1

104K 2.7K 2.9K
                                    

Kitaba yeni başlayacaklar için küçük bir duyuru yapacağım.
Kitapta taciz, tecavüz yoktur daha kitabın sonuna gelmeden ve baş karakterin düşüncelerini tam algılayamadan yorum yapan herkese, ayrıca bunun bir kurgu olduğunu unutup kendini kaybeden kişilerin, ya kitabı edebiyle okumasını ya da beğenmediyse normal biri gibi sessizce siktir olup gitmesini diliyorum.
...

Sıramdan hızlıca kalktım. Etrafıma iyice bakındıktan sonra adımlarımı hızlandırdım.

"Görüşürüz, Caner" dedim gülümseyerek ama o yanımdan geçip giderken yüzünü de çevirmişti. Gözlerim dolsa da yine de hızlandım. Onlara yakalanmamam lazımdı.

Okuldan koşarak çıkınca diğer öğrenciler bana, sanki deliymişim gibi bakıyorlardı ki eğer yerimde onlar olsaydı bu kadar bile dayanamazlardı. Okuldan ayrıldığım sırada köşeyi dönmüştüm ki onları gördüm.
Kuzey, yaslandığı yerden doğruldu ardından gülümseyerek "kaçağı bulduk" dedi eğlenen bir ses tonuyla. Yutkundum.
Emir, rahat bir şekilde sigarasını içine çekerken kuzeye katılıp o da güldü.

"Ka-kaçmıyordum" kekeliyordum, dizlerim titriyordu onların karşısında.
Dediğim şeye kuzey inanmamıştı tabiki de o her zamanki alaylı yüz ifadesiyle bakıyordu. Kollarını göğsünde kavuşturup sırıttı.
"Seviyorum seni" yanıma gelmiş ve yine kolunu omzuma atmıştı.
"Bizim mekana gidiyoruz" başımı salladım onaylar anlamında zaten reddetme gibi bir şansım olsaydı heba etmezdim.

Gökay'ın dudakları yandan kıvrılmıştı.

"Bu küçüğü de mi götüreceğiz" kuzey, başını sallayıp güldü.

Gökay ve emir benim hakkımda bir şeyler konuştular kendi aralarında, sonra da bana bakıp kahkaha attılar. Ben, kuzeyin kollarından ayrılmadan kuzeyle beraber yürümüştüm.

Korkumu belli etmemek gibi bir çabaya asla girmezdim çünkü bende dahil tüm okul onlardan korkardı. Kocamanlardı. Son sınıf oldukları için mi bize öyle geliyordu yoksa gerçekten de öyle oldukları için miydi, bilmiyorum. Onların yanında yavru bir kuş gibi duruyordum zaten çoğunlukla bana, öyle hitap ederlerdi.

Kuzeyin, eli belime gidip okşamaya başlarken dudaklarımı kemirmeye başladım.

"Amına koduğumun, orospu çocuğu!" Emir, yolda yürürken bile elinden düşürmediği telefonundan bir oyun açmış onunla oynuyordu. Arada bir küfür de edince yüzümü buruşturuyordum.

"Versene lan, telefonu, yengeni mekana çağırayım" demişti gökay emirin telefonuna uzanınca emir, telefonu kapatıp elini yukarı kaldırdı. Telefonu yukarda sallarken onun, iki katı olan gökay kolayca alabilirdi.

"Hangisine?" Dedi ardından çok komik bir şey demiş gibi güldüler. Pislikler.
Kuzey, saçımdan öpünce nefesimi tutup gözlerimi kapattım.

"neden bana da onlar gibi kötü davranmıyorsunuz?" dedim çekinerek. her an dediğim şeyden dolayı bana vurabilir ya da kahkaha atabilirdi ne yapacağını asla kestiremiyordum onun.

Beni, kendine yaklaştırınca dudaklarını kulaklarıma yaklaştırdı ardından "böylesi daha zevkli" diye fısıldadı. sıcak nefesini boynumu üfledi. bu adamdan gerçekten de korkuyordum.

Bunların arasından kaçmak için bahane bulmam şarttı.

"Kuzey..." Diye mırıldandım.

"Hmm..." Diye bir ses duyunca içimden söyleyeceğim yalana inanması için dua ediyordum.

"Benim, annem hastaydı da. Yarın gelsem sizinle olur mu?"

Kafasını eğdi gözlerini ayırmadan "olur, bizde gelelim" dedi sakince. Yutkundum.

YAVRU KUŞ - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin