veriyordu.
" Adem, o kadar seviyorsun ki o da sevsin istediğinden sana öyle geliyor." diye kendini azarlıyordu.

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin