FİNAL

117 9 33
                                    

Öncelikle herkese merhaba hayatımda bir çok garip şey oldu ve olmaya da devam ediyor bu süreçte aylarca bölüm atmama rağmen yine de okuyan varsa teşekkür ederim. İyi ki yazmışım dedirtecek insanlar vardı onlar kendilerini iyi biliyor, belki bambaşka güzel şeyler bekliyordunuz Ahenkin hamileliğini en ince ayrıntısına kadar anlatmamı ama dediğim gibi artık Konsere yazma hevesim yok. Üzülerek söylüyorum eski şevkimi kaybettim maalesef ki, ama size şunu söyleyebilirim yaşadıklarım ve yaşıyor olduklarımi yazmak istiyorum buraya okuyup okumamak sizin kararınız tabi ki. Yazıp rahatlayacağım. Yazıp hep hatırlayacağım daha fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum 💓

Mucize'yi kucağımda emzirirken bir yandan annemle telefonda konuşuyordum. "Vallahi en son cıldırıp size geleceğim" dedim.

Annem bir kahkaha attı. "Deli kız az sus, Akel oğlum ne yapıyor?" Dedi.

Akel. Ardil'im, yürek ateşim benim. "Ne yapsın çalışıyor bir yandan benim nazımı bir yandan aha bu eşeği çekiyor"

Mucize, bizim mucizemiz. Hamileliğim müthiş derece zor geçmişti. Sürekli aşerdiğim mevsimi olmayan meyveleri ve garip isteklerimi saymıyorum bile. Bu süreçte Akel elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmamış şirketten kaçıp kaçıp beş dakikalığına karnımı öpüp geri gitmişti.

O süreçte ettiğimiz kavgalar cabası tabi, ama yine de bir çok kadının imrenerek baktığı bir hamilelik süreci geçirmiştim. Gerçi aldığım kilolar yüzünden Akel'in 'Şu yanaklara bak' deyip sürekli sıka sıka morartması ayrı bir konuydu.

O aldığım kilolardan gayet memnundu aslında, göğüslerime istediğini yapabiliyordu sapık herif.

Doğum anında normal doğuma alınmış ama daha sonrasında çok kan kaybettigim için hemen sezaryana alınmıştım.

Gözümü ilk açtığımda mememi emen bir yaratık görünce alın şunu diye herkese bağırmıştım, Akel ise gördüğü en güzel manzara buymuş gibi beni izliyordu.

Bir kaç saat sonra kendime geldiğinde bebeğimize dikkatlice bakmıştım. Bembeyaz pamuk gibi bir teni vardı, gözleri lacivertti. Kesinlikle Akel'e benziyordu gözleri. Dudakları kıpkırmızı, burnu fındık.

Hastanede de ki tüm hemşireler ve doktorlar onu görmeye geliyordu, dediklerine göre hiç bu kadar güzel doğan bir bebek görmemişler.

Hastane de ben bebeğimizi emzirirken Akel bol bol resmimi çizmiş çizerken gelip dudaklarıma güzel öpücükler kondurmustu.

Sonrası zaten bana aldığım kararın doğru olduğunu ispatlamak için gibiydi. O kadar ilgili ve iyi bir babaydı ki, oğlumuza gözü gibi bakıyordu.

İsmini asla seçemedik, ama daha sonrasında Akel bir gece beni uyandırdı ve kucağına çıkarttı. O yıldız gözleriyle gözüme bakıp tatlı tatlı 'Mucize olsun mu?' diye sordu. O böyle sorarken nasıl başka bir şey söyleyebilirdim ki?

O bizim mucizemizdi, birazcık yaramaz bir mucize.

4 yaşına gelmesine rağmen meme emmeye bayılan bir mucize. "Anne kapatıyorum bu yaramazı mememden kurtarmam lazım" dedim ve telefonu kapadım.

"Ya Allah aşkına yetmez mi oğlum? Ha kuzum benim yetmez mi ananın iliğini sömürdüğün?"

Yaramaz yaramaz güldü. "Hayır kime çektin diyeceğim-"

"Açık değil mi güzel karım? Babasının izinden gidiyor benim oğlum"

Akel'in sesini duyar duymaz arkama döndüm. Uzun boyuyla kapı girişine yaslanmış kaşlarını kaldırarak muzır muzır gülüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KONSERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin