3

48.3K 2.1K 977
                                    

Sınıf başkanı, sınıfta turlar atarken elindeki cetvelle arada öğretmen masasına vuruyordu susmamız için. Ben, hariç herkes konuşuyordu.
Kapı birden açılınca başkan nefesini sıkıntıyla verip kapıdakilere baktı.
Kapıdakiler onu, çağırmış olmalıydı ki hemen onların yanına gitti.

"Yavru kuşu, çağır" ses Gökay'a aitti.
Lütfen, izin vermesin...

"Olmaz, birazdan derse gireceğiz hoca, bana kızıyor sonra"

Histirik bir kahkaha attı ardından duvara çarpan bir bedeni gördüm. Gözlerimi yumup ayağa kalktım. Kuzeyi sadece ben sakinleştirebilirdim bunu onlarda biliyordu. Sınıftan çıktığım sırada kuzey, sınıf başkanımızın boğazını sıkmış gözlerine yapay bir gülüşle bakıyordu.
Sessizce onların yanına adımladım.

"Kuzey" kuzey, elini başkanın boğazından çekince rahatlamıştım. Başkan, dengede kalmayıp yere ağır çekimde düşmüştü. Bir süre ona, bakınca kuzey kolunu omzuma atmıştı. Kendine doğru çekince bugün bitmesi için her zamanki gibi dua etmiştim. Bana, gülümsedi ve herkes biliyordu ki kuzey hiç içten gülümsemezdi çoğunluğu dalga geçmek içindi.

Eski spor salonu... burası alt kattaydı. Hiçbir öğrencinin gidemeyeceği bir yerdi. Kuzey, bunu nasıl başardı bilmiyorum şuana kadar bir uyarı dahi almamıştı

Kuzey ve ben salonun sonundaki iki sandalyede oturuyorduk. Diğer ikisi ayaktaydı.

Dün kuzeyin boynumda çıkardığı izler yüzünden bugün bordo boğazlı kazağı giymiştim. Elleri omuzlarımın üzerinde duruyordu ara sırada da parmakları boynuma çıkıyordu. Boğazlı kazağımı parmağını geçireceği kadar sıyırdıktan sonra okşuyordu. Kimse böyle bir şeye takılmazdı çünkü kuzey, homofobik piçin tekiydi. Evet, bir erkekle yattığı halde sayısız kere eşcinsel olanlara bulaşmıştı, bu benim midemi bulandırıyordu.

Kuzey, tek ayağını diğer ayağının üzerine koyduktan sonra genişçe yayıldı. Kabadayı oturuşunu takınmış yeni kurbanını süzüyordu.

Dokuzuncu sınıflardan adı Ali olan bir çocuktu. Masum birine benziyordu ama onlar için fark etmezdi .

"Ali Kaya, suçu ise bize müdüre şikayet etmeye çalışmak" ilk kahkhaka sesi emirden gelmişti. Ben ise her zamanki gibi onları izliyordum.
Kuzey, ayağa kalkınca yutkunmaya çalıştım. Şimdiden çocuğa üzülmüştüm.

Elinde ki isimleri okuduğu kağıtla onun, kafasına vurdu. Ali, başını eğerken kuzey, gözlerini kısmış ona, bakıyordu.
Diğerleri de kuzeyi izleyip gülüyordu sadece.
"Gerçekten mi?" Sesi samimi geliyordu. Rol kesiyordu tabii.
"Adam sence size karşı tavırlarımızı görmüyor mu sence?"
Doğrudan ona, baktı.
Kulağına yaklaştı ardından "cevap ver" diye fısıldadı.
Çocuk ise başını kaldırmadan hızlıca "özür dilerim" dedi.
"Adamın sikinde değilsiniz" omuz silkti.
"Yine de seni uyarmalıyım" çocuk hemen kafasını kaldırıp "lütfen, hayır. Özür dilerim" demeye başladı.
Kuzey'in yüzünde ki ifade ise "bla...bla...bla..." Diyordu sanki.
Göz ucuyla kuzey bana baktı.

"Ares, kalk" dudaklarımı kemirmeye başladım. Tam yanımda duran Gökay şaşırmama bile izin vermeden kazağımın bir ucundan tutup hiç de kibar olmayan bir şekilde kaldırdı.
Kuzey'in yanına korkarak gittim. Umarım beni, o çocuk gibi dövmelezlerdi.
"Vur ona" dedi ali'yi bir kafa işaretiyle gösterip. Dudaklarım aralandı. Şaşırmama bile izin vermeyen Gökay beni, Ali'ye doğru itekledi.
İlk defa benden böyle bir şeyi istiyorlardı genellikle onlar vururken izlettirmeyi tercih ederlerdi.
Çocuk, başını salladı. Yapmamı istiyordu.

"Eğer sen ona, vurursan biz dokunmayız" demişti gökay. Onlar vurursa çocuğa ciddi bir zarar verebilirdi çocuğun da korktuğu yüzünden okunuyordu.
Başımı salladım.
"Hadi yavru kuş" kuzey, bana cesaret vermeye çalışıyordu ben ise çocuğa özür dilerim anlamında bakışlar atıyordum. Onları tatmin etmek için sert bir yumruk atmalıyım ama hazır hissettiğim anda ona, vurduğum yumruk Ali ve ben hariç diğerlerini güldürmüştü.

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin