9. Kırılan Kalp

73.2K 4.9K 1.3K
                                    

" Adını mıh gibi aklında tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor gözlerin.
Ben sana mecburum, bilemezsin.
İçimi seninle ısıtıyorum."
Attila İlhan

*
Canlar,
Bölümler düzenlendiği için yorum ve beğenileriniz silinebiliyor. Eksikleri tamamlarsanız ne güzel olur. ♥️ Bu bölüme yeni bir geçmiş alıntısı düzenlemede yazıp ekledim. Yorumlarınızdan mahrum bırakmazsanız sevinirim.

Eğer buraya kadar geldiyseniz ve hikâyeyi sevdiyseniz lütfen yıldızı hikâyeyi okumaya başlamadan şenlendirelim. Beğenide bulunmak hem emeğe gösterilen saygıdır hem de birkaç saniyenizi bile almaz. ⭐️

Fikirlerinize önem veriyorum. Lütfen yorumlarda buluşalım. 🌺
*
     Karakterler hakkında mini bir açıklama yapmak isterim:

     Sevda'ya kızdığınızı biliyorum. Bunu zaman zaman yorumlarda da görüyorum. Bu bir savunma açıklaması değildir. Karakterleri kendiniz okuyup tanıyın isterim. Ama ben bazı hikâyelerde olduğu gibi mükemmel karakterler oluşturmuyorum. Buna vurgu yapmak istedim. Bu hayatın akışına ters zaten. Çünkü insanız, kusurluyuz. Herkesin hayatı göğüsleyişi birbirinden farklıdır.

Hâliyle Sevda'nın da aşkla başa çıkma yolu bu. Doğru olduğunu savunamam ama yanlış da diyemeyiz çünkü aşk öznel yaşanan bir olgu, duygu. Herkes kendi iç dünyasına göre anlam yüklüyor.

Sevda, dengesiz ya da aptal  değil. Adem'in ona yaklaşımlarındaki mesajların farkında. Sadece içindeki duygular fazla büyük. Gözünü Adem ile açmış diyebiliriz. Karşı cins ile iletişimi bu manada olmamış. Olabilirdi ama olmamış. Arkadaşları olmuş ki hikâyede bahsi geçecek ama aşka dair tecrübesiz. Bir de Adem'in onu uzun zaman çocuk gördüğü bir dönem var. Yetişkin insanlar arasında bu yaş farkı göze batmayabilir. Ama aralarındaki sekiz yaş sebebiyle Sevda çok ufakken Adem delikanlı. Yani Adem Sevda'yı geç fark ediyor ama Sevda'nın hayranlığı, sevgisi sonradan da bu duyguların aşka evrilmesi daha eskiye dayanıyor.

Sevda ince ruhlu biri esasında ama kırılınca kendini çekiyor, kendini kapatıyor ve kırılmak, bundan etkilenmek gururunu zedelediği için umrunda değilmiş gibi davranıyor. Aslında kalbini korumaya alıyor. Bunu yaparken de Adem'in duygularından emin olamadığı için hayal kırıklığından kaçıyor. Yani vesselam Sevda Adem kadar hatta belki ondan bile daha aşık. Sadece göstermekten, kendiyle ve bu aşk ile yüzleşmekten, Adem'in kendisinde bir zaaf olmasından korkuyor. Çünkü insan. Bir de bu korkularının bazı sebepleri var. Zaman içerisinde ortaya yavaş yavaş çıkacak. Hak vermeseniz de anlayacağınızı düşünüyorum. Meraklısına... Bu açıklamayı da buraya bırakıyorum. 🌺

İyi okumalar... ❤️

                                    

*
     Beş Sene Önce / Nisan

    Aracın camından akan ormanı izlerken oldukça heyecanlıydı Sevda. Hafta sonu piknik yapılacağını duyduğundan beri bir hafta bitmek bilmemişti. Piknikleri severdi. Beraber geçirilen zamanı severdi. Babasının ve Kenan amcasının bile dahil olduğu top ve ip oyunlarını severdi ama en çok abisiyle uçurdukları uçurtmaları severdi. Bazen onlara Adem de katılırdı ve hır gürlü, didişmeli de olsa hoş anılar kalırdı.

Nisan, bu sene oldukça sıcak gidiyordu ve bundan da memnundular. Son sene gelip çatmış, sınav için koştururken ister istemez strese girmişti. Sevda, hem Taylan kadar hırslı değildi hem ders çalışmayı sevmiyordu. Üstelik hayalleri Taylan gibi, sıkıcı ve zorlayıcı hukuk okumak asla değildi. Taylan'a da abisine de seçimleri için saygı duyuyor ve onlarla gurur duyuyordu ama o çizim yapmayı seviyordu. Derslerde bile dalıp dalıp  defter yapraklarına, kitap köşelerine, bazen sıranın bir yanına sonradan silmek üzere çizim yapıyordu. Babası seçimleri konusunda sonuna kadar arkasındaydı. Başlarda annesi pek istememişti ama sonradan çok da karışmamıştı. Bu sebeple hayalleri de amacı da belliydi. Resim yeteneğini destekleyecek bir alanda okumak istiyordu.

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin