Özel bölüm-2

En başından başla
                                    

Korkut abim ve arkadaşı da koltuğa oturduğunda kimseden ses çıkmıyordu. Korkut abim boğazını temizledi. "Ares ile yemek yemeye gideceğinizi sanıyordum." Diye mırıldandı. "Evden çıkarken karşılaşmıştık öğlen. Laf arasında söyleyivermişti." Derken Ares'in ona yalan mı söylediğini öğrenmeye çalışıyordu. Aslına bakılırsa Ares teklifi yapmıştı ama ona abilerimi unutmuş gibi olduğumu, onlarla vakit geçirince kendisine yemeği benim ısmarlayacağımı söylemiştim. Anlayışla karşılamıştı çünkü onları özlediğimi görebiliyordu. Sanırım tek göremeyen Korkut abimdi.

"Gidecektik ama ilk buraya gelmek istedim." İlk sizinle yemek yemek istedim. Başını belli belirsiz sallarken pot kırmış gibi hissettiğinden olsa gerek başını eğip saçlarını karıştırdı. "Merhaba Maral. Peri ben." Gülümsemeye çalışarak baktım kızıl saçlı kadına. O benim aksine sıcak bir gülümseme kondurmuştu yüzüne. "Tanışmaya fırsatımız olmadı." Başımı belli belirsiz sallarken boğazıma bir yumru oturmuştu. Abimin hayatındaki bir kadınsa onunla böyle tanışmayı beklemiyordum. Bana önceden hafifçe bahsedebilirdi.

"Nasılsın?" Diye sordu ortam haddinden fazla sessiz olduğu için. Sanırım o da farkındaydı yanlış giden bir şeyler olduğunu. "İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?" O bana ne kadar samimi olursa olsun ben ona o samimiyetle şu an için gelemeyecektim. "İyiyim ben de." Diye mırıldandı.

Şafak abim kolunu omzuma sarmıştı. Beni kendine çekerken kendimi biraz daha iyi hissettim. "Uçuş nasıldı?" Diye sordu Korkut abim. İfadesiz tutmaya çalıştığım bakışlarımı ona çevirdim. "Gelmemin üzerinden çok saat geçtiği için hatırlamıyorum." Saatlerce bize bu evi hazırlamaya çalıştığım için harcadığım vakitler aklımdaydı bir tek.

"Tatlı yapmıştım. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım." Peri Hanım ya da abla ayağa kalkıp mutfağa giderken onun bu eve çok geldiğini hissettim. Sanki sıklıkla mutfağa gidiyor gibiydi. Bir an için benim yerime geçmiş gibi hissettim. Eski alışkanlığım gün yüzüne çıktı ve tırnaklarım tekrar avuçlarıma battı. Damla olduğu gibi birini daha kaldıramazdım. "Yardım edeyim." Diye mırıldandım ayağa kalkarken.

Mutfağa girdiğimde tabakların olduğu dolabı kolaylıkla bulup açtığını gördüm. Neden bu durum bana ağır geliyordu? Pat diye tanıştığımız için miydi yoksa abimin evin içine girdiğinde söylediği sözlere hemen alınıp üzüldüğüm için mi?

Bunları yok saymaya çalıştım. Korkut abimi biliyordum. İlk ona gelmediğim için kırılmış olmalıydı. Evde olsaydı beni ilk gören o olurdu ama nasip olmamıştı. Sesindeki de kırgınlıktı zaten. Onun için aldığım tatlıyı da tabağa koyup ona verirsem tatlıya bağlanırdı durum. Kendi paketime yöneleceğimde Peri'nin yaptığı tatlıyı görmemle dudaklarımı birbirine bastırdım. Ağlayacak gibi hissediyordum. Nedendi bu kırgınlığım? Korkut abime sarılamadığım için olmalıydı belki de...

"Korkut bu tatlıyı çok seviyor." Dediğinde dudaklarımı ıslattım. Gülümsemeye çalıştım. "Güzel gözüküyor. Elinize sağlık." Bana gülümseyip tabaklara tatlıyı koymaya yardım etti. Ben de masanın üzerindeki poşeti sandalyenin arkasına koydum. Ayıp olurdu belki.

İki tabağı o aldı, iki tabağı da ben aldım.  Şafak abime verip onun yanına geri otururken gözlerime baktığında anlamıştı sanki üzgün olduğumu. Omzuma bir öpücük kondurdu. "Yaşlanmaya başladı ya, çocuklaştı." Dedi beni güldürmek amacıyla kulağıma fısıltıyla.

Peri Hanım bana birkaç soru sorarken onu cevaplamaya çalışıyordum. "Burada mı kalacaksın bugün?" Dedi tabağını sehpaya koyarken. Ben daha cevap veremeden Korkut abimin mırıltısı duyuldu. "Ailesiyle kalır." İşte bu artık fazlaydı.

Görüş alanımın bulanıklaştığını hissettim. Korkut abimle bakışlarımız kesiştiğinde omuzları düştü. "O anlamda kurmadım cümleyi. Lale abla seni çok özlediğini söylüyordu, o yüzden onlarda kalırsın diye düşündüm. Maral, o manada demedim." Derken panik içindeydi. Ailesiyle kalır,ailesiyle...

Kaybedilen ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin