Cevap ver bana!

253 28 27
                                    

Magnus her ne kadar eve dönmek istemese de sabah yine babasının yanına dönmüştü.

Aslında ona birçok konuda hak veriyordu ama bunu kabul edemeyecek kadar kör olmuş olabilirdi.

Asmodeus ise onunla düzgünce konuşmak istese de bunu şu an yapmayacaktı. Magnus'un onu anlayacağını düşünmüyordu çünkü.

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Alec'le yedik bir şeyler." Demişti Magnus kendine kahve yaparken. "Kahve ister misin?"

"Ben yeni içtim." Demişti Asmodeus önündeki dosyaları incelerken. Eve her zaman iş getirirdi, bu küçükken de böyleydi ama Magnus bundan hiç rahatsız olmamıştı. Babasının bu yanını seviyordu her zaman.

"Alec sabah seni nasıl saldı?" Demişti Asmodeus gözlükleri arkasından Magnus'a bakarak. "Seni bırakacak gibi durmuyordu."

"Seninle aşk hayatımı konuşmayacağım."

"Aşk hayatın..." deyip gülmüştü Asmodeus. "Bunu duymak çok garip geldi. Aranızdaki şeyi hafife mi alıyorum yoksa."

Magnus bir cevap verecekken evin kapısını gürültülü bir şekilde çalmaya başlamıştı.

"Bu saatte kim gelmiş olabilir?" Diyerek ayaklanmıştı Magnus. Kapıyı da kıracak gibi çalıyordu.

Kapıyı açtığı anda birisi bir anda içeriye dalmıştı. Magnus yüzüne bakmasa bile kim olduğunu anlamıştı bu kişinin.

"Senin benim karımla ne derdin var?"

Tom denen adam, yani Magnus'un annesinin eşi olan herif, Asmodeus'un başında dikilmeye başlamışken Asmodeus gözlükleri ardından ona aşağılayıcı bir bakış atmıştı

"Senin karınla ne derdim olabilir benim?" Demişti arkasına yaslanarak.

"Buraya geldiğini duydum, sen mi çağırdın onu yoksa? Liz kendi kafasına göre gelmez çünkü buraya, benim tepkimden korkar o."

"Bence bu mevzuyu karınla konuşman gerekiyor, gelip bana hesap sorman çok saçma. Ayrıca kadının burada da bir çocuğu var, belki onu görmeye gelmiştir. Neden bu ihtimali düşünmüyorsun?"

"Magnus'u mu görmeye gelecek?" Deyip yüzünü Magnus'a çevirmişti Tom. "Liz'in buraya gelmek için en son nedeni bile olamaz bu."

"Haklısın, babamı görmeye gelmiş zaten." Deyip sırıtmıştı Magnus. "Her gün senin yüzünü görmek sıkıcı gelmiştir belki."

"Sen nasıl konuşuyorsun benimle?" Deyip bir anda Magnus'a doğru yürümüştü Tom. "Annenin neden seni sevmediği çok açık. Benim de senin gibi evladım olsa ben de sevmezdim seni."

"Beni sevmeni isteyen yok senden zaten. Bari en azından kendi kızını sev. Onunla ilgilenmediğin için annem gelip bizden yardım istedi. Gerçi senin gibi bencil ve düşüncesiz bir insandan başka ne beklenirdi ki?"

"Saygısız velet." Demişti Tom sinirle bağırıp. "Baban ne ki sen ne olasın, aynı bokun sıçtığı bok işte."

"Karın öyle düşünmüyor sanırım, bizden yardım istemeye geldiğine göre buradaki tek bok sensin."

Tom sinirle iç çekip bir anda arkasını dönmüş ama Asmodeus ile burun buruna gelmeyi de beklememişti.

"Oğluna birazcık terbiye öğret yoksa bunu ben yaparım."

"Ya, nasıl yaparsın bunu." Demişti Asmodeus bir adım atarak. Tom bir anda geriye çekilirken Asmodeus bir adım daha atmıştı. "Benim evime gelip benim oğlumu mu tehdit edeceksin sen? Önceden yediğin dayağı unutmuş gibisin. Aynısını mı yaşatayım sana?"

Karanlık Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin