Rahat dur

387 42 28
                                    

Magnus ve Alec duşa girdikten sonra da rahat durmamışlardı. Alec her ne kadar canı yansa da az önceki şeyin intikamını almak istercesine Magnus'u jakuzide altına almış ve onun içine sertçe girip çıkmaya başlamıştı.

"Hey... yavaşla biraz." Demişti Magnus kollarını Alec'in boynuna sararken. "Acelemiz mi var?"

"Yavaş olmak için nedenimiz mi vardı?" Demişti Alec Magnus'un yüzünü okşarken. "Ayrıca yavaş olmak da istemiyorum. Seni yiyip tüketmek istiyorum."

Alec Magnus'un omzunu hafifçe ısırırken Magnus nefesini birkaç saniye tutmuş ve tırnağını Alec'in sırtına geçirmişti.

"Ha... harika..." deyip derin bir nefes vermişti Magnus. Bacakları Alec'in belindeydi ve zevkten titriyordu.

Bu adam onun her zaafını öğrenmişe benziyordu ve aldığı zevki tarif dahi edemezdi.

Kendisi de Alec'in her zaafını, her zevk noktasını öğrenmek istiyordu. Aynı zamanda onun hayatını, ona zarar veren her şeyi, nefret ettiği her şeyi öğrenmek ve hepsini teker teker tedavi etmek istiyordu.

Onu, bu dünyada mutlu şeylerin de olduğuna ikna edecekti.

Aklına bunlar gelince bi anda durgunlaşmış, Alec de onun bu durgun halini fark edip yüzünü geriye çekerek onun yüzüne bakmıştı.

"Bir sorun mu var?"

"Bir sorun yok." Demişti Magnus Alec'in yüzünü okşarken. "Sadece seni mutlu görmeyi ne kadar istediğimi fark ettim."

Alec bunu duyduğunda istemsizce gülümsemişti.

"Sen benim tarafımda yer aldığın sürece mutlu olacağım, buna emin olabilirsin."

....

Alec ve Magnus'un otele geldikleri ve otelden çıktıkları ruh halleri bambaşkaydı. İkisi de şu an normalde olduklarından daha mutlu ve daha huzurlu hissediyorlardı. Özellikle de Alec.

Belki de hayatında ilk kez bu denli mutluydu. Çocukken yaşadığı o olaydan sonra ilk kez mutlu hissediyordu.

Buradan çıktıktan sonra herkes kısa süre dinlenmek için evlerine dağılmış, sonrasında gerçekliğe döndükleri karakolda buluşmuşlardı.

Gerçi Alec'in kafası burada değildi. Dün geceden, bu sabahtan sonra içi içini yiyordu resmen. Magnus'a baktıkça kalbinden ve bedeninden garip bir elektrik akımı geçiyor gibi hissediyordu.

Şu an ofiste, iş yerinde olmasalar ve işine saygısını korumak zorunda hissetmese onu önündeki masaya yaslayıp....

Düşünmemek için verdiği savaşı sürekli kaybediyordu.

"Bana şöyle bakmayı kesecek misin?" Demişti Magnus önündeki kağıtlardan başını kaldırmadan konuşup.

"Beni çok tahrik ediyorsun."

"Hiçbir şey yapmadan oturuyorum burada."

"Bu da yeterli bir sebep." Demişti Alec kalemi ile oynarken. Onu şu an şurada yemesi büyük bir sorun oluşturur muydu acaba?

"İşine odaklan Alec. Çözmemiz gereken bir suç dosyası var, farkındaysan."

Magnus ona gözlükleri ardından küçük bir bakış attığında Alec derin bir nefes alıp vermişti.

Magnus bilgisayarına bakarken ya da kağıtlarını okurken her zaman gözlük takıyordu. Alec şu an onun gözlüklü halini ne kadar çekici bulduğunu fark etmişti.

Ayrıca sinirlenmek ona yakışıyordu.

"O gözlükleri bana gelirken tak bir gün."

"Alec, ciddiyim bak. Sinirlenmeye başlıyorum." Demişti Magnus elindeki kağıtları sinirle düzeltirken. "Babamla konuşup geleceğim. Eğer o an hala işine dönmemiş olursan seninle odaları ayırmak zorunda kalacağım. Bilgin olsun diye söylüyorum."

Karanlık Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin