11. BÖLÜM |ALEDA|

406 29 33
                                    

"Oha, siktir" dedi Yasemin sinirle. "Bildiğin eski sevgilisiyle flört ediyor ha?" Sinirle başımı salladım.

"Yaptığı büyük şerefsizlik kabul ama sana ne demeli seni gözleriyle taciz eden bir adamın arabasına binmişsin!"

Haklıydı. At kuyruğu olan saçlarımı öylesine örmeye devam ederken "bir anlık sinir işte, en azından o adam beni hiç bir şey hissetmemesine rağmen öpmedi" dedim titreyen sesimle.

Yasemin dolgun dudaklarını büküp bana sıkıca sarıldı. Yasemin kokusu burnuma dolarken kafamı beyaz ve ince boynuna gömdüm.

"Onu hala özlediğim için iğrenç biri mi sayılırım?" Dedim kısık bir sesle. Onu çok özlemiştim.

"Saçmalama salak" dedi ve kemiklerim kirilana kadar sarıldı.

Tam o esnada bir ses duyduk.

"Üzümlü keklerim, nasılsınız?" Anıl dan başkası değildi.

Koca bedeniyle gelip sandalyeye oturdu ve beni Yasemin'in boynundan aldı "Yanaşma sevgilime pis karı" dedi. Ona dil çıkardım. Yedik sanki sevgilisini.

Anıl moralimin bozuk olduğunu fark edecek ki sustu. Bana yaklaşıp iyice suratıma baktı. "Noldu sana? " Dedi ciddiyetle.

Kesinlikle iki farklı kişilik barındırıyordu.

"Hiç" dedim omuz silkerek. "Bir şey olmuş, kim sıktı canını?" Dedi gözlerini yüzümde dolaştırarak.

"Önemsiz biri" dedim onun kahve gözlerine bakmamaya çalışarak.

Yasemin hemen atladı. "Akel varya o" dedi sinirli bir sesle.

Anıl birden ayağa dikildi. "Ne yaptı sana? Ecdadını sikerim onun" dedi bağırarak.

Yasemin'e sınırlı bir bakış atarak "Abartıyor!" Dedim.

"Bulurum bak onu, çıldırtma beni!" Dedi.

Anıl ve bu halleri bana o kadar bir abiyi anımsatıyor ki...

Ona tebessüm ettim ve ayağa kalktım. Sinirle volta atarken onu durdurup kollarımı boynuna sardım.

Onda gerçek bir abi sıcaklığı vardı. "Seni seviyorum" dedim sıkıca sarılırken. Sınırı geçmiş gibi saçlarımı okşadı ve fısıldadı "Bende seni kız çocuğu"

Arkadan Yasemin'in sesi yükseldi. "Ağlayacağım!" İkimiz de dönüp ona baktık. Gerçekten gözleri dolmuştu.

Anıl benden ayrılıp sevgilisini kolları arasına aldı "Üzümlü kekim..."

Onların bu hali çok sevimliydi. Ben onları izlerken çantamda ki telefon çalmaya başladı.

Telefonu çıkartıp arayana baktım. Yıldız gözlü çocuk.

Telefonu açıp kulağıma dayadım ve oradan uzaklaştım.

"Ahenk" Ah o sesi yok mu o sesi, ellerimi titreten sesi...

Boğazımı temizleyip konuştum. "Efendim"

"Güzelim, her zaman ki kafedeyim. Lütfen gel ve kendimi açıklamama izin ver" dedi yalvarır gibi.

"Bence her şey açıktı Akel, sana o kadınla mutluluklar ama sana bir tavsiyem olacak eğer aklın ondaysa başkasını öpüp de umut verme"

Ve telefonu kapattım.
                                🦋🦋🦋

KONSERWo Geschichten leben. Entdecke jetzt