61

5.2K 373 72
                                    

Gökay'la olan tuhaf konuşmamdan sonra varlığını dahi bilmediğim öfkem kendini göstermişti.

Öfkeden sonra tattığım ikinci duygu da üzüntü olmuştu. Kalbimde acı bir sızı hissedince öfkelenmekle hata mı ediyorum diye düşündüm.

Kuzey'in benden başka yattığı ya da sevdiği kimse olmamışken benden vazgeçme ihtimali beni bitiriyordu.

Dudaklarımı endişe ile kemirmeye başladım.

Barış insanı sinir eden biriydi ve sırf beni sinirlendirmek için böyle sinir bozucu konuştuğu ihtimali de vardı, eğer kuzey'in üzülmesini istemediği için beni oraya getirme çabasında ise ona teşekkür bile edebilirdim ama eğer yalan söylemiyorsa caner'i boş verip ona yönelirdim.
Evet, ben Barış gibi birini dövemezdim ama Emir ve Gökay bana yardım ederlerdi.

"Amca bir az daha hızlanır mısın?"
Sonra öne doğru eğildim ve endişe ile konuştum.

"Hayat Memat meselesi"

Adam bu anı bekliyormuş gibi başını derhal der gibi salladı ve hızlanmaya başladı.

"Sen merak etme yeğenim"
Bu sefer öyle hızlı sürmeye başladı ki bir yerlere tutundum ve korku ile adama baktım. Camdan fırlama ihtimalim vardı ama önemli değildi.
Bir an önce ne olduğunu öğrenmezsem delirecektim.

Yolda hızla gittiğimiz sırada birini gördüm ve gördüğüm kişi ile afallayarak oraya baktım.
"Amca dur" diye aniden bağırınca adam kaşlarını çattı ve "sende bir karar ver genç" dedi sinirle.
"Sen dur!"
Elimi salladım durması için ve dediğimi yaparak durmuştu.
Arabanın kapısını açtım ve kargaşaya doğru baktım. Acaba gerçekten o muydu yoksa hızlıca geçtiğimiz için yanılmış mıydım?

"Taksimetre açık" diye beni bilgilendiren adama döndüm.
Telefonum yerinde mi diye yokladım ve arabadan çıktım.
"Amca bir yere gitme. Hemen geri dönüyorum ben"
Adam başını salladı ve nereye gittiğimi anladığında "dikkat et" diye beni uyardı.
Gözleri çelimsiz vücudumu taradı.

"Kavgaya girmek gibi bir delilik yapma delikanlı"

Başımı salladım ve vakit kaybetmeden kavgaya doğru koştum.

Ne yapacaktım? Nasıl durduracaktım?

Acaba bir taş atıp onlara fırlattıktan sonra kaçsa mıydım?

Bu sefer kendimi onların hedefi haline getirmek istemiyordum çünkü tam olarak beş kişi birini dövüyordu.

Bir kişi olsaydı dokunacağımı hiç sanmıyordum ama dövdüğü kişi çok kötü durumda olsa da devam ediyorlardı acımasızca.

"Durun!"
İki elimi kaldırdım ve onların karşısında durdum.
Dört yüzde bana çevrilirken beşinci kişi de son kez Caner'e tekme atıp bana döndü.
Attığı tekme ile bir küfür savuran Caner'e biri kötü kötü baktı.

"Ne istiyorsun velet" dedi aralarından biri.
Kavgalarını bölmem hoşlarına gitmemiş gibiydi aslında daha çok caner'i dövüyorlardı, kavga bile sayılmazdı.

Caner'in yüzü beni bulurken bir hayli şaşırmış gibiydi. Acı çekmesine rağmen beni görünce kalkmak istedi ama biri ayağıyla göğsüne vurdu ve onu geri yere sererken Caner yine küfür etti.

"Git lan buradan" dedi Caner zar zor.

"Sen kes lan" dedi caner'i geri oturtan kişi ardından yüzünü çevirdi ve düz bir ifade ile beni süzdü.

"Ne istiyorsun?"

Onlara doğru bir adım yaklaştım.

"Ona daha fazla vurmayın zaten kötü durumda. Başınız derde girecek"

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin