Olayın sorunsuz ve güzelce sonuçlanması üzerine FBI birimi olaya katılan ve çözenler için kutlama ve tebrik partisi düzenlemişti.
Magnus giydiği takım elbise ile birlikte, yanında babasıyla salona girerken etrafı istemsizce süzmüştü.
"Şu otelin avlusuna bak baba, bir daha böyle bir yer göremem sanırım."
"Sanırım ben de göremem. Bir de otelde bir gece konaklama var, tadını çıkaralım."
Magnus etrafına bakarken Asmodeus da tanıdığı birkaç kişinin yanına ilerlemişti. O sırada Magnus da ileride dikilen Alec'i görüp hızlıca onun yanına ilerledi.
"Buradasın işte."
"Gelmişsin." Dedi Alec ona bakıp gülerek.
"Neden gelmeyeyim?" Deyip yandan geçen garsondan bir içki aldı Magnus.
"Güzel takım." Demişti Alec onu süzerek.
"Teşekkür ederim, en pahalı takımım. Seninki de her zamanki gibi güzel ve gösterişli."
"Bir masaya geçelim hadi, böyle dikilmek yorucu olacak."
Alec yürürken Magnus da arkasından ilerlemişti.
"İnsanların zenginliği karşısında dilim tutuluyor bazen. Benim aldığım memur maaşı şurada bir gece konaklamaya yetmez." Deyip Alec'in yanına oturmuştu Magnus. "Kim bilir buranın sahibi ne kadar zengindir?"
"Baya zengin olduğunu düşünüyorum." Demişti Alec bir içki almak için garsonu çağırırken. Garson resmen ışık hızında yanlarına gelmişti.
"Buyrun Bay Lightwood. İstediğiniz başka bir şey varsa hazırlatabilirim."
"Bir şey istemiyorum. Magnus, sen bir şeyler ister misin?"
Magnus olayı tam çözememişti o an.
"Bilmem, bir şey istemiyorum sanırım."
"Sen bize atıştırmalık bir şeyler getir."
"Emredersiniz efendim."
Garson uzaklaşırken Magnus da Alec'e bakmıştı.
"Seni tanıyor mu?"
"Evet tanıyor. Bu otel anneme ait bir otel çünkü."
Magnus neredeyse içeceğini püskürtecekti.
"Ne? Az önce söylemedin ama."
"Sormadın ki."
"Kaba olmak istemiyorum ama senin ailen ne kadar zenginler?" Demişti Magnus şaşırarak.
"Bilmiyorum, bir yerden sonra saymayı bıraktım. Annem hırslı bir kadındır. Her zaman üstüne koymanın bir yolunu buluyor."
Birkaç dakika sonra masaya bir sürü atıştırmalık gelmişti.
"Hala şoktayım. Yani bunca şeye sahipsin ama hiç belli etmiyorsun."
"Ben sahip değilim, annem sahip." Demişti Alec düz bir tonla konuşup. "Elbette hepsinde hakkım var ama olmasa da bir şey değişmezdi. Annem, sıfırdan kurdu birçok şeyi. Büyükbabam öldüğünde her şey anneme ve teyzeme kalmıştı ve teyzem neredeyse şirketi batırıyordu. Annem şirketi ayağa kaldırdı, hisseleri satın alıp tek yönetici oldu ve resmen sıfırdan bir imparatorluk yarattı. O güzel, güçlü, hırslı bir kadındır ama kurallarına uymayan her şeyi silip süpürecek kadar da katı bir insandır. Annemi sevmek de ondan nefret etmek de çok kolay iki olgu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sırlar
FanfictionMagnus Bane, kendi eyaletinde yaşanan bir cinayet vakasını çözmeye çalışan yerel bir polis amiriyken işin içine karışan birtakım gizemler olayın bir seri cinayet olabileceğini işaret etmeye başlar. Bu da FBI'ın işin içine karışmasına neden olur.
