Pislik herif

541 61 71
                                    

~18 yıl önce~

"Anne lütfen! Lütfen o parka gitmeme izin ver."

"Öyle fakir bir mahalleden geçmemiz bile kötüyken sen orada oynamak mı istiyorsun?"

"Anne... orada birisine söz verdim, geleceğimi söyledim. Hem... hem kolyem de onda kaldı."

"Değersiz bir kolyeydi zaten. Yeter artık Alec, baban bugün eve dönüyor. O mahalleye gittiğimizi duysa bana, bize neler der biliyorsun değil mi?"

"Orada birisi ile arkadaş oldum ama ben."

"Öyle varoş bir mahalleden bir arkadaşın olabilir mi sence? Ayrıca yarın buradan taşınıp gidiyoruz zaten, bir daha da o mahalle hakkında bir şey söylemeni istemiyorum."

"Anne lütfen! Lütfen sadece bir kere oraya gitmeme izin ver. Senden başka bir şey istemeyeceğim. Lütfen annecim, lütfen."

"Üzgünüm Alec. Zaten fazlaca işim var. Şu an seni oraya götüremem."

Alec bu cevap üstüne odasına çekilmiş olsa da pes etmeye niyeti yoktu. Annesinin meşgul olduğu bir anda evden gizlice çıkıp o parka gitmeyi kafasına koymuştu.

Ama ne yazık ki işler beklediği gibi gitmedi. Evden çıkmaya hazırlandığı bir anda babası ile karşılaşmış ve iyi bir azar yemişti.

Sonrasında buradan temelli taşındılar ve Alec bir daha o parka hiçbir zaman gidemedi.

İsmini bile bilmediği o çocuğu da bir daha görememişti. Kolyesini de öyle...

....

~Günümüzden 6 ay öncesi~

"İçmek için güzel bir gece."

Magnus karşısındaki gay bara bakarken içinden bunu geçirmişti. Biraz kafa dağıtmak istiyordu.

Annesi ve babası kısa zaman önce ayrılmışlardı ve babası olduğundan daha sinirliydi. Bu yüzden Magnus evde durmak istemiyordu.

Bara kendini attıktan kısa bir süre sonra kendine bir içki söylemişti.

"Uzun zamandır gay bara gelmiyordum." Diyerek etrafına bakındı. Genelde böyle yerlere sırf içmek için gelirdi ama bugün birisiyle yatağa gitmek ve kafa dağıtmak istiyordu.

Gözüne biraz ilerideki uzun boylu herif çarpmıştı.

"Neden bir anda ilgimi çekti bu adam?" Deyip barmenden iki içki alarak az ötede oturan adamın yanına ilerledi Magnus. "Hızlı içiyorsun."

"Sarhoş olmak istiyorum."

"Çoktan olmuşsun bence." Deyip elindeki içkiyi adama uzattı Magnus. "Yüzün nedense çok hoşuma gitti. Sanki bana birisini anımsatıyor gibisin."

"İnan bana bu yüzü önceden görsen asla unutmazdın."

Adam ona küçük bir bakış attığında Magnus egosuna gülmeden edememişti.

"Bugün biraz kafa dağıtmak istiyorum."

"Ne tesadüf, ben de aynısını istiyorum. Yoksa birilerinin kafasını dağıtacağım." Deyip içkiyi kafaya dikti adam. "Bu arada ben Alec."

"Magnus."

"Bak ne diyeceğim? Barın arka odalarına gidip sohbetimize orada mı devam etsek? Burası çok gürültülü ve seni çok net duyamıyorum."

Magnus adamın dediği şeye gülmeden edememişti.

"Buna hayır diyemem işte."

Alec cevap üstüne ayaklanmaya çalışsa da kafası o kadar dönüyordu ki neredeyse düşecekti.

"Hoop hop, dikkat et."

"Çok içmişim ben ya." Dedi Alec gülerek. Sonrasında bardağında kalan son içkiyi de kafaya dikti. "Neyse, sen beni ayıltırsın odada."

Barın arkasında bulunan odalardan birisini hızlıca kiraladıktan sonra Alec ve Magnus oraya gitmişlerdi.

Amaçları zaten konuşmak değildi, bu yüzden birbirlerinin dudaklarına hızlı bir şekilde saldırdılar.

İkisinin de kafaları başka şeylerle meşguldü ama şu an kafalarını dağıtmak istiyorlardı. Ve bunu çok güzel bir şekilde yapıyorlardı.

Kıyafetler tamamen çıktığında Alec Magnus'u tek hamlede kucağına alıp yatağa taşımıştı.

"Şimdiden söyleyeyim, sert bir insanımdır."

"Sorun değil, nahif seven birisi değilim zaten." Demişti Magnus gülerek. Alec de bu tepki üstüne gülümseyip tekrar Magnus'u öpmüştü.

Alec sabahında geceyi yarım yamalak hatırlayacak olsa da şu an zihni yeterince berraktı.

Magnus ise olayı her detayına kadar hatırlayacaktı.

....

Magnus sabah gözlerini boş bir yatakta açtığına pek şaşırmamıştı. Yine de dün geceden sonra Alec'in en azından giderken onu uyandırmasını beklemişti.

"Her neyse... duş alsam iyi olacak."

Gerçekten neden tek gecelik bir şey yaşamıştı ki? Bundan hoşlanan birisi de değildi.

"İşe nasıl gideceğim bu bel ağrısıyla? Ah, bu kadar sert olmak zorunda mıydı?"

Magnus sıcak bir duş aldıktan sonra odaya geri dönmüştü. O sırada, biraz ileride duran sehpanın üstünde bir kağıt olduğunu fark etti.

"Yoksa numarasını mı bıraktı?"

Magnus saniyelik bir an heyecanlandığını hissetmişti. Sehpaya yaklaşıp kağıdı hızlıca eline aldı ve yazanı okudu.

Gece için teşekkürler.

Magnus yazan şeye şaşırmamıştı. Şaşırdığı asıl şey...

Kağıdın altında duran paraydı.

"Sen... sen şaka mısın?" Deyip eline parayı aldı Magnus. Bir an sinirden kaşı seğirmişti. "Bana para mı bıraktın sen? Neyim ben, fahişe mi?"

Magnus parayı sinirle yere atıp derin bir nefes vermişti. Şu an Alec karşısında olsa onun yüzüne defalarca yumruk atabilirdi.

"Pislik herif! Umarım bir daha karşıma çıkmazsın. Aksi halde bu parayı senin bir yerlerine monte edeceğim!"

....

Karanlık Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin