54

8.2K 500 64
                                    

Bazen verdiğim Kararları sorgulardım, şuan olduğu gibi. Kuzey, kavganın sebebini hem açıklamadı hemde müdür ona ve onun yanındaki bizlere ceza vermesin diye sınıfımıza göndermesini reddedip adaletli bir şekilde ceza vermesini istedi.
Müdür başını sallarken endişeyle kuzey'in kolunu salladım, bıkkın bir şekilde nefesini dışarı verirken bana baktı.

"Onların cezalarını kaldıramam. Gerekirse bizde ceza alırız" dedi kendinden emin bir şekilde.
Hiç sırası değildi.

"Piç kuruları"
Emir güldü. "Ağlama lan"
Özgür yanağını sıvazlarken sabretmek için çenesini sıkıyordu.
"Bu yanınıza kalmayacak" diye fısıldadı Caner. Müdürün duymasını istemiyordu ama duyduğuna emindim.
Emir gözlerini devirdi. "Öyle deme, gece korkudan uyuyamam"
"Burada en çok dövülenin sen olmadığını bilmesem, belki seni ciddiye alırdım küçük karga"
Caner gözlerini bana çevirdi. Gözlerini kısarken bana ayrı bir nefretle baktığını fark ettim. "Yanındakilere çok güveniyorsun bakıyorum" durup devam etti "küçük kuş" dedi aşağılar bir tonda. Bunu sadece kuzey'in fark etmesi yeterliydi.

Kuzey'in öfkeli bakışları caner'i bulurken, Esat caner'in koluna dokunup sıktı. Konuşmaması için onu uyarıyordu.

"Güveniyorum" dedim caner'in dediği cümlelere itafen.
Dudaklarını aşağı büktü. "Ama tek başıma olsam da seni dövebilirim"
Gökay'ın kaçamak bakışlarını üzerimde hissettim.
Emir'e dönerek "şimdi gazını alamayıp dövüşmek için gün de ayarlar bu kuş"

"Yarın" deyince caner'in tek kaşı kalktı.
Yanımdaki kuzey'in kıpırdandığını gördüm. Koluma dokunan ellere bakmadım bile.

Caner meydan okumamı biraz bile ciddiye almayıp "dalga mı geçiyorsun" diye mırıldandı. Arkasına yaslanırken hala nefretle bana bakıyordu.
Sesimi alçalttım. "Eğer kazanırsam benden özür dileyeceksin"

Kuzey, "Ares, ne yapıyorsun?" Dese de hala caner'den bir onay bekliyordum.
Özgür müdürle konuşup dikkatini dağıtıyordu.

Caner bu sefer keyifle güldü. Bana bakıp sırıtmaya başlayınca öne doğru eğildi.
"Ne için?"

"İbne dediğin için" dedim hemen. Sesim caner'e bile zor ulaştı.

"Tamam" dedi arkasına geri yaslanırken.
Kabul edince üç çift gözün de üzerimde olduğunu hissediyordum. Ne yapmaya çalıştığımı anlamıyorlardı ama sorun şuydu ki; bende anlamıyordum.

"Ama ben şartımı söylemedim"
Merakla ona bakınca tekrar sırıttı.
"Ve seninki kadar masum bir şey istemem"
Yutkundum. Ne demek istediğini anlamamıştım ama Caner gibi biriyle iddalaşmanın böyle bir şey olduğunu tahmin edebiliyordum. Neyse ki götümü vermemi istemediği sürece her iddaya girebirdim. Yarın onu dövecektim ve şu ibne konusunu kapatmasını isteyecektim.

"O zaman bir ay uzaklaştırma aldınız"
Gözlerim irice açıldı. İdda o an aklımdan uçtu ve hala Caner bana bakarken benim gözlerim kuzey'e döndü.
"Kuzey, annem..."
Kuzey gözlerini büyüterek bana baktı ama ben direttim. Kolunu hızlı hızlı sallarken kuzey sonunda pes edip ayağa kalktı.

Müdür bizi dışarı çıkarırken kuzey'le müdür başbaşa kalmışlardı.
Kapıdan önce biz çıkmıştık ama hala Gökay onlara bakıyordu. Gökay'ın yüzüne baktım. Tuhaf bir şekilde çok dayak yemişti ama sorun şuydu ki; yaraları kabuk bağladığı için yeni değildi.
Ne olduğunu sonra soracaktım.

Caner patlamış dudağına elini götürürken göz temasını emir'den çekmiyordu.
Dudaklarını okuyabiliyordum. Emir'e küfür ediyordu.

Emir'e dönerken parmağımla caner'i işaret ettim. "Sana küfür ediyor"
Emir kafasını caner'e çevirirken sinirle dişlerini sıktı.

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin