45

11.8K 818 85
                                    

"iyisin değil mi?"
Güney'in kaşları çatılırken kendi kendine söylenmeye başladı.

"İyilik de yaramıyor" pantolonu toz içinde kalmıştı. Neyse ki burası çocuk parkı olduğu için ona ciddi zararlar verecek tek şey kaldırım taşıydı o da parkın etrafına döşenmişti. Düştüğü yerden uzaktaydı.

Sinirlendiği belliydi. "iyilik mi?" Dedi. Ayağa kalktığı sırada pantolonun üzerinde ki tozları silkeledi. Bir yeri yara aldı mı diye çaktırmadan bakmaya çalıştım. Götü kalkmasın şimdi.

"Yüksek bile değildi. Abartıyorsun"

"Ya, sabır"

Aklıma yeni gelen soruyu sorup sormamak arasında kalmıştım.
Sonunda sormaya karar verince onu karşımda görememiştim. Arkamı döndüm.

Salıncağa binmiş, ayaklarının yardımıyla salıncağı sallıyordu.

"Siz niye burada takılıyorsunuz?"
Etrafıma tekrar baktım.
Kuzey'lerle kavga ettikten sonra karşıma bu çocuk parkı çıkmıştı ve bende bir bank bulma umuduyla buraya gelmiştim.
Başta Güney'in burada olduğundan bi haberdim. Kaydırağa çıkmıştım, moralim bozuktu. Kaydırakta uzanmaya karar verince kirli olduğuna emin olduğum ancak umurunda olmayan yere kendimi bırakmıştım. Gözlerimi yukarıya çevirince güney'in çatıdan sarkan kafasını görmüştüm.

Geldiğim parkta üzüntümü yaşarken yukarıdan birinin kafasını görmem haliyle ödümü koparmıştı.
Çığlık atıp geriye çekildiğim sırada güney'in ağzından iki Kelime çıkmıştı.

"Dikkat et!"
Ne dediğini daha algılayamadan geriye doğru yuvarlandım. Kafam kaydırağa sert çarpmıştı ama sonrasında yavaşça kaydım. Ters duruyordum. Kafam deve kuşu gibi kuma gömüldüğü sırada güney de kendini kaydırağa bırakmıştı. Niyeti bana yardım etmekti ama tam aşağıda olduğum için üzerime düşmüştü.
Bu çocuğun aklını sorgulamayı o zaman bırakmıştım.
Bildiğim tüm küfürleri ona ettikten sonra üzerimi silkeledim.

"Sen ne alaka lan?" Demiştim çünkü hiç gerçekçi gelmiyordu. Hala onu hayal sanıyordum oysa ki o acı bir gerçekti.

Kendi zorba grubuyla buluşacaktı meğerse.
Bende onlar gelene kadar güney'e eşlik etmiştim arada derdimi de anlatıyordum.
Mantıksız yorumları olsa da iyi idare etmiştik.
Hala sallanan çocuğa baktım.
"Seviyoruz" kendini frenledi. Ayaklarını öne doğru uzatıp ayağa kalkmıştı. Çocuktan farkı yoktu.
Yürüyerek geriye doğru gittikten sonra kendini bırakmıştı.

"Esat salıncağa binmeyi seviyor"
Alt dudağımı dişledim.

"Caner de ikili kaydırağa biniyor sürekli. Barış ve ben de tahterevalliye biniyoruz"

Bunları ciddi ciddi söylemesi olayları daha da komikleştiyordu ama gerçek olmadığını biliyordum yine de şüphelenmiştim

"Lan küçük kuş"
Duyduğum sesle karşımda hala sallanan kişiyle birbirimize bakmıştık.
Biri arkamdan bağırmıştı ve bana seslendiğine emindim.

Bedenimi çevirdim. Karanlıktan kim olduklarını göremiyordum ama bir kaç kişi bize doğru geliyordu.
Sadece çocuk parkının içinde sokak lambası vardı.

"Caner" demişti güney. Muhtemelen konuşan kişinin kim olduğunu söylemişti.

"Sizinkiler mi?" Beni duymamış gibiydi. Boş gözlerle hala yürüyen kişilere bakarken ayaklarını yukarıya kaldırıp duruyordu.

"Lan durdur şunu!"

Güney'in grubu gelmişti. Bir tek esat yoktu. Görüş açımıza girdiklerinde "oymuş" demişti Caner.
Elleriyle ağını kapattı yapma bir sevinçle.
Soğuk havaya uygun giyinmişti. Siyah kot pantolonun üstüne siyah bir tişört onun da üstüne siyah deri bir ceket giymişti.

Beni süzdüğü sırada ifadesizdi.
Ağzındaki lolipopun çubuğundan tutup çevirip duruyordu.
Kafasını tıraş etmişti. Elini camla kestiğimden beri karşı karşıya gelmemiştik onunla. Kavga esnasında güney'i dövmekten onu pek de gördüğüm sayılmazdı.

"Ne işin var burada?"
Tek gözünü kırpıp hayırdır anlamında kafasını sallarken dudaklarımı dilimle ıslattım.
Devletin parkındaydık.

"Seni ilgilendirmez"
Yanındakilere bakmadan arkamı dönüp kaldırımın üzerine oturmuştum.
Bir süre Caner bana baktı.
Bakışları bir insanı korkudan titretecek kadar sertti neyse ki ben ondan daha kaçık olan esat'a bıçak çekmiş kişiydim. Bana bir şey olmazdı.

Caner benden ümidi kesip güney'e bakınca güney hala salıncakta sallanıyordu. Hiçbir şeyden haberi yok gibiydi.

"Bir şeyler aldın mı?"
Güney, "bitti" demişti sadece.

Özgür yer seçmeden olduğu yere çökmüştü. Diğerleri de yere oturunca Caner hala güney'le kavgadaydı.

"Sigaran var mı bari?" Dediğini duydum.
Güney ceplerini yoklamaya başladı. İç cebinden sigara paketini çıkarıp caner'e verdi. Tam bir pislikti.

Caner benden gözlerini çekmeden barış'ın yanına geçmişti.
Bana böyle atarlı bakınca ona bulaşmak istiyordum.

"Sigara içme" dedim hemen sonra.
Ondan bahsettiğimi anlayınca "niye?" Demişti. Dudaklarını aralanmıştı ama sigarası dudaklarına yapışıp kaldığı için düşmemişti.

"Rahatsız oluyorum"
Gözlerini anlık kapatıp açtıktan sonra arkadaşları bana bakmıştı.

"Açık alandayız" demişti. Kalkıp beni dövecekmiş gibi bakıyordu.
Barış diziyle onun dizlerine vurmuştu.

"Söndür şunu"
Hiç düşünmeden iki parmağının arasına almıştı. Yerime iyice yerleştim.
Sigarayı elinin tersiyle yere atınca gözlerimi büyütüp ona baktım.

"Ağzını açma" demişti.
Tabi rahatsız falan olduğum yoktu, Kuzey'ler yüzünden artık alışmıştım hem sadece bu da değildi onlarla olabildiğince arama mesafe koymuştum.

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin