46.Nişan ( Part 1)

35.2K 2.4K 687
                                    

Merhabalar,
Biz geldik. Umarım herkes iyidir. Kalbinizi kimsenin kırmasına müsaade etmediğiniz, ruhunuzun yara almadığı güzel günler diliyorum. ❤️

Sizi bekletmek istemediğim için düzenlemeyle uğraşmadan direkt paylaşıyorum. Eksikleri kalbinizle tamamlayınız. 🌼

🌟 Yıldıza dokunmayı, satır aralarında kendinizi  belli etmeyi unutmayınız. 🌟
Seven sevdiğine ( hikâyeye) sahip çıksın lütfen sjjsjajsjs

İyi okumalar sevgili okur 🌼

                                       *

" Kızım, çok uzaklaşma. Taylan'a da göz kulak ol. Bir de kimseyi dövme sakın. Taylan'ı da."

Sevda, sekiz yaşın çocuksuluğuyla dudaklarını büzerken omuz silkti.
" O da beni ispiyonlamasın. İspiyonlarsa döverim."

Masadaki tanıdık yüzlerin gülme seslerine rağmen Sevda hiçbirine bakmayıp sadece ciddi bir yüzle oturan Adem'e baktı.

" Hay Allah'ım! Kardeşin seni ispiyonlamıyor çocuğum.Sadece yaptığın yanlış davranışlar hakkında bizi bilgilendiriyor. Senin zarar görmenden korkuyor. "

Annesinin uyarı dolu bakışlarına kısa bir an bakıp yeniden omuz silkti Sevda. Göz ucuyla da artık büyümüş, kendisinden sanki fersah fersah uzaklaşmış, onu artık hiç görmeyen, bakmayan Adem'e bakıyordu.
Masanın altına girip bacağını mı ısırsaydı acaba? Dikkatini çekerdi belki. Bu kalabalıkta nasılsa anlamazdı kimse.

" O zaman, Osman'ı çamura yatırdığımı gelip söyleyen kimdi? Naz'ın da saçından bir tutam kesmişim. Ne var yani? Gelip hemen yetiştirdi size. Hem, Naz Taylan'ın ayağına bilerek basmıştı. Hak etmişti o. Aptal işte. Ben onu koruyorum, o gelip beni ispiyonluyor. Kardelen'in defterlerini ıslatıp çöpe attığımı da o söylemişti, biliyorum ben."

Annesinin, çaresizce başını sağa sola çevirmesi, uyarı amaçlı kaşlarını indirip kaldırması da işe yaramamıştı.

Mahalleden, emekli polis Tuğrul Bey'in oğlunun düğününe gelmişler, cümbür cemaat hep beraber oturmuşlar; gelin damat girişini bekliyorlardı. Ortamdaki bir parça müziğin sesi artarken Asuman Sevda'ya doğru eğildi.

" Bu meseleleri evde konuşacağız küçük hanım. Yeri değil. Hadi git dolaş ama kardeşine de söyle çok uzaklaşmayın."

Sevda, üzerindeki toz pembe elbiseye baktı, ayağındaki aynı renkteki parlak babetlere ve koyu yeşil gözlerini salonu izlerken Teoman'ın anlattığı bir şeyi ciddi bir yüzle izleyen Adem'e dikti. Adem'in ona laf atmamasına biraz canı sıkılsa da ara ara arkasına bakarak Taylan ve birkaç komşu çocuğunun olduğu yere doğru ilerledi.

Sevda, sık sık arkadaki masaya bakmayı sürdürse de Adem'in bakışları bir türlü pembe elbisesine de Sevda'nın bakışlarına da değmiyor; suskun bir ifade ile etrafı izliyordu.
Biraz sonra salon girişindeki hareketlilikle Sevda Taylan'ın eline yapıştı.
" Hadi Taytay, kalabalıkta ezilirsin şimdi sen.Annem seni bana emanet etti."

Taylan, yüzündeki gözlükleri düzeltip itirazsız Sevda'nın peşine düştü çünkü itiraz etse Sevda'nın kolunu bacağını ısıracağını ve onu zorla götüreceğini iyi biliyordu.

Gelinle damadın geçişini meraklı bakışlarla izleyen Sevda, takı törenini de aynı heyecanla takip etmişti.

Babasının kucağında otururken babasının sandalyesi Adem'e daha yakın olduğu için bir türlü inmek istememişti.
Bir müddet sonra babasıyla annesi, Serpil teyzeleri de alarak takı takmaya gittiklerinde, işaret parmağıyla Adem'i dürttü.

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin