8.

29.1K 1.5K 120
                                    

İyi okumalar...
__________

Karşımdaki eve baktım. Tehditçi neyseydi de evdeki diğer insanları kırmak istemiyordum. Aral hariçti tabi. Benim için herhangi bir yeri yoktu ama Arın ve Uraz'ın az da olsa içimde bir yerleri vardı. Hem Uraz'a dün, bugün için bir şeyler yapmaya söz vermiştim. Bu yüzden buradaydım.

Birkaç adımda evin kapısının önüne geldiğimde içime derin bir nefes çektim. Hazır olduğumda zile bastım. Tehditçi ile karşılaşmak istemiyordum.

Kapıyı her zamanki gibi buradaki çalışan açmıştı. Geldiğime epey şaşırmış gözüküyordu ama bunu umursamadım.

Ayakkabılarımı çıkartıp bu evde giydiğim terlikleri giydim. "Kim gelm-" Biyolojik annenin sözü beni görmesiyle kesilirken gözlerinin dolmaya başladığını fark etmiştim.

Stres yapma Maral. Sakin ol. Sorun yok.

"Kızım, hoş geldin." İçeriden birinin, "Kızım mı?" Diye cırladığını duydum. Bu Aren'di. Küçük ergen.

"Hoş buldum. Uraz için gelmiştim. Bazı eşyalarım burada bir de ona bakacaktım." Diyerek kendimi açıkladım. Evden kovmasalar bari. Gerçi ben Aral tarafından bu evden kovulmuştum.

Biyolojik anne yanıma geldi. "Sarılabilirim değil mi?" Dedi yumuşak bir tonda. Bana umutla bakarken hayır diyemedim ve başımı belli belirsiz salladım. O bana sarılırken bakışlarımı etrafta gezdiriyordum. Avuç içlerim terlemeye başlamıştı.

Kollarını benden ayırdı. Sarılmayı kısa tuttuğu için ona minnetle baktım. Gerilmeme engel olamamıştım.

"Uraz odasında. İkinci katta orta kapı, senin odanın bir aşağısı yani."

Teşekkür edip merdivenlerden çıkmaya başladım. Başka birini görmemek iyi gelmişti.

Biyolojik annenin tarif ettiği kapıda durduğumda kapıyı hafifçe tıklattım. O da benim sorumsuz olduğumu söyler miydi? Onu kandırdığım için kızar mıydı bana?

Kapıyı bir kere daha tıkladım ancak ses gelmedi. Bu yüzden yavaşça açıp içeriye başımı soktum. Uraz yatağında yatıyordu ve yastığa sarılmıştı. Bakışları beni bulurken yutkundum.

"Maral..." Dedi titreyen sesiyle. Kızarık gözlerini gördüğümde ne yapacağımı bilemedim. "Geldin mi gerçekten?"

Tamamen içeriye girdim. Titrek bir nefes verdim. "Dün seni kandırdığım için özür dilerim. Sadece burada durmaktan hoşlanmıyorum ve seni okulun kapısının önünde görünce beni bırakmayacağını anladım. Üzgünüm." Diye mırıldandım kısık sesle.

Yatakta doğruldu. "Gelmen bana yeter." Dedi pürüzlü çıkan sesiyle. Bana bağırmalı hatta onu kandırdığım için küsmeliydi bile. Böyle bir tepki beklemiyordum. Boğazımı temizledim.

"Bugün bir şeyler yapmak için sözleşmiştik. İşin yoksa-" Gülümsedi. "Yok. Hazırlanıp geliyorum hemen." Başımı tamam anlamında sallayıp odadan çıktım. Bana hiç kızmamıştı ve bu benim daha çok kendimi suçlamama neden oluyordu.

Bana verdikleri odaya çıkıp çantanın içinden powerbankımı çıkarttım. Telefonumu ona takıp cebime koydum. Aşağı indim.

Kapının önünde beklemeye başladım. Alayla yanıma gelen Aren'i gördüğümde göz devirdim. Harbi bu çocukla uğraşılmazdı. Nedense saçını başını yolasım geliyordu. Acaba ablalar kardeşlerine karşı benim gibi şiddete meyilli miydi?

Bir dakika ya! Şu an bu ev aklımı çeliyordu benim. Abla, kardeş diye zırvalamaya başladım. Yarın öbür günde anne diye ortalıkta dolaşırdım ben!

Kaybedilen ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin