BÖLÜM 27 SAKLI VADİ

244 240 36
                                    

İyi okumalar...
Oy ve yorum yapmayı unutmayın :)

Yazar'ın  Anlatımıyla

İnsan hep kendiyle çatışır, kendiyle boğuşur...  Başladı mı durduramaz, kendini sorgulamayı, kendini sorguya çekmeyi ...

Vampirina Güneş' in bu haline gittikçe sinir oluyordu.
"Bu Güneş olamaz." diyordu,
kalbi. Şu an Güneş benliğini kaybetmiş, başka bir insana dönüşmüştü .  Ve Vampirina Vampirler Gezegeni'ne de bu yüzden gitmişti, Güneş'in kaybolan benliğini, ruhunu bulmak için...

Saatlerce kütüphane de dolaşımıştı . Neredeyse kitapların çoğunu okumuştu.  Ama yok... Güneşin bu halini  açıklayan hiçbir şey yoktu. Aklına birden bire Edwırdgilin odalarını aramak geldi. Belki orada birşeyler bulabilirdi. Bir umuda sarıldı, Vampirina.
Edwırdlar'ın odalarının boş olduğu vakit odaya girdi. Her yeri didik dikik arıyordu.  Ne aradığını bilmese de...
Her yeri aramasına rağmen bir iz , bir ipucu bulamamıştı.
Oda da fazla oyalandığını farkettiği an  odadan çıkmaya karar verdi. Ancak uykusuzluğun sebebiyle başı dönmeye başladı. Arkasında duran koltuğa oturmak için doğrulurken birden bire yere düştü.  Ayağa kalkıp neye takılıp düştüğüne baktı.  Hiçbir şey yoktu. Görünür hiçbir şey yoktu. Koltuğun hemen yanında görünmez birşey vardı. Yavaş ve dikkatlice incelemeye başladı. Bu bir sephaya benziyordu, diye düşündü. Biraz daha inceleyince bunun bir kutu olduğuna karar verdi. Kutunun kapağını açmaya çalışıyordu.
"Bu kutu da ne saklıyorsunuz ? Neden sizin için bu kadar önemli ? Sende açılsana ."diye kendi kendine konuşuyordu. Uzun uğraşlar sonunda kutuyu açmayı becerdi. Saklı bir kutuydu, bu. İçinde sadece bir kağıt vardı. Hızlıca kağıdı aldı ve kutuyu kapatıp odadan çıkmaya koyuldu.  Çünkü bu saatler de Drankula odasında gelip  hava kararana dek odadan çıkmazdı. Tam odadan çıkacakken ayak sesleri gelmeye başladı.
"Allah kahretsin."diye söylenerek rastgele bir odaya girdi. Bu Edwırd'ın odasıydı.
Ve kapı açılmıştı.
"Bıktım, şu fanilerden !"diye  bağırıyordu , Drankula.
"Oyunbozanlık yapma,Drankula. Gel buraya. "
"Edwırd,gelmeyeceğim! "
"Gel . Harika birşey bulduk. "
"Nerdesiniz ?"
"Kütüphane."
Sesler kesildi,önce. Sonra kapı açıldı ve kapandı.  Vampirina içimden bir oh çekerek odadan çıktı. Elindeki kağıdın önemli olduğunu düşünerek Saklı Kutudan çıkan kağıdı Saklı Vadi de okuyacaktı . Onu orada kimse göremezdi. Kağıdın içinden ne gibi felaketler çıkacağını kestiremiyordu. Saklı Vadi cennet gibi bir yerdi. Rengarek çiçekler,  cıvıl cıvıl öten kuşlar ...  Yani burası Edwırd, Drankula ve Vıctor'un gelebileceği bir yer değildi.
Oturabileceği yer bulunca kağıdı okumaya başladı.  Kağıtta Veleta' nın ahı' nın tuttuğu yazıyordu. "Demek ki Güneş bu yüzden bu halde. "
Kütüphane'ye gidip geniş bir araştırma yapmaya başladı.
Bir süre sonra "Yok, ben bunu böyle bulamayacağım. Kütüphane'ye konulabilecek kadar basit ,sıradan bir kitap değil."dedi. Aradığı şey Velata'nın ahını çözmek için olan bir formül. Daha önce de böyle birşey yaşanmıştı ve  o kitapta yazan fomülü uygulayınca eski haline dönmüştü ,o kişi. Acilen o kitaba ihtiyacı vardı ,
Vampirina'nın. Kitabı nereye koyabileceklerini düşünmeye başladı.  Ama maalesef aklına bir yer gelmedi. Ve bunun üzerine Ulu Vampirella 'nın yanına gitti.

Ulu Vampirella ,çok bilgin,hafızası çok geniş ve asla birşey unutmayan bir vampirdi. Çözemediği, bilemediği hiçbir şey yoktu, bu zamana kadar. Ancak anlatacağı şeyi bir bilmece gibi söyler ve o bilmeceyi bizim bilmemizi isterdi. Vampirina ,Ulu Vampirella 'nın yanına gelince çok garip hissetmişti, kendini.  Buraya gelmeyeli epey zaman olmuştu.
"Merhaba, Ulu Vampirella. Hatırladın mı, beni ? Ben Vampirina."
"Hatırlamaz olurmuyum?"
Tabii nereden unutsun ? Koskoca bilgin vampir.
"Söylesene aklındakini ,
Niçin buraya geldiğini ?"
Al başladı, kafiyeli konuşmaya.
"Ben Veleta'nın ahı 'nın çözümü olan kitabı arıyordum.  Ancak bir türlü bulamadım.  Bana bu konu da yardımcı olurmusunuz ?"
"Peki ,dinle o zaman.  Bir kere söylerim,ama."
"Dinliyorum. "
"Öyle uzakta arama,
Çok yakında.
Sıkılırsan aklın gider,oraya.
En sevdiğin sayının alfabetik sırasında. "
"Ne ?! Ulu Vampirella bu ne kadar da karışık bir şifre."
"Korkma,karışık değil ,aslında.
Düşünürsen bulursun,en kısa zaman da."
"P-peki. Teşekkür ederim."
diyip çıktı, Vampirina.
"Artık Dünya 'ya dönsem iyi olur.  Şifreyi orada çözmeye çalışırım. "diyerek Dünya'ya döndü.

Vampirina eve döndüğünde gençler okuldan dönmüştü. Vampirina 'yi görünce Burak, Mert ve Emre yanında bitti.
"Vampirina nerelerdeydin ? Habersiz kaybolmuşsun, yine.
Belli  ki Vampirina'yı göremeyince paniklemişlerdi.
Vampirina olan olayları baştan,tek tek anlatmaya başlarken İremgil de borç meselesini konuşuyorlardı.

Efe ve İrem salona girip bir süre bekledikten sonra Efe konuştu.
"Anne , İrem'in sana diyeceği önemli birşey var."
Asena ilk başta endişelense de bunu çocuklarına yansıtmamaya çalışmıştı.
"Dinliyorum ,seni Ece'm.
Asena hâlâ İrem'e "Ece" diyordu. Bir türlü "İrem" demeye dili varmıyordu. İrem diyice başka birisiyle konuşuyor gibi oluyordu.  İrem çok acı çekmiş, yıpranmış, biriyken, Ece aksine güçlü, çektiği acılardan ders çıkartıp sorunlarını çözmeye çalışan biriydi. Asena kızına "İrem" diyince kızının geçmişte yaşadığı acı olayları düşünüp perişan oluyordu. İşte sırf bu yüzden  her zaman " Ece " demeyi tercih ediyordu.

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum,açıkçası."diyerek konuşmaya başladı, İrem.
"Babam yani babam sandığım adam ölmeden önce tefeci'ye ve banka'ya borçlanmıştı. Tefecilerden bir şekilde izimi kaybettirmiştim ama şimdi yine buldular ,beni. Tehdit etmeye başladılar.  "Ya paramı ver , ya canını."diyorlar."
İrem son cümleyi söylerken sesi titriyordu.
"Kızım, o adamların ne kadar alacağı var."
"Banka'ya 5 bin , tefeciye 500 bin."
Asena o an ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırmıştı. 505 bin...
Az para değildi.
"Peki ne zamana istiyorlar, parayı?"
İrem'in telefonu çalınca konuşma bölündü. Arayan "Özel Numaraydı"
"Aç ,belki o adamlardır. "
İrem, Efe 'yi dinleyip telefonu açmıştı.  Efe'nin tahmin ettiği gibi tefecilerdi.
"Alo?"dedi, İrem. Korktuğu sesinden bile belli oluyordu. Annsi ve abisinin de duyabilmesi için hoparlör'e aldı,telefonu.
"Bana bak İrem! Para'yı bana vermen için sadece son iki gün. Eğer ikinci günün sonuna kadar para gelmezse son duanı et. "dedi ve telefonu İrem'in yüzüne kapattı.
Sadece İrem değil, Efe,Ahsen ve bu durumu sonradan öğrenen babaları Ege de paniklemişti.
Ege ,İrem'e "Kızım endişelenme. İki gün ... İki günde o parayı toplarız.  Kimsenin senin canını yakmasına izin vermem."dedi.
İrem ne yapacağını, ne diyeceğini bilmiyordu. Teşekkür mü etse , özür mü dilese?..
"Ben ... Ben sizi bu duruma düşürdüğüm için gerçekten çok özür dilerim. Ve... Bana yardım ettiğiniz içinde çok teşekkür ederim. "
"Kızım, ne demek. Biz ne olursa olsun senin yanındayız.
Özür dileyecek ya da teşekkür edilecek bir durum söz konusu değil.

Ertesi gün  Ege kasadaki biriktirdiği paralarla bankadaki borcu ödedi. Tefeciye olan borcu ödemek için de bankadaki tüm parasını çekti.  Ancak elindeki paralarla o borcu ödemesi imkansızdı. Yolda,başı yere doğru eğik ,aklında ise bu borcu nasıl ödeyeceğini düşünerek yürüyordu. Ne olabilir,  borcu nasıl ödeyebilirim,derken zor zamanlarda ,en kötü ,en çaresiz anlarında kullanmak için ayırdıkları para geldi,aklına.
Onun için şu an en zor ,en kötü, en çaresiz andı. Eğer parayı ödemezse canım ,kızım dediğini kaybedecekti.  Daha yeni kavuştuğu kızını, Ecesini ellerinden alacaktı. Hiç düşünmeden o parayı almaya gitti.

Bu bölüm bu kadar.
İnşallah beğenmişsinizdir.

Sizce Ege o parayı toplayabilecekmiydi ?

#gözdekaraçaylı #
#Gzde387#
#VampirlerleSavaş#
#Saklıvadi#

VAMPİRLERLE SAVAŞ Where stories live. Discover now