5. Bölüm |GÜZ YARASI|

566 40 48
                                    

Akel Ardil Eroğlu' dan...

Aile her zaman içimde yara olmuş bir kelimeydi. Babam Adar Eroğlu hayata bir sıfır önden başlayan kesimdendi. Annem Deniz'i görür görmez beğenmiş, onla evlenmeyi kafasında kurmuştu. Kürt bir aşiretin en büyük varisi olduğu için tüm aile ona saygı duyardı. Ailesi sürekli Türk bir kızla evlenecek olmasına karşı çıkmıştı. Babam kimseyi dinlemeden aşık olduğu kadının peşinden koştu ve böylece aşiretin en büyük varisini babası evlatlıktan red etti.

Annemle evlendiler babam babasının şirketinin önüne kendi şirket binasını dikti. Küçüklüğünden beridir takı tasarlayan adam babasının parası olmadan yine zengin oldu.

Her şey güzeldi... Ta ki ben doğana kadar. Annem babama kanser geçmişini anlatmamıştı. O hastalıktan zayıf düşene kadar kimse bilmiyordu. Adar Eroğlu'nun hayatına renk katan güzel Deniz Demirci...

Sen doğana kadar dedi içimde ki ses. Sen doğana kadar...

Annemin mezarının başındayım. O soğuk bir toprağın altında benim bedenime ayın ışıkları değiyor. Haksızlık buydu işte. Benim gibi iğrenç birinin hala nefes almasıydı haksızlık.

Burnumu sertçe çekip hayatıma giren kadını düşündüm. Ahenk... İsmi gibi her hareketi, bakışı, gülüşü ahenkti.

Kahvenin koyu tonu gözleriyle cesurca bana bakması, hafif kemerli burnunu buruşturup gülmesi, büyük ön dişleri... O benim düşünemeyeceğim kadar mükemmeldi.

Tesadüflere asla inanmazdım onun benim karşıma çıkması bir mucizeydi. Onla o konserde tanışmasam yapacağım şeyi düşündüm. Dünya benim gibi birinden kurtulacaktı. Ama onu görmüştüm. Sahneyi göremiyor, kendi kendine söyleniyordu. Telefonu elinden alırken ki şaşkın bakışları, sonrasında gülerek teşekkür etmesi.

Kısacık zamanda beni kendisine alıştırmıştı. Ben, kendini kimseye açmayan ben onun yanında duvarlarımı kendi isteğimle kırıyor onun elini tutarak içeriye davet ediyordum. Tanrının bir lütfu diye düşündüm. Tanrının bir lütfu...

Sürekli o güzelim saçlarını topluyordu, onun açık saçlı halini ölesiye merak eder olmuştum. Bir de saçına sürekli taktığı fularları yok mu? Hala cebimde saçlarının kokusu sinmiş bir şekildeydi. Evet arada köpek gibi kokluyorsun fuları it herif.

Onu özlediğimi fark ettim. Anneme uzun uzun anlatmıştım onu. Ne yapacağımı sormuştum ama cevap vermemişti.

Annemin mezar taşına bir öpücük kondurup mezarlıktan çıktım. Taramadığım dağınık saçlarım her adım da savruluyordu. Arabayı açıp koltuğa yerleştim.

Kemerimi taktıktan sonra aynada kendimle göz göze geldim. Sol gözümü oymak istiyordum, o kadar iğrenç görünüyordu ki midemi bulandırıyordu. Ve onun gibi bir kız bana ilgi duruyordu. Bana rağmen bana ilgi duyuyordu...

Üşüyen ellerimle arabayı çalıştırıp onun evine sürmeye başladım. Belki biraz emri vaki olacaktı ama onu görmeye ihtiyaç duyuyordum. Onu düşünerek gittiğim yol hızlıca bitmişti arabayı park edip elime telefonu aldım ve ona bir mesaj çektim.

Akel Ardil Eroğlu: Kapının önündeyim, eğer müsaitsen aşağı inebilir misin?

Fularlı: Kimin kapısının?

Elimde olmadan güldüm. Şapşal.

Akel Ardil Eroğlu: Sence Ahenk?

Fularlı: Bir dakika bekle, hemen geliyorum.

Akel Ardil Eroğlu: Bekliyorum.

Onu beklemeye başlarken bir sigara yakıp dudaklarıma götürdüm. Bu zehri bir an önce ölmek için içiyordum. Dumanı uflerken Ahenk'in hızlı hızlı merdivenleri indiğini gördüm. Alel acele sigarayı söndürüp arabada ki hafif parfümü sıktım. Daima arabada duran naneli şekeri de ağzıma atıp doğruldum.

Ayıcıklı pijamaları çok tatlıydı. Saçları dağınık hatta baya dağınık bir topuzdu. Tam önümde durup gözlerini kapattı ve gülümsedi. Bu beni de gülümsetti.

"Nasılsın?" Sorumla gözlerini açıp yüzümü inceledi. "Seni gördüm çok daha iyi oldum" dedi çapkınca. Böyle şeyler söyleyince yanaklarımın kızarmasına engel olamıyordum. Kendimi aptal daha yeni ergenliğe girmiş bir bebe gibi hissediyordum. "Bende" dedim kısık bir sesle. Asla gözlerini başka bir tarafa çevirmeden yüzünde ki koca gözlüklerle beni izliyordu.

Boğazımı temizleyip ona baktım. Dudakları kızarmıştı. Ah salak kafam! Kızı bu soğukta indirirsem olacağı buydu. Hemen üzerimde ki ceketi çıkarıp omuzlarına koydum. Boyu ciddi anlamda bana göre epey kısaydı. Tatlı tatlı gülümseyip bana baktı ve cekete sarıldı. Öyle bakma işte kendime engel olamıyorum sonra.

Elim enseme giderken "Şarkı dinleyelim mi?" Diye sordum. Hızlı hızlı başını sallayıp kulaklığı çıkarmamı bekledi. Bluetooth kulaklığın tekini ona verdim ve şarkıyı açtım.

Geri gel beri gel geri bebek
Gözleri sürmeli bebek
Isırır ısıtır dudaklari
Islak ıslak öpmek gerek

Ona yandan yandan bakarken o dudaklarında bir tebessümle başını sallıyordu.

Geri gel beri gel geri bebek
Saçları altın bebek
Isırır ısıtır bakışları
Dönüp dönüp bakmak gerek
Gel

Gözlerimiz buluştu. Küçük pembe dilini çıkartıp dudaklarında gezdirdi. Tanrı aşkına ne yapıyor bu! Sertçe yutkunup gözlerimi dudaklarına indirdim. O kadar ıslak ve öpülesi duruyor ki...

Gitme yalvarırım yalnız koyma beni bebek
Dünyalar güzeli biricik bebek
Hasret ateşiyle kül olmuşum ben bebek
Alem yıkılsa ararım bebek

Kahve gözlerinin içerisinde büyük bir davet vardı. Neler düşünüyordum ben! Kafamı iki yana sallayıp bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Sapık bir piç gibi düşünüyorsun.

Şarkıya eşlik ettim.

"Güzel bebek
Tatlı bebek
Nazik bebek
Narin bebek"

Gecenin bilmem kaçı, iki kulaklık, o günden beridir tek dinlediğim Duman olmuş, kahve gözleri lacivertlerime karışmış, dağılmış bir haldeyiz ikimiz de ama birbirimizi toplayacak gibi bakıyoruz, kalbim acıyor birden, kendi kendime fısıldıyorum

Seni bir güz gecesi konserde tanıdım Ahenk, elinde bir kutu dolusu boya gözlerime bakarak boyamaya başladın siyah beyaz hayatımı. Seni bir güz gecesinde tanıdım Ahenk, ne olur güz yaram olma...
                             🦋🦋🦋
Duygusal bir köpeğim şu an... Bakalım Ahenk kızımız Akel'imizin güz yarası olacak mı. Ve Akel'in diğer ismini nasıl buldunuz. Henüz Ahenk bunu bilmiyor çünkü Akel ikinci ismini kullanmıyor. Umarım bölümü beğenmişsinizdir, beğendiyseniz lütfen vote ve satır arası yorum atmayı unutmayın. Yorumlarınızı okumak çok eğlenceli, en sevdiğim aktivite oldu dönüp dönüp okuyorum SJEJEJSBEJE.
MUTLU VE SAĞLIKLI KALIN!

KONSERWhere stories live. Discover now