A-49

1.5K 165 124
                                    

Selaaam! Ben geldim, hoş geldim.

Bölümü başta açamadınız biliyorum. Kaydedeyim derken yayınladım yanlışlıkla ĞELCÜPWPQĞDJQKG. Sonra hızlıca yayından kaldırdığım için bölümü açamadınız.

Kısa oldu bir tık ama daha fazla bekletmek istemedim sizleri.

Satır aralarını yoruma boğarsanız baya bi hoş olur hani 😋.

Keyifli okumalarr💜💜

Sifonu çekerek elimi duvara koydum ve destek alarak ayağa kalktım.

"Gelebilir miyim artık?" Çağın'ın endişeli sesi kapının ardından duyulduğunda gözlerimi aynaya çevirdim. Güzel olan her şeyin sonu boka dönmek zorunda mıydı gerçekten?

Dün tüm gece özlem gidermişti bedenlerimiz ve ruhlarımız. Sabah birlikte uyanıp kahvaltı yapmıştık. Ve az önce mideme giden üç beş parça şeyi de çıkartmıştım.

"Gel." dedim suyu açarken. Kapıyı kilitlememiştim fakat Çağın'a gelmemesini söylemiştim. Yavaşça kapıyı açtığında gözlerinde göreceğim ifadeyi bildiğim için ona bakmaktan kaçındım.

Suyu yüzüme çarparken arkamdaki varlığını hissediyordum. Elini sırtıma koyarak sıvazladı.

"Doktora gidelim mi?" diye sordu. Sesi güçsüz çıkıyordu. "İyi misin?"

"İyiyim." diye mırıldandım yüzümü havluyla kurularken. Ardından Çağın'a bakmadan tuvaletten çıktım ve salona geçtim.

Tekli koltuğa gidip çıplak bacaklarımı altıma alarak oturdum. Üstümdeki Çağın'ın tişörtü bacaklarımı örtmüştü.

Çağın salonun kapısından bir süre beni izleyip gitti. Ağlamamak için alt dudağımı ısırdım. Kanser olduğumu öğrendiğimden beri ilk kez ölmekten korkuyordum şu an.

Çağın ile yaşadığımız gece, içimde saklanan aşkı ortaya çıkarmıştı resmen. Ölmek istemiyordum. Ölürsem onun yaşayacağı şeyleri düşünmek istemiyordum.

Ben ölmekten, onun öldüğümde yaşayacağı şeyleri bildiğim için korkuyordum.

Çağın'ın adım seslerini duyduğumda dolmuş gözlerimi tavana çevirerek kırpıştırdım ve yaşların geri gitmesini sağladım.

Çağın elinde bir tepsi ile salona girdi ve tepsiyi büyük sehpaya bırakıp sehpanın gizli bölmesini çekerek içindeki daha küçük olan sehpayı çıkardı. Onu hemen önüme bırakıp tepsiyi de üstüne koydu.

"Mercimek çorbası. Hazır çorba ama olsun. Midene iyi gelir belki?" gözlerimi kasedeki dumanı tüten çorbaya çevirdim. Ardından Çağın'a baktım. Gözlerimin içine yemem için her şeyi yapabilirmişçesine bakıyordu.

"Sen yedir. Elim çok ağrıyor." dedim dudaklarımı büzüp gözlerimi kırpıştırarak.

"Dün geceden sonra asıl benim elim ağrıyor." deyip imalı şekilde göz kırptığında kıkırdadım.

Çağın elini uzattığında usulca elini tuttum. Beni oturduğum tekli koltuktan kaldırıp kendi oturdu ve beni kucağına çekti. Yan bir şekilde kucağına oturduğumda tepsiyi alarak bacaklarımın üstüne koydum.

Çağın tepsideki kaşığı alıp çorbadan biraz alarak üfledi ve bana uzattı. Dudaklarımı araladığımda kaşığı ağzıma soktu. Bunu o kadar dikkatli yapıyordu ki onu izlerken dalgınlıkla ağzımdaki kaşığı bırakmayı unuttum.

AMETİST (ara verildi)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant