4

43.1K 1.9K 422
                                    

Eve gelince ne yapacağımı bilmediğim için kendimi yatağıma usulca bıraktım.
Yalnızdım, benim yanımda olmak isteyen yoktu, arkadaşım yoktu.
Onlar, beni seçtikleri günden beri hayatım mahfvolmuşt.

"Bebeğim, aşağı yemeğe in"
Yataktan kalktım. Neyse ki evime hiç gelmemişlerdi ve hiç geleceklerini sanmıyordum. Evim, güvende hissettiğim tek yerdi ama yemekten sonra kuzey'in yanına gitmem lazımdı. Acaba bir bahane bulsam mı?

Bir arabanın önüne atardım kendimi? Hayır, bu kadarı fazlaydı.

Yemekten sonra hazırlanmaya başladım. İçimde sebepsiz bir korku vardı. Ne olacağını kestiremiyordum. Eğer bana vurmaya kalkarsa kendimi asla savunamazdım. Dayak yemek için mi gidiyordum oraya ne saçma. Bir taksiye binip onların evine gittim.

Kuzey, burada tek başına yaşıyordu evi malikane gibiydi. Zenginlerdi hemde çok... zaten babasının parasına güvendiği için böyle cesurdu diye tahmin ediyordum.

Yine gerilmeye başladığım sırada hemen kapıyı çaldım. Bunu düşünmemeliydim.

Kapıyı sonunda kuzey açınca ifadesiz yüzünü inceledim. Hiçbir şey demeden kapıyı tutmaktan vazgeçip içeri geçti.
Ben, kendim içeriye geçip kapıyı kapattım. Koltukta oturmuş film izleyen kuzey 'e baktım.
Korkmama gerek yokmuş.
Tekli koltuğa oturduğum sırada
Bana bakmadan "yanıma gel" dedi. Ben, bu adama ne demiştim o ne istiyordu.
Ayağa kalkıp onun yanına gittim.
Kolunu omzuma atınca bende yüzümü televizyona çevirdim.
"Mutfağa gidip su getir"
Başımı sallayarak ayağa kalktım. Bu iyi olmuştu televizyona baksa da gözü sürekli üzerindeymiş gibiydi.

Tezgahın üzerinde ki şu şişesini aldıktan sonra dolaptan bir bardak aldım.
Şişenin kapağını açtığım sırada birinin ellerini belimde hissettim. Kuzey...ellerini belime yerleştirdikten sonra başını omzuma yasladı.
Elim titremeye başladı çünkü erkekliğini kalçamda hissediyordum. Sessizce yutkundum.
Kanma bunlara, Ares.

Bardağa su doldurunca benden ayrılmasını bekledim. Kolumdan tutup beni çevirdi. Elimde ki su bardağında ki su biraz üzerine dökülünce gözlerimi büyüterek ona, baktım ama o göz temasını bozmadan elimden bardağı alıp tezgaha indirdi. Gözleri dudaklarımdan boynuma doğru ilerledi. Kendi imzasını boynumda görmüş olacakki gözleri parıldadı. Yutkunduktan sonra uzanıp dudaklarına dudaklarımı bastırdım.
Bunu bekliyormuş gibi bir eliyle enseme dokunup beni kendisine çekti. Dudaklarımı sömürmeye başlayınca hızına yetişemiyordum. Bir eli kalçamı tutup sıktı. Elini pantolonumdan içeri sokup erkekliğimi tutup çekiştirdi. İnlemelerim devam ederken bir anda benden koptu. Dokunuşları hala üzerimdeydi sanki ama o geri çekilmiş tezgahın üzerinde ki bardaktan bana bakarak su içti ardından arkasına dönüp yürüdü.
Hassiktir. Odaya geri gidince pantolonumda ki kabarıklık beni fena halde zorluyordu.
Kuzey'e doğru yürüyüp karşısında durdum. Bacaklarımı açıp onun üzerine oturdum. Kalçalarım erkekliğine denk gelecek şekilde oturmuştum.
Bakışları sonunda bana dönerken onu, bekledim. Gözleri tekrar televizyona dönünce kalçalarımı oynattım daha fazla dayanamadan o da bacaklarını açtı.
Dudaklarıma yapıştığı sırada bir eli tişörtüme gitti.

Kapının çalmasıyla başını geriye yaslayıp sessizce bir küfür mırıldandı.

"Kıpırdama" dedi sadece ben, başımı salladıktan sonra kapıya doğru ilerledi.

Kapıyı açtığında sırıtmaya başladı.
İçeriye Gökay ve emir girince isyan edecek gibiydim.
Beni ilk fark eden Gökay olmuştu.

"Yavru kuş?"
Emir'in gözleri bana dönünce sırıttı.

Bu üçlü yan yana gelince beni korkutuyordu. Kuzey, tek başına olunca yaptığımız tek şey sevişmek olduğu için beni korkutma gibi bir derdi yoktu.

Emir ve Gökay tekli koltukların ikisine oturdular.

Kuzey, gelip yanıma oturdu. Kolunu omzuma attı.

Gökay, birden "o, ne lan" deyince gerildim çünkü tam boynuma bakıyordu. Keşke üzerimi değiştirmeseydim.
Emir de merak edip bakınca "vayyy" diyiverdi.
Koltuğuna rahatça tekrar yaslandığında

"Yavru kuşa bak sen" göz kırpıp devam etti. "İşini de biliyor"

"Sivri sinek ısırığıdır belki de" dedi Gökay.
Dalga geçiyorlardı.

"Yok be oğlum baksana yemiş kız çocuğu"

Gökay, gür bir kahkahanın ardından
"Bir ara bize göster kimmiş, bu kız" demişti.

Tam yanınızda duruyor o kız.

Kuzey, tabiki sesini çıkartmadan bizi dinliyordu ara sırada sırıtıp duruyordu.

"Neyse...benim gitmem lazım" dedim birden çünkü bu ortamda daha fazla kalmak istemiyordum.

Kuzey, omzumu hafifçe dokunduktan sonra
"Otur yerinde" dedi sessizce.

"Annem, hasta..." Kuzey'le göz göze gelince susmuştum.

"Gerçekten..."

Yalan söylemeyi hiç beceremezdim hele ki kuzey gibi yalanı hemen yakalayan birine. Beni sikmese iyidir

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin