YAVRU KUŞ - BXB

20

Herkes pür dikkat kuzey'lere bakıyordu. Sonunda anlamışlardı kuzey'lerin bana, vurmadıklarını şimdi de onun şokunu yaşıyorlardı.
Kuzey'in hızlıca bana, yaklaştığını gördüm.
Gözleri dolu dolu olsa da yüz hatları sertti.

Dokunmaya bile korkuyordu.
Yere çömeldi ki benimle göz teması kurmak için çömelmişti.

"Kim, yaptı bunu sana?"
Sesimi çıkarmadım.
Elleri hala havadaydı yüzüme dokunmak istiyordu ama canım yanar diye sadece bakmakla yetiniyordu.

"Canın yanıyor mu?" Dedi sessizce.
Sanki evet desem kendini tutamayıp bağırarak ağlardı. Denemeye değerdi ama sessiz kaldım.

"Hayır" dedim ama yalan söylediğimi biliyordu. Hep bilirdi.

"Yavru kuş" dedi emir.
Ona, döndüğüm sırada şüpheyle "kim?" Dedi.

Adını söylemek istemiyordum ama ufuk, beni dövdükten sonra rahatına bakamazdı.

Kuzey'lerin de bir şey yapacaklarını düşünmüyordum hala.

Kuzey'e bakıp "ufuk" dedim.
Kafasını kaldırdı. Gözleri yaşlı değildi yüz hatları daha da sertleşince istemsizce korkmaya başlamıştım.

Kuzey, hızla dışarı çıkınca emir "kuzey" diye seslendi ona.
Gökay'ın gözleri bana, döndü.
"O piç dün sen, giderken yaptı dimi?" Kafamı usul usul sallayınca Gökay, emir'in sırtına bir kere dokunup yürüdü. Bu hadi demekti sanırım
İkisi de hızla sınıftan çıkınca etrafındakilere hızlıca bakıp bende çıkmıştım.

Umarım yine nezarethaneye düşmezdik.

Emir ve Gökay onların peşinden koştuğumu gördüklerinde durup beni beklediler ardından benimle beraber dışarı çıktılar.
Kuzey'in arabasını fark etmiştim ama bizi, beklemedi. Direksiyonu kırıp okuldan çıktı.
"Benim, arabayla gidelim" dedi Gökay.

Onun, arabasına binmiştik.

"Kuzey'e yetiş. Ufuk, nerde bilmiyor mahallede dolaşıp durmasın"

"Yerini biliyor musun?" Emir, kafasını sallayıp "hep aynı sıçtığım dar sokakta takılıyorlar. Çete halinde gezerler"

Gökay, gazı kökledi. Kuzey, ufuk'un yerini bildiğimizi düşünmüş olacakki bizim yanımızda sürmeye başladı arabayı.

"O, piç öldü varya. Bitti lan o"
Arkama yaslandım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Canını çok yaktı mı?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.
Emir'e bakmadım.
"Arda diye bir çocuk geldi beni, o kurtardı"

"Arda, iyi çocuktur..." dedi.

"...ama abisi şerefsizin teki"

"Tanıyorsun hepsini bakıyorum?" Dedi Gökay.

"Mahalleden diye acımak yok ha"

Emir, sinirle dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hepsini sikecem, merak etme"

"Diğerleri vurmadı ama" desem de. Göz korkutmak için vurmak istediklerini anladım.
Ben, kaçmasaydım belki onlar da vururdu bana. Yine de hepsi kötüydü.
Hiçbirine acımıyordum.

Emir'in mahallesine girince bağırışlarımı duymuştum sanki.
Köşeyi dönünce arabayı durdurdu Gökay.

"Hangisini alırsın?" Dedi Gökay.
Emir, eline bir beyzbol sopası alıp "hepsini alırım, amına koyayım" deyip arabadan koşarcasına çıktı.
Gökay da tam çıkacakken bir şey unutmuş gibi bana baktı.