Boş muhabbet

306 50 39
                                    

Magnus Jake ile birlikte görüşmelere devam ediyordu ve ikisi de yorulmaya başlamışlardı.

"Hiçbirinde iz yok. Sadece bir tanesinde siyah bir araba gördüğünü söyleyen bir tanık var."

"Siyah araba çok spesifik bir detay sanki..."deyip başını ovdu Magnus. "Kafayı yemek üzereyim. Umarım o çocuklara bir şey olmadan bu işi çözeriz."

"Başın ağrıyorsa biraz masaj yapabilirim." Demişti Jake sırıtıp.

"Sen arabayı sürmeye devam et. Son bir yerimiz kaldı gidecek."

Jake önüne bakarken Magnus'un telefonu çalmaya başlamıştı. Ekrana baktığında Alec'in aradığını gördü.

"Efendim Alec?"

"Nasıl gidiyor soruşturma?"

"Elde var sıfır, gittiği yok kısaca. Sende bir şeyler var mı?"

"Burada değişik bir şeyler var. Kurbanın boğazının içinden bir not kağıdı çıktı. Katil onu oraya sokmuş gibi duruyor."

"Herhangi bir şey yazıyor mu?"

"Evet. Bize bir not bırakmış. Ne kadar çok açılırsanız o kadar çok yorulursunuz ve sizi alt etmem o kadar kolay olur. Bilgisayardan alınmış bir çıktı. Bilişime de laboratuvara da gönderdik yazıyı, incelemeye aldılar."

"Demek bizimle oyun oynuyor, öyle mi?"

"Öyle gözüküyor. Onu bulduğumda ben de onunla oyun oynayacağım." Demişti Alec. Sesi son derece sinirli geliyordu. "Siz ne zaman döneceksiniz?"

"Geceyi burada geçirecek gibiyiz."

"Anladım. Motelde falan mı kalacaksınız?"

"Ona henüz karar vermedik." Deyip Jake'e baktı Magnus. Jake duymuş olacak ki "Korkma onu en iyi otele götüreceğim Alec." Diye bağırmıştı.

Birkaç saniye Alec'ten cevap gelmedi. Magnus onun sinirlendiğini hissetmişti.

"O çok sinir bozucu." Demişti Magnus bilerek duymasını isteyip. "Hatta senden bile daha sinir bozucu."

"Tahmin edebiliyorum." Demişti Alec iç çekerek. "Çabuk dönün."

"Elimizden geleni yapıyoruz. Sen de oralara iyi bak."

"Öyle yapacağım."

Alec telefonu kapattıktan sonra Magnus da telefonunu cebine koymuştu.

"Alec beni çok sever." Demişti Jake imayla konuşup.

"Evet, baya belli oluyor."

....

Magnus ve Jake son görüşmelerinden sonra yakınlarındaki bir motele gitmişler ve iki kişilik bir oda tutmuşlardı.

"Onca görüşme sonunda elimizde hiçbir şey yok." Deyip çantasını yana koydu Magnus. Sonrasında yatağa uzanmıştı. Jake de yanında duran yatağa oturdu.

"Siyah bir araba olduğu dışında bir şey bilmiyoruz resmen." Deyip yorgun bir halde yatağa düştü Jake. "Olay tamamen bize kaldı."

"Çocuklar olmak zorunda mı? Onların ne suçu var?"

"Böyle insanlar suçlu suçsuz bakmazlar. Kim bilir ne tür bir kafa içindeler."

"Çalışmak istiyorum ama çok yorgunum. Kaç saat oldu uyumayalı? 24 saati geçmiştir."

"Geçmiştir. Sen uyu, ben dosyaların üstünden geçeyim o esnada."

Jake ayaklanırken Magnus ona bakmıştı.

Karanlık Sırlar Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu