33. BÖLÜM |Ofis|

329 24 50
                                    

Sevgili günlük,

Biz Akel ile nişanlandık. İnanabiliyor musun?

Düğünümüz bir ay sonra olacak, Yüksel artık kemoterapiyi bırakacağımı söyledi.

Dediğine göre sadece bağışıklık sistemim çok düşük, bu yüzden sağlıklı beslenmeli ve bedenimi yoracak, yıpratacak şeylerden kaçınmalıymışım.

Ona nasıl şeyler diye sorduğumda bana hamilelik gibi dedi.

Bu beni çok üzdü, çünkü istiyordum.

Akel bunları daha bilmiyor. Yüksel'e söylememesi gerektiğini söyledim.

Onun üzülmesini istemiyorum, ama evlenince çocuk isterse de ne yapacağımı bilmiyorum.

Düşünsene kucağında bir bebeği. Çok yakışmaz mı?

Öyle güzel bir baba olurdu ki anlatamam.

Galiba bir çocuğumuz olsaydı bu mucize olurdu. Evet, Akel'in ona mucize diye hitap etmesini isterdim.

Anne olmaya hazır bile değilken bu neyin hevesi diye sorma.

Hiç bir şeyi ertelemek istemiyorum sadece.

Sana hep kısa yazıyorum farkındayım, ama Akel gelecek ve bu günlüğü görmesini istemiyorum.

Bu yüzden yine görüşmek üzere...

•••

Aynada kendime gülümsedim. Akel'e şirkete giderek bir sürpriz yapmak istiyordum çünkü ciddi anlamda hastane de içim sıkılıyordu.

En son peruğu alıp başıma geçirdim ve elimle düzeltmeye çalıştım. Medyaya daha nişanlı olduğumuz haberi salınmamıştı.

Gül kurusu ruju dudaklarıma sürüp çantamı aldım ve çıktım.

Artık hastanede ki hemşireleri az çok tanıdığım için hepsine gülümsedim.

Akel'in yanından sonra anneme uğrayacaktım.

Beyaz spor ayakkabılarıma bakarak otobüs durağına yürüdüm. Bu rutini gerçekten çok özlemiştim.

Hayata tekrar karışıyor gibi hissederken otobüs geldi. Neyse ki hala kartımı taşıyordum.

Akbili basıp tıka basa dolu olan otobüsün demirlerine tutundum.

Aklıma gelen anlarla ister istemez tebessüm ettim. Her şeyin aklıma Akel'i getirmesi kesinlikle normal değildi.

Telefonumu çıkarıp ona bir mesaj attım.

Ahenk Köksal: Ne yapıyorsun?

Yıldız gözlü çocuk: Seni özlemek dışında şirketle uğraşıyorum.

Ahenk Köksal: Bende seni özledimm

Yıldız gözlü çocuk: Az kaldı küçük bebeğim bir yarım saate gelirim.

Ahenk Köksal: Öpüyorum seni.

Yıldız gözlü çocuk: Yapma şöyle şeyler mal gibi kalıyorum ekranın başında.

Ahenk Köksal: :)

Telefonu kapatıp yolu izlemeye başladım. Kısa süre de şirketin orada ki durakta inmiştim.

KONSERWhere stories live. Discover now