15. BÖLÜM |TÜM ŞARKILAR..|

344 36 30
                                    

Kurumuş ağzım yüzünden aşırı  bir rahatsız şekilde gözlerimi açtım. Yanımda uyuyan kıza baktım.

Pembe dudakları hafif açıktı, yüzünde çıkan ufak tefek sivilceler ona tatlı bir görüntü sunuyordu, uzun kirpikleri yüzüne gölge yapıyor, güzel burnu bir şeyden rahatsiz olmuş gibi kırışıp duruyordu.

Dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım. Dağınık saçlarına bakıp ayağa kalktım ve banyoya girdim. Yüzüme soğuk bir su çarpıp gözlerimi aynaya çevirdim. Kendime fazla bakamazken banyodan çıktım. Hala uyuyordu, uykucu.

Sessiz adımlarla yanına yaklaştım ve saçlarını okşadım. Bu hoşuna gitmiş gibi bir ses çıkarıp başını elime sürttü, yavru bir kedi gibiydi.

Yavaşça diz çöküp dudaklarımı alnına bastırdım.

Güzel kokusu burnuma dolarken derin derin soludum. Geri çekilip yüzünü izlemeye devam ederken gözlerini açtı. Gözleri gözlerime tutunurken tembelce güldü ve ellerini havaya kaldırıp saçlarıma dokundu.

"Güzel adam" dedi içli bir sesle.

"Güzel kadın" dedim içli bir sesle.

Yerinde gerinip doğruldu ve esnedi. "Acıktım" dedi karnını ovarken.

"Gel, hazırlayalım" gözleri irice açıldı ve hızla yataktan kalktı. "Sen aşağı git o zaman, hemen geliyorum" dedi ve parmaklarının ucunda kalkıp dudaklarını yanağıma bastırdı. Sonrasında koşa koşa banyoya gitmişti.

Şapşal. Yüzümde aptal bir gülüşle aşağı indim. Mutfağa geçip yumurta çıkardım ve tavayı ocağa koydum. Kettle da ısınan suyu bardağa döktüm. Her sabah limonlu su içerdim. Dolaptan limonu alıp kesmiş ve suya sıkmıştım. Tam o sırada belime dolanan kollar yüzünden irkilip elimde ki bardakla arkamı döndüm.

Sıcak su üzerine dökülmüştü. Ahenk'in dudaklarından kopan çığlıkla hemen tişörtünü tutup çıkardım. Muhtemelen karnına dökülmüştü, hafif kızarmıştı hemen diz çöküp üflemeye başladım.

"Kafamı sikeyim, çok mu acıdı?" Dedim telaşla. Acımış olmalıydı.

Yutkunup yukarıdan bana baktı. "Şey, Akel" öksürdu. O an konumumuzu fark etmiştim.

Önümde kırmızı ve dantelli bir sütyenle duruyordu ve ben diz çökmüş dudaklarım göğsünün biraz altında bir mesafeyle ona bakıyordum.

Siktir, dantelli sütyen mi?

Alttan bakınca göğüslerinin oldukça dolgun olduğunu itiraf etmeliyim. Tanrım, neler söylüyorum ben!

Hızla kalktım ve arkamı döndüm. "Özür dilerim" dedim kısık bir sesle.

Hafif bir kıkırdamadan sonra yerdeki tişörtü aldığını ve üzerine giydiğini hissettim. Arkamı dönüp ona baktım.

"İ-iyisin değil mi?" Kekelemiş miydim ben? Bu kız bana neler yaptırıyor...

Başını salladı "İyiyim" dedi elini göğsüne koyarak.

Boğazımı temizleyip kahvaltıyı hazırlamaya başladık.

•••
Kahvaltımızı yapmıştık ve şu an disardaydik.

Bir kafede oturuyorduk, kahvemizi yudumlarken telefonum çaldı. Hiç bakmayıp meşgule attım.

"Ahenk!" Yabancı bir sesle oraya baktım. Bu daha önce gördüğüm yavşaktı.

Ahenk gözlerini devirdi. Dün çıkardığı kıyafetleri giymişti. "Burak?" Dedi.

Onun ağzından başka bir erkeğin adını duymak bile benim için ölümdü.

Yerimden sakince kalkıp ona baktım, bana baktı ve kaşlarını kaldırdı.

"Akel ben" dedim sert bir sesle. "Burak" dedi.

Ergen şerefsiz. Ahenk ayağa bile kalkmadı ve kahveyi içmeye devam etti. Ah, işte benim kızım

"Neyse, seni görünce uğrayayım dedim" dedi ve göz kırpıp gitti.

Yerime oturup boğazımı temizledim. "Az önce iki tane horoz gibiydiniz ama daha çok çiftleşme mevsimine girmiş gibi" dedi hafif bir tebessümle.

O kadar güzel gülüyor ki...

Ağrıyan kalbime elimi bastırdım.

Kalbime hiç iyi gelmiyordu.

Koyu bir sohbete başlarken sürekli mimiklerini kullanıyor ve ortaya çok tatlı bir manzara çıkıyordu. Dayanamayıp kolumu uzattım ve güzel yanağını okşadım.

"Çok tatlısın güz yarası" dedim gülerek. Kızaran yanaklarıyla bana baktı.

"Seni seviyorum" dedi gözlerime bakarak. Kalbim delice çarptı. Yanağında olan ellerim titremeye başladı. Neler yapıyorsun bana küçük kız?

"Bana neden bu kadar geç kaldın küçüğüm?" Dedim titreyen bir sesle.

"Aklıma şu şarkı geldi" dedi ve güzel sesini bana sundu.

"Ben sana geç kaldım, sen bana erken" sesi kulaklarıma o kadar kutsal gelmişti ki...

"Söz konusu sen olunca tüm şarkılar sen" dedim kendime engel olamayarak.

"Söz konusu sen olunca her şey sen" dedi güzel bir gülümsemeyle.

Zarif elini tuttum ve dudaklarıma götürdüm.

"İşte şimdi dudaklarım kutsandı"

                  •••

"Seni defalarca kez arıyorum, ama açmıyorsun!" Dedi babam sinirli bir sesle.

Kravatını çıkartıp delici mavi bakışlarını bana çevirdi. "Utanıyorum senden, utanıyorum!"

Ona bakmadım. Bir gözümü benden calmışken hayır, hayatımı benden calmışken ona bakmazdım.

"Şu an karşında ki adam senin eserin" dedim.

Sinirle bağırıp elini havaya kaldırdı. Bana vuracak mıydı? Maalesef o bölümleri çoktan geçmiştik. Havada ki elini tuttum.

" O kadar acınası bir adamsın ki sen... Sana baktıkça acıyorum, senin çocuğun olduğum için kendime de acıyorum"

Nefretle ona baktım. " Sen karın öldüğünde yıkılan adam şimdi genç ve çıtır biriyle düşüp kalkıyorsun"

"Ama baba beni seviyor biri biliyor musun?" Dolan gözlerimi yumdum. "Bu gözüme rağmen" dedim sonlara doğru titreyen bir sesle.

"Bana sevginin acıtan bir şey olduğunu çok erken öğretmene rağmen" gözlerimi açtım. "Beni her şeye rağmen biri seviyor"

Ona yaklaştım. Ağzı leş gibi içki kokuyordu. "Seni kim seviyor baba?" Düşünüyor gibi bir ses çıkardım ve gülüp bağırdım. "Ah, kimse!"

Gözlerinden dökülen yaşlara inat omuzları dik bir şekilde bana baktı. "Beni seven kişi öldü evlat, Rabbim yasatmadan anlayamazsın bu acıyı" dedi ve elini benden kurtarıp gitti.

Ve böylece babamla normal bir konuşmanın sonuna gelmiştik. Koltuğa oturdum ve Ahenk'i aradım. Sesinde ki ahenge ihtiyacım vardı.

Yaşama sebebim olan kadın, iyi ki varsın...

                       🦋🦋🦋

Bölüm kısa biliyorum kusura bakmayın. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Wattpad sorun çıkarıyor çıldırıyorum.

Evet, Akel beyimiz babasıyla epey sorun yaşıyor bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tişört sahnesine ne demeli 🥵

Vote ve satır arası yorum atmayı unutmayın.

Mutlu ve sağlıklı kalın!💜

KONSERWhere stories live. Discover now