27.Özlem

57.3K 3.8K 959
                                    

    Merhabalar dostlar, biz geldikkkk🌺

   Hikâyenin ivme kazanacağı bölümler başlıyor. Final soruları için de toplu cevap olsun: Kesin bir zaman veya bölüm diyemem şu anlık sizlere. Kafamdaki senaryolar bitince hikâye de biter ancak ben her şeyi tadında bırakmayı seven biriyim. Zamanı gelince uzatmadan bitecektir. 🎈

İkinci bir husus, özel bölüm yazma olaylarına gireceğimi sanmıyorum. Hikâye bitince bitecektir ve kalbinizde, hayalinizde yaşamaya devam edecektir.
O sebeple, ileride fikrim değişmezse ( çünkü insanım ve fikirler değişmek için vardır sjsjsjjs) özel bölüm yazmayı plânlamıyorum. Bu durum hikâyedeki diğer kahramanlara yeni bir hikâye yazma hususunda da geçerlidir. Düşünmüyorum.
Hayırlısı bakalım. ❤️

Bunun dışında son bir not. Aşk arzuyla harmanlanmış bir duygudur ama asla pornografik değildir. Şehvet hissi ile aşkın beraber olması, çiftlerin tutku hissetmesi aşkın doğal getirisidir. O sebeple yakınlaşmalara yer vereceğim ama ayrıntılı bir beraberlik yazmayı düşünmüyorum. Cinsellik, kitapta da olsa mahremiyet sınırı olan bir alandır bence ve fazla ileri gitmeye lüzum hissetmiyorum en azından bu hikâye için.
Başka hikâyelerde -belki- karakterin sert yapısı ya da hikâyenin durumu buna müsaitse olabilir ama yazarsam da yine de muhakkak dozu olacaktır. 🌸

⭐️⭐️Beğenilerinizi, yorumlarınızı eksik etmezsiniz diye umuyorum. Her yoruma bu ara yoğunluktan dönemesem de fırsat buldukça okuyor ve güzel yorumlarınızla motive oluyorum. ⭐️⭐️

Ve sizi hikâye ile baş başa bırakayım artık. Çünkü Yaban ve Şakayık'a doyacağınız bir bölüm oldu. ❤️

İyi okumalar sevgili okur. 🌺

                                     •
Üç sene önce / Almanya

    "Baba daha iyi misin?"

Ağzındaki oksijen tüpüne ait ağızlık sebebiyle konuşamadığı için sadece başını sallamıştı babası. Gözlerindeki sıkıntılı ifadeye sevecen ve anlayışlı bir ışık yansımıştı. İyiyim, demeye çalıştığını ,  karşısında ona endişeyle bakan kendisinin kalbini ferahlatmaya çalıştığını görebiliyordu Adem.

Yatağın yanındaki koltuğa çökmeden önce güven vermek için babasının elini sıktı. Babasının hastalıkla ve onlarca ilaçla yorgun düşmüş bedeni daha fazla dayanamadığı için  ağır ağır gözleri kapandı.

Annesini ve Nur'u yarım saat önce eve göndermişti. Yatağın başındaki stor perdenin aralığından inen akşama baktı. Canı deli gibi sigara içmek istese de şu an babasını bırakıp gidemezdi. On dakika önce bir atak geçirmiş ve Adem'i çok korkutmuştu. Son zamanlarda iyice zayıflayan ellerinin üzerinde iyice belirginleşen damarlara takıldı gözü.
İnsan, hayat karşısında ne kadar da acizdi!

Oturduğu siyah, deri tekli koltuğa iyice yayılıp başını arkaya düşürdü. Gözlerini sıkıntıyla kapattığında önce göz kapaklarının ardında koca, siyah bir evrenden başka bir şey gözükmedi ama sonra... Birkaç dakika sonra yine aynı yüz, aynı gülüş, aynı bakışlar... gelip göğsüne bir ateş parçası gibi yerleşti.
Özlemişti. Yine. Sanki üç gün önce onu görmemiş gibi senelere yayılan, kemiklerini kıran, tipide kalmışçasına çaresiz bırakan bir özlemdi bu.

Geniş göğsü inip kalkarken gözlerini açtı. Adem'e bazen öyle geliyordu ki gidip sımsıkı sarılsa içindeki bu köz köz olmuş hasret dinecek, kalbindeki bu şiddetli ağrı hafifleyecekti.

Ayaklanıp pencereye ilerledi Adem. Omzunu pervaza dayayıp dışarıdaki karanlığa kör gözlerle baktı. Görmemek için uzun seneler direndiği her şeyin, bugün bir kılıç yarası gibi kalbinde derin bir iz taşıması, o izin içerisine adını silinmez harflerle yazan kızın saçının bir tek teli için kavrulması... hayat karşısında her insan kadar kendinin de çok aciz olduğunu göstermiyor muydu?

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin