BÖLÜM 46: HAYAT DİZİSİ

74 54 33
                                    

Okumaya başlamadan önce minik yıldızlarınmı parlatmayı unutmayın. Yorumlarda görüşürüz.
İyi okumalar dilerim ☘️🙏

~ En büyük aşklar platonikle başlar ~

Aşk niye bu kadar can yakardı?
Niye sevdiğini görünce
Kalp yerinde durmazdı ?
Niye gözlerim hep onu arardı?

Şaşkınca Vampirina'ya baktım.
"Neden aşk 'ı kara bataklığa benzettin? Halbuki Emre'ye olan aşkını dile getirirken sesinde bu duygu yoktu."
İç çekerek soruma cevap verdi.
"Ah be Vampirina sende mi düştün bu aşk bataklığına, diye soruyorum kendime. Sırf beni görsün,sevgimi fark etsin diye çırpınıyorum. Ve çırpındıkça da batıyorum,kayboluyorum. Kurtulmak istiyorsun, kurtulamıyorsun. Daha da hapsoluyorsun. Bir el bekliyorsun kurtulmak için, ama o el sana asla uzatılmıyor. İşte aynı bir kara bataklık gibi."
Sesinde acı vardı, hayal kırıklığı vardı...
"Anladığım kadarıyla Emre seni sevmiyor, öyle değil mi? Peki bunu düşünmene neden olan ne ? "
"Maalesef beni sevmiyor. "
Göz yaşlarına hakim olamayan Vampirina zorlukla konuşuyordu,artık.
"Onu çok seviyorum. Canımdan çok hatta. Ama o... O bana değer vermiyor,benim ona gösterdiğim sevgiyi bana göstermiyor. "
"Canım benim."diyerek ona sarıldım. "Üzme kendini. Bak o Emre,duygularını hemen ifade edemeyebilir. Belki de seni seviyordur,olamaz mı?"
"Olmaz, o beni sevmiyor. Acaba gidip onu sevdiğimi söylersem beni sever mi?"diye sordu,masum bir çocuk gibi.
Cevap veremedim.
"Niye konuşmuyorsun, sevmez mi beni?"
"Gerçekleri duymak istiyorsan söyleme. Çünkü Emre seni sevmiyorsa senin dediğin gibi, işte o zaman aranıza mesafe koyar. Sen ümitlenme diye."
"Anladım. "
"Ama olsun. Bu seni sevmediği anlamına gelmez ki."
Acı bir tebessüm yerleşti ,dudaklarına.
"Ben vampirim."
"Ne olacak canım? O da insan. Sen insan seversin de o vampir sevmez mi?"
"Doğru sevmesine engel yokta... Onca güzel kız varken ben mi? Hayatta bakmaz bana?"
"Öyle düşünme. Emre dış görünüşe aldanan biri değildir."
Göz yaşlarını silip "yani neden beni sevmesin ki ?"dedi. "Engel olan birşey yok."
"Hah şöyle. Hep ne demiş Güneş Karaduman :
En büyük aşklar plotonikle başlar. Baksana Burakla bana ,o beni önceden seviyormuş. Peki ben seviyor muydum? Hayır ama sonradan bende ona aşık oldum."
"Sever beni. Sever. Neden olmasın?"

* * *
Sabah güneşin doğmasıyla susmadan çalan telefonum sayesinde uyanmak zorunda kaldım. Sabah'ın 8.30'unda kim benden, ne istiyordu ki? Kulağımın dibinde bana yapılan işkenceye son vermek için telefonu açtım. Arayan saçma bir numaraydı.
"Alo! Sakin konuşma. Sabahın köründe benden ne istiyor olabilirsin ki? Günaydın, bile diyemeyeceğim sana. Çünkü gün bile daha doğmadı! " demek istesem de daha nazikçe açtım telefonu.
"Alo,kiminle görüşüyorum?"
"Günaydınlar Güneş Hanım. Ben Bilgin kolejinin müdürü Feyyaz Dönmez. Okuldaki devamlılığını için sizi aramıştım."
Ömer hoca müdür değil miydi, ne ara değişti? "
"Kısa bir süre önce istifa etti. Ancak okul sahibi hala kendisidir ."
"Anlıyorum."
"Okuldaki devamsızlığınız çok fazla, sınıfta bile kalabilirsiniz."
"Yok ya,parasıyla değil mi? Silin devamsızlığı, ne yapayım yani?"
"Ama ne olursa olsun burası bir eğitim yuvası. Bu isteğinizi gerçekleştiremem."
"Bende onu diyorum, orası bir eğitm yuvası. Beni sınıfta bırakıp ne yapacaksınız? Bakın ben anlamam sizi, devamsızlığım silinecek ve beni üst sınıfa geçireceksiniz. Bitti, bu kadar."
"İyi de sınavlara da girmemişsiniz."
"E-okuldan halledersin, bu senin görevin. Ortalamam 50 olsa da ben razıyım. Hadi iyi günler."diyerek telefonu yüzüne kapattım.
Kendi kendime söylenerek uyumaya çalıştım. Gözlerimi sıkıca yumdum ama kaçan uykum geri gelmedi. Sıkıntıyla yüzümü yıkayıp üstünü bile değiştirmeden aşağıya indim. Salonda oturan Efe , Burak ve Emre üçlüsü gördüm. Enerjim onları görünce artmıştı.
"Günaydın millet!"
"Günaydın yenge bozuntusu.  Biraz daha bağırmaya kalksan kulaklarım sağır olacak."dedi,Emre dudaklarını büzerek.
Burak gülümseyerek oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. Kolları sıkıca bedenimi sararken saçlarımı koklayıp dudaklarını saçlarıma bastırdı.
"Günaydın güzelim.  Sesinle günümü güzelleştirdiğin için teşekkür ederim."
"Burak hanımcı olmayı bırak, korkunç bir sesti."
Sesinde belirgin olan alay duygusu benle şakalaştığının göstergesiydi.
"Güneşime laf yok. Hergün ki gibi mükemmelsin bebeğim."
Oflayarak yerinden kalkan Emre, ikimizin arasına girerek kollarından birini benim omzuma diğerini ise sevgilimin omzuna atmıştı.
"Anladım aşıksınız ama bana da yazık değil mi?  Hergün sap olarak gezdiğimi hatirlatmasanız mı?"
Gülerek koltuğa oturdum. Herşeye rağmen gülümsememiz bir umuttu ,ışıktı.

VAMPİRLERLE SAVAŞ Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang