11

34.6K 1.6K 298
                                    

İnsanların arasından geçmek epey bir zor olmuştu bazıları şaşırarak bana bakıyordu bazıları ise gülüyordu sadece.

Ben, meraklıydım bu yaşımda buraya gelmeye.

Lavaboya gidince oranın da pis koktuğunu gördüm.

Koku her yerdeydi lanet olsun ki.

İçeride biri genç duran diğeri ondan biraz daha büyük iki kişi konuşuyordu. Benim, geldiğimi görünce büyük olan kafasını çevirip beni, görünce gülümseyip arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldadı. O sırada hala bakışlarını benden kaçırmıyordu. Genç olan, arkadaşını dinledikten sonra arkasını dönüp bana baktı.

Kesinlikle benden bahsediyorlardı.
Hızlıca elimi yıkamak için lavaboya ilerledim. Bakışlarını hala üzerimde hissediyordum ama bana, ne için baktıklarını merak etmiştim.

"Şşt, küçük çocuk" dedi büyük olan. Bir adım yaklaşıp çarpık bir gülümseme sundu. Tahminen yirmi beş yaşındaydı. Zayıftı ve sarhoş olduğu ağzını yayarak konuştuğundan belliydi.

"Burada ne arıyorsun?" Dedi gülümsemesi yüzünden silinmiyordu bana biraz daha yaklaşınca gerilmiştim.
Yutkunup musluğu kapattım. Keşke kuzey'le gelseymişim. Adama cevap vermeyip hemen arkamı döndüm.
Kapıya doğru ilerlediğim sırada yirmi yaşında gözüken kişi kapıya yaslanıp bana, göz kırptı.
Ağlayabilirdim.
Duvara yaslanınca yirmi beş yaşında ki üzerime geldi. Diğeri de kapıyı bırakıp tam dibimde bitmişti.

"Ne istiyorsunuz?" Dedim korkuyla.
Yirmi beş yaşında ki kolunu duvara yaslayıp bana eğildiği için kafamı diğer tarafa çevirmiştim. Diğeri de kollarını göğsünde birleştirmiş duvara yaslanmış beni izliyordu.

"Acayip azdım. Sen, bile olursun" dedi yirmi yaşında ki.
Baş parmağıyla dudaklarımı okşamaya başlayınca çığlık atıp eline vurmaya başladım.

"Dokunma, bırak"

"Vay, vahşi kedi"
Yirmi yaşında olan iki elimden tutup duvara sabitledi boynuma yöneldiği sırada çığlık atarak ağladım.

"Kuzey" dedim bağırarak.
Diğeri boş durmak istemediği için tişörtümü kaldıracak gibi oldu ama kapı büyük bir gürültüyle açılınca durmuştu. Yirmi yaşındakinin umurunda bile olmamıştı ama diğeri kendini çekmişti.

Kuzey'le göz göze gelince onu hiç sinirli görmediğimi fark ettim .
Bu bambaşka bir şeydi.
Dudaklarını sinirle yaladıktan sonra üzerimde ki adama atıldı. Ensesinden tutup onu, önce üzerimden çekti. Başını bağırarak duvara vurunca diğer adama yöneldi o sırada içeriye emir ve Gökay girince şaşırmışlardı.

Yüzü kanla kaplanmış yirmi yaşında ki adamı görür görmez "ufuk" dedi emir.
Adam, başını kaldıracak gibi olunca "Gökay al şunu" dedi yirmi beş yaşındakini kast ederken.
Kafasını tahminen kırdığı çocuğun saçlarından yakalayıp bu sefer yüzünü duvara çarptı.

Emir, o çocuğu tanıyordu.

"Kuzey" demeye çalıştım ama bu sefer adamı boğazlayınca emir onun, yanına çömelip "kuzey, ne oldu?" dedi sesten dolayı bağırmıştı

"Ares'e saldırdılar" yakasından tutup yumruk atınca
"Siktiğimin piçi" dedi Gökay, elinde ki adamı yumruklama ya başlarken emir de gidip onu dövdü.

"Kuzey, sakin ol" dedim kendimi toparlayıp onun omzundan tutunca adamı yumruklamaya devam etti.

"Kuzey, öldüreceksin bırak"

Üçü birden adamları dövüyordu ve asla durmuyorlardı.
Kuzey'in altındaki adam tanınmayacak haldeydi.

"Kuzey, bayıldı tamam" deyince üzerinden kalkıp bir tekme attı.

"Seninle gelecektim" dedi dişlerini sıkıyordu ve bana bile vurmamak için kendini zor tutuyordu. Titreyerek ağlıyordum zaten " özür dilerim" dediğim sırada kuzey, sırtımdan tutup beni kendine çekip sarıldı.
Çenesini başımın üzerine koydu.

"Ya sana bir şey yapsalardı?" Dedi . Benden ayrıldıktan sonra gözlerime baktı. Ağlamıştı.
Şokla ona bakınca Gökay ve emir görmesin diye tişörtümün ucuyla göz yaşlarını sildim.

Kollarımı boynuna dolayıp ona, sarıldım.

Sonra ne mi olmuştu güvenlik görevlileri gelip Gökay ve emir'in elinden o adamı zorla almış bizi de polise ihbar etmişti şimdi hep birlikte nezarethanedeydik

"Annem öğrenirse..." Dedim belki de yüzüncü kez. Emir, artık aynı şeyi tekrar etmemden acayip derecede sıkıldığı için üzerime atlayacak gibi oldu. Kuzey'in kolundan tutup yerime sininince kuzey, emir'e kaşlarını çatmış bakıyordu.

Bugün burada kalacaktık ve şimdiden sıkıntıdan patlamıştım. Elbette hapise gitmeyecektik çünkü kuzey'in babası buna müsade etmezdi ama yine de nezarethaneden yırtamamıştık. Adamlar hala hastanedeydi bu yüzden onların uyanıp bizden şikayetçi olmaması için dua ettim. Bir de bununla uğraşamazdım.

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin