A-54

2K 138 14
                                    

Selamm!

Aylarca bölüm atmamanın acısını kısa sürede bir bölüm daha atarak biraz toparlıyım dedim.

Bol bol yorum atarsanız çookk sevinirim.

Keyifli okumalarr💜

Çağın'ın günün geri kalanındaki görüşmelerini iptal etmesi, şirketten çıkmamız, arabaya binmemiz ve eve gelmemiz sadece bir buçuk saat içerisinde gerçekleşmişti.

Çağın'ın yeni evinin arazisine girdiğimizde kalbim hızını arttırdı.

Bu eve bir ay önce taşınmıştık. Açıkçası ilk tanıştığımız zamanlardaki evinden kat kat güzeldi. Diğer eve ne olduğu konusunda hala konuşmuyordu ve ben de artık sormayı bırakmıştım.

Ev iki katlıydı ve arazinin büyük bir kısmını kaplayacak büyüklükteydi. Garajı önceki evindeki gibi yer altındaydı ve hem evin içinden hem de dışından girişi vardı. Önceki evin garajından kat kat büyük olması koleksiyona eklenen arabaların artmasından kaynaklıydı tabii.

Evin içi boş kalmasın diye çeşit çeşit oda yaptırmıştı ve sinema odası kesinlikle favorimdi. Evi gezerken sinema odasındaki rahat koltukları gördüğümde aklımdan geçen +18 düşüncelerden Çağın'ın henüz haberi yoktu tabii ama elbet öğrenirdi bir gün.

Arabayı evin önünde durdurduğunda korumalardan biri kapımı açtı. İki ay öncesine göre daha az koruma olsa da hala çoktular.

Çağın hızlı adımlarla yanıma gelirken konuşmak için ağzını açan Ozan'ı elini kaldırarak susturdu. Sanırım birilerinin dayanacak gücü gerçekten de kalmamış Dora.

Giriş kapısına geldiğimizde elini panele koyarak okutup kapıyı açtı. İçeri geçtiğimde kalbim heyecanla tekledi.

Kendimi yıllarca sevgili kaldığı ve bir kez bile yakınlaşmadığı kocası ile düğün gecesi gerdeğe girecek bakire kız gibi hissediyordum. Bir tek Çağın'ın dayak yemesi ve beni kapı eşiğinden geçirmesi eksikti.

Gözlerim Çağın'a döndüğünde iki adımda dibime girip beni kucağına aldı. Kıkırdayarak elimin tekini omzuna koydum.

"Ne yapıyorsun?" Dedim gülerek. Şu an keyfim uzun süredir olmadığı kadar yerindeydi.

"Yarın için alıştırma olsun şimdiden." Diyerek pis pis sırttığında gözlerim kısıldı.

"O ne demek?"

"Yürüyemeyeceksin." Diye fısıldadı yüzünü yüzüme yaklaştırıp burnumun ucunu öpmeden hemen önce. Dudaklarımı istemsizce yaladığımda gözleri oraya kaydı. Derin bir iç çekişin ardından başını kaldırarak merdivenlere ilerlemeye başladığında aklıma gelen şeyi yapma isteğim baş gösterdi.

"Dur." Komutumla adımları durdu.

"Ne oldu?" Dedi. Kaşları çatılmıştı. Omzundaki elimi yüzüne götürerek kaşlarını düzelttim.

"Sinema odasına gidelim." Dediğimde bu kez kaşlarını yukarı kaldırdı. Dudaklarında bir sırıtış oluştu ve başını yukarı kaldırarak ufak bir kahkaha attı. Gülerken oynayan adem elmasına büyülenmiş gibi baktım.

"Biliyordum." Dedi gülerek.

"Neyi biliyordun?"

"O odaya girdiğimizde aklından geçenleri biliyordum. Yüzün her şeyi çok belli ediyor. Koltuğu uzun uzun incelediğini fark etmedim sanma." Dedi ve tekrar güldü. Pekala bu beni utandırmıştı işte.

AMETİST (ara verildi)Onde histórias criam vida. Descubra agora