YAVRU KUŞ - BXB

FİNAL

Babamın şaşkınca Kuzey'i incelerken bu sefer annem de bunu beklemediği için o da hızla kuzey'e döndü.

"Ki-kime?"

"Kendime" diye tekrar etti Kuzey.

Babam hemen sonra kendine geldi, yüzünde oluşan büyük bir öfke görünce masanın altına saklanmak istedim.
Kuzey arkasına yaslanınca babam dudaklarını aralayıp bir şey diyecekken Emir hemen dahil oldu.

"Hayır efendim, dalga geçmiyor"
Babam tahminen onunla dalga geçip geçmeyeceğimizi soracaktı.

"Ben niye canının sıkıldığını anladım" dedi Emir'e fısıldayarak konuşan Gökay, ama bilmediği bir şey varsa, onu hepimizin şuanda duyuyor olmamızdı.

"Sade bir düğün yaparız" gözleriyle babamı işaret etti. "Söyle söyle. Kuzey karşılar"

Babam hışımla ayağa kalkarken elini masaya sertçe vurdu.

"Nedir bu?" Dedi sinirle anneme bakarken. "Bu da neyin nesi!"

Annem eliyle ağzını kapatırken Kuzey bir şey diyecekken Gökay göğsünü gererek onun önüne geçti.

"Tabiki de dalga geçiyorlar" dedi. "Sizinle biraz eğlenmek istediler de, yeni nesil gençleri işte"

Kuzey kaşlarını çatarken "çikolata dolusu ev, tek umudum" diye mırıldandı.

Babam omuzlarını düşürdü ve sertçe bizi süzerken yutkundum.

"Bir daha böyle şakalar yapmayın"
Ben sofrayı terk edeceğini düşündüm ama o geri oturmuştu.

Kuzey dudaklarını birbirine bastırıp Gökay'ın tam karşısına geçip "ne yapıyorsun?" Diye sordu.
Sinirlenmişti.

"Oğlum adama böyle açıklarsan bu sinirle bizi sikecek"

Hepimiz tekrar masaya oturduğumuzda sofrada hala sessizlik hakimdi.
Kuzey tuzu almak için elini uzatırken bilerek kendi elini benim elime dokundurdu. Babam asi bakışlarla bizi süzerken genzini temizledi.

Kuzey Gökay'a küfür etmeye başladı.

"Efendim, diyelim ki oğlunuz eşcinsel ve sevgilisiyle mutlu bir hayat istiyor, bu hayatı ona vermezseniz çok üzülür," dedi Emir. Ne yapamaya çalıştığını anlamıştım.

Babamın bakışları bana kayarken kaşlarını çattı sonrada gözlerini Kuzey'e çevirdi.

"Oğlum," dedi zorlanarak. "Mutluysa başka bir şey istemem" dedi ama öyle öfkeli bir şekilde söylemişti ki korkudan altıma kaçıracaktım.

Bu iyi bir şeydi değil mi?

"Efendim oğlunuz eşcinsel," dedi Gökay lafı dolandırmadan. Parmağıyla kuzey'i gösterince gözlerim irice açıldı.

"Sevgilisi de bu,"

Ben Gökay'ın babam bize kızdığı için daha sakin bir şekilde durumu açıklayacağını sanmıştım ama bir anda pat diye bunu söylemesini beklemiyordum.
Su bardağını eline alıp içmeye hazırlanan annem de benden farksız değildi.

Gözlerimi kısıp babamı incelerken homurdanmaya başladı ve sert bir sesle, "yemeğinizi yiyin" dedi.
Böylelikle bizi kabul ettiğini belirtti.

Kuzey benden daha fazla mutlu olmuş gibi babama bakıyordu ama babam yemeğine gömülmüştü.

"Sanırım ona sarılacağım," dedi Kuzey içten bir sesle.
Gökay Kuzey'in omzuna vurdu.

"Hadi git yap," ters bir ifadeyle Gökay'a baktım.
"Yemek yerken rahatsız edilmek istemez," dedim heyecanla. Hala inanamıyordum. Ailemi zaten seviyordum ama sevgim bir anda nirvanaya ulaşmıştı.
İçim kıpır kıpır olurken Kuzey başıyla odamı işaret etti.