70.

7.1K 540 33
                                    

İyi okumalar.
__________

Sabah uyandığımda Uraz abim ile evden kaçarken Ares'e yakalanmıştık ve plana bir kişi daha dahil olmuştu. Gideceğimiz yere geldiğimizde arabadan indim. Ares bagajdan aldıklarımızı çıkartırken Uraz abim de ona yardım ediyordu.

Saçımı at kuyruğu yaptım ve yeşil alana doğru yürüdüm. "Yasemin diksek yaşar mı sizce?" Diye sordum omzumun üstünden onlara bakarken. Ares fidanı yanıma bıraktı. "Eve alırız, orada bakarız. Burası onun için uygun değil." Başımı olumlu anlamda salladım.

Uraz abim elindeki kürekle işaretli yeri kazmaya başlamıştı. Biz de Ares ile bitkileri ayarladık. "Sabah sabah gerçekten bunu yapmak mı istediniz?" Dedi Ares elindeki toprağı silkelerken. Uraz abimin güldüğünü işittim. "Ağzımı açtırma abi, istersen."

Heyecanla Uraz abime döndüm. "Ya, söyle ne yaptı bu Ares?" Dediğimde Ares homurdandı. Başımı bu sefer Ares'e çevirdim. Masumca ona bakarken elindeki toprağı yanağıma sürdü. "İşine bak, işine. Ne varsa yoksa Ares ne yaptı? Sen de beni ispiklemeye pek meraklısın Uraz."

"Abi ya."

"Ares ya."

Uraz abim ile aynı anda Ares'e sitem ettiğimizde Ares gülerek ayağa kalktı ve açılan çukura bitkiyi yerleştirdi. Dudak büzdüm ve çukur alana toprağı doldurmaya başladım.

Bitkileri dikme işimiz bittiğinde dışarda güzel bir kahvaltı yapmıştık. İlk defa huzurlu bir şekilde biyolojik abilerimden ikisiyle kahvaltı yapmak hoşuma gitmişti. "...Diyorum Uraz dur, düşeceksin. Uçuyor resmen. Neymiş yakalarmış." Ares'in gülmesi ile kahkahamı daha fazla tutamadım ve salıverdim.

Uraz abimin yüzü kızarmıştı. Önündeki yemekle oynarken başımı yana çevirdim ve gülmemi durdurmaya çalıştım. "Sonra bu ağaca bir tosladı. Uraz yerde. Kolları açık bir de." Gülmemi asla tutamıyordum. Abimin görüntüsünü hayal etmek bile komikti. "Kuş sıçtı üstüne bir de." Ares kıkırdayıp Uraz abimin omzunu sıktığında Uraz abim dudak büzdü. Bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı?

"Sen sanki mükemmeldin. Terasa çıkıp havuza atlamaya çalışmıştın, babam zor tutmuştu. Geberiyordun. Aral'da orada tezahürat yapıyor, atla diye. Benden de salaktın sen." Diye mırıldandı Uraz abim. Ares onaylamazca başını sallarken ben gülümsedim. Çok tatlılardı.

"Öyle bir şey olmadı Maral." Diyerek bana döndüğünde Ares başımı bilmiş bilmiş salladım. "Güzelim bu abimiz varya beni parkta unuttu. Beni ya, beni!"

Ares kaşlarını çattı. "Unutmamıştım bir kere." Dedi homurdanarak. Uraz abim suyunu yudumlarken aynen bakışı atıyordu. "Aral'ı evde unutmuştuk asıl. Onu almaya gitmiştim." Dediğinde Uraz abim sesli bir şekilde güldü.

Saçından bir yeri gösterdi. "Şerefsiz Aral, saç bırakmadı. Saç hastası manyak. O gün sırtıma çıkıp saçlarımı çekerek at yapmıştı beni. Abim de Arın'ı almış, futbolu öğretmeye çalışıyordu. Çok çektim bunlardan meleğim bir bilsen." Diyerek sızlandığında Uraz abim kıkırdadım. Masanın üzerindeki elini tuttum.

"Merak etme abi, artık ben varım. Aral'ı eve gidince at yaparım." Üçümüzde güldüğümüzde saçımın hafifçe çekilmesi ile gülüşüm kesildi. "Beni at yaparsın öyle mi?" Aral'ın sesini duyduğumda dudaklarımı birbirine bastırdım. Başımı olumsuzca salladım. "En sevdiğim abimi hiç at yapar mıyım Aral abim benim. Hoş geldin abilerin en tatlısı. Açsan yemek, yoksan tatlı ısmarlayayım şöyle senin gibi olandan."

Aral gülüp yanıma otururken kolunu sandalyemin arkasına attı. "Bir de bana dönek diyordun." Gözlerimi kırpıştırdım. "Bir sana özel dönekliğim." Kıkırdadı. Yanağıma hızlı bir buse kondurup Ares abimin tabağını önüne çekip yemek yemeğe başlarken Ares'in gözleri arkamı bulmuştu.

Kaybedilen ZamanWhere stories live. Discover now