Bölüm 8 KARANLIK GÜNLER

423 394 50
                                    

Gözlerimi açtığımda sabahın yedisiydi. Elimi, yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim. Dolaptan temiz havlu alırken katlanmış bir kağıt yere düştü. Bu kağıt da nereden gelmişti,buraya?
Kağıdı yerden aldım ve üzerindeki yazıları okudum. Kağıtta
"Seni kapkaranlık günler bekliyor.
Işığını açamayacağın ,
Karanlığa hapsedileceğin günler..." yazıyordu.

Korkmaya başlamıştım. Bunu kim yazmıştı, bu bir şaka mıydı?  Kim odama geçip dolabıma bu kağıdı koyar ki?
Bunları düşünürken saat'e baktım. Yarım saat geçmişti. Acele etmesem okula geç kalacaktım. Üzerimi giyinip saçımı özensizce tepede topladım.Çantamı hazırlayıp telefonumu da yanıma alınca
hazırdım. Yol boyunca kağıdın nereden geldiğini, bunu kimin yaptığını, Burak , Mert ve Emre'ye bu durumdan bahsetmelimiyim,diye düşünüyordum. Kafamda ki düşüncelerle okula vardım. Sınıfa geçip sırama oturduğumda sınıfta arkadaşlarımın çantaları vardı. Kendileri dışarda olmalıydı.
 
Sınıfa elinde gazeteyle içeri Derya girdi. "Günaydın, Güneş.
Ben de seni arıyordum. Sana göstermem gereken bir şey var."dedi ve gazeteyi sıranın üstüne koydu. "Şurayı okurmusun? "
Eliyle gösterdiği yeri okumaya başladım. Başlığı bile tüyler ürperticiydi. "VAMPİR İSTİLASI TÜRKİYE'DE DE BAŞLADI!"
"A-ama bu gerçek olamaz."
"Gazetelere çıkmış. Doğruluğu çok yüksek. Ki  Londra'da da bunu yaşamıştım."dedi, doğruluğunu ispatlamaya çalışarak. Sonra devam etti.
"Buraya da vampirler gelmiş. Olamaz, ne yapacağız şimdi?"
"Off! Derya bi' gitsene yanımdan."
"Tamam be. Sana da bir şey denilmiyor."
Artık iyice saçmalamaya başlamıştım. "Acaba o notu  vampirler mi yazdı, vampirler yazı yazmayı bilirler mi ?" diye düşünüyordum.

       Yazarın Anlatımıyla
"Edwırd, Vıctor ! Bakın biraz."dedi ,Derya kısık bir sesle.
"Hani buradayken ismimizle hitap etmiyecektik."dedi,Vıctor.
"Tamam. Unutmuşum. Bir türlü size Eren ve Volkan diyemiyorum."
"Ne oldu? Telaşlı gibisin."
"Ne olacak ? Güneş denen kız hâla vampirlere inanmıyor. Ne zor kızmış, öyle."
"Ne demek inanmıyor? Haberler ,gazeteler bas bas bizden bahsediyor. Nasıl inanmaz ? İnanması lazım."dedi,Edwırd.
"İnanmıyor işte. Kıza o kadar vampirlerden bahsettim ama tık yok."
"Ne yapacağız?"dedi ,Vıctor.
"Sakin kafayla düşünmeliyiz. Mesela nasıl inandıracağımıza değil , neden inanmadığına odaklanmalıyız." diye cevap verdi,Edwırd.
Drankula anlamayarak "Ne demek istiyorsun.
"Şunu demek istiyorum. Güneş'in vampirlere inanmasını engelleyen bir şey olmalı. Ama ne?"

Kısa bir sessizlik oldu,aralarında. Üçlü 'ne olabilir' diye düşünüyordu. Sessizliği bozan Drankula oldu.
"Belki bu işte de Vampirina'nın parmağı vardır."
"Saçmalama istersen. Vampirler konseyinden ceza almıştı. Unuttun mu yoksa ? O sadece insanları yönlendirebilir,bize engel olamaz."dedi,Edwırd.
"Ne biliyim, belki onlara vampirlere inanmamalarını söylemiştir. Sonuçta her taşın altından o çıkıyor."
"Drankula, bugün kafan çalışmıyor, sanırım. Kendisi ne ,vampir değil mi?"
"Doğru ya."

Sınıfa doğru ilerleyen Burak,Mert ve Emre'yi gören Vıctor "Belki de bu aptal üçlü yüzündendir."dedi. Drankula bir kez daha anlamamıştı.
"Nasıl yani?"
"Güneş bunlarla takılmıyor mu?"
"Çoğunlukla evet."
"Ben de diyorum ki belki bunlarla takılmasaydı, planımız tıkır tıkır işlerdi."
"Tabii... Nasıl da düşünmedik?"dedi Edwırd.
"Peki ne yapacağız?"dedi,Drakula.
"Bunların aralarını bozup güvenlerini sarsacağız, birbirlerine düşüreceğiz. Bu durum da en çok iş sana düşüyor,Drankula. Onların aralarını bozacak bir konu bulup uygula."dedi,Edwırd.
"Olmuş bilin. Bu iş sandığımızdan daha kısa sürede bitticek."
"O zaman biz eve dönüyoruz. Artık top sende gol atmadan geri dönme, eve."

Edwırd ve Vıctor eve dönünce Drankula'da Eda'nın yanına gitti.
"Ne istiyorsun?"dedi ,Eda.
"Güneşten nefret edip etmediğini soracaktım."
Omuz silkerek "Yok."dedi.
"Hadi ama Eda. Sende bende Güneşten nefret ettiğini biliyoruz. Hele ki Burak'ın yanında dolaşınca neftetin gözlerinden okunuyor."
"Tamam, kabul ediyorum. Ondan nefret ediyorum. "
"Ne güzel. Ben de nefret ediyorum."
"Sen niye ?"
"Bu seni ilgilendiren bir mevzu değil. Neyse ben diyorum ki Burak ile Güneş'in arasını bozalım. Zaten Burakla araları bozulunca Mert ve Emreyle de arası iyi olmaz,Güneş'in. Nasıl fikir?"
"İyi de aralarını nasıl bozacağız."
"Çok basit ona iftira atacağız."
"Ne zaman ve hangi konuda iftira atacağız."
"Herşey'in bir zamanı vardır.Zamanı gelince iftira atarız."
  Konuşmaları bitince zil çaldı. Öğrenciler teker teker sınıfa giriyordu.
                     *   *   *
Zil çalınca Müdür sınıfa girdi.
"Günaydın çocuklar. Sizlere bir dururum var. Okullar arasında bir kompozisyon yarışması varmış. Bizim okulumuzu sizin sınıf yani sizler temsil edeceksiniz. Her birinizden yarına kadar  kompozisyon yazmanızı istiyorum. Aranızdan bir kişinin kompozisyonunu seçip yarışmaya göndereceğiz. Kompozisyon'un konusu 'İstiklâl Savaş'ında şehit düşen Nene Hatun veya Sütçü İmam olsaydınız ve tekrardan dirilseydiniz bugünkü manzaraya bakarak günümüz gençlere neler söylerdiniz?' Unutmayın yarına kadar. Sormak istediğiniz bir şey var mı ?"
"Hocam ,benim var" dedi Ceren. Sınıfın dikkatini çekmeye çalışan öğrencilerden biridir.  "Yapmazsak ne olur? Çünkü ben bu manzaraya bakarak hiç bir şey diyemezdim. Dilim tutulurdu."
"Yapmayacağım, diye bir şey söz konusu olamaz. Herkes yapacak. Yapmayanlara ise ceza verilecektir. Başka sorumuz yoksa gidiyorum."

Başka soru yoktu. Herşey açık ve anlaşılırdı. Yapmak zorunlu. Müdür kapıdan çıkar çıkmaz gürültü başladı.
"Bizim sınıftan başka sınıf
yok mu bu okulda?!"
"Niye bizim sınıf ?"
"Bıktım ya."
"Okulu temsil etmek ne işimize yarayacak ?"
  

Dersler bitince deniz kenarına gittim. Huzur bulduğum yere...
Deniz'in kokusu,martıların sesi, masmavi bulutlar ve gökyüzünden  bana gülümseyen güneş... Huzur vericiydi...
Çantamdan defter ve kalemimi çıkartıp uzunca düşündükten sonra yazmaya başladım. Yazım bitince hava kararmaya başlıyordu. Eşyalarımı toparlayıp eve geçtim. Kompozisyonumu temiz kağıda geçirip bir kaç değişiklik yaptım. Güzel bir sonuç çıkarmıştım. Uykum bastırınca yatağa geçip uyumaya çalıştım. Ama aklımda ki düşünceler uyumama bir türlü izin vermiyordu. Kafamda dönüp dolaşan bu sorulara cevap bulamazsam hiç bir zaman uyumama izin vermeyeceklerdi. "Acaba notta neyi kastediyordu, kim,nasıl eve girip bu notu koydu ?"
Gece boyunca uyuyamadım ve
şu an sabahın yedisiydi. Hiç kalkmak isyemesem de okul'a hazırlanmak için mecburen kalktım.

Bu bölüm bu kadardı. Eren,Volkan ve Derya'nın aslında bir vampir olduğunu
öğrendiniz ,bu bölümde. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. Diğer bölümlerde görüşmek üzere ... 👋💜

#vampirlerlesavaş#
#karanlıkgünler#

VAMPİRLERLE SAVAŞ Where stories live. Discover now