Size bu bölümde komple geçmişlerini anlatamam belki ama, 19. bölümden sonra, bir sonraki hayatlarında neler olduğunu, o hayatta da geçmişte neler yaşandığını anlatabilirim. Çünkü, benden duymanızı istediğim çok uzun bir geçmişleri var...
Umarım, 19. bölümde yarım kalan o aşkın başka evrende, en güzeller halleriyle yaşadıkları bu bölüm sizi tatmin eder.
İyi okumalar.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"sana ait olan seni bulur."
Genç omeganın dudaklarından ruhuna yayılan acı ve gözlerinden akan yaşların sebebi hayal ettiği, gerçekleştiremediği bütün dilekleri barındırıyordu. Gençti, sevdiği adama çektiği bütün acılardan sonra kavuşmuş, ona sevmeyi öğretmişti, sevilmeyi öğrenmişti, tek bedende tek ruh olmayı, birlikte hareket etmeyi öğrenmişlerdi fakat şimdi, ulaşamayacağı bir hayalden ibaret olduğunu bir başkası tarafından mühürlenerek kurdunun bunu reddetmesiyle acı bir şekilde anlamıştı.
Mücadele etmişti genç omega, akşam eve giderken vazoya koymak için aldığı yıldızpatı buketinin etrafa saçılmasını umursamadan engel olmaya çalışmış fakat iki sivri dişin sadece mührünü değil hayallerini, henüz yaşayamadığı aşkını elinden almasına engel olamamıştı.
Hayır, demişti içinden Tanrım, o bensiz yapamaz, ölmek istemiyorum.
Acı içerisinde yere düştüğünde dudağının altındaki lavinya çiçekleri yanarak patlamaya ve yok olmaya başladılar fakat beklediği acı çok sürmedi. Sadece bedenine yayılan keskin bir sızı olarak kalmaya devam etti çünkü biricik ruh eşi, onun için, sırf canı yanmasın diye bütün acıyı üstlenmekte gecikmemişti. Bu kez, geçmişte canını yaktığı tüm anları telafi etmek istemişti. Tıpkı bir zamanlar bütün acıyı üstlenen Jungkook gibi.
Omeganın dudaklarına ölümü hüzünle karşılayan bir gülümseme kondu yavaşça. Sonra gözlerinin önüne bir film gibi geçmiş hayatları geldi. Jimin ve Yoongi'nin ilk hayatlarını çözdüğünde kendininkini de merak etmişti ama kendininkini hiç böyle hayal etmemişti. Tarih derslerinde gördüğü ve şuanda da öğretilen, ruh eşlerinin atası ilk kurtlar, Ekibya ve Navarin'di.
Tanrı Fenrir, herkesi bir ruh eşiyle yaratmıştı çünkü kendisi koca evrende o kadar yalnızdı ki yarattıklarının bu duyguyu tatmasını istememişti. Ruh eşlerini tam kalplerinden birbirine bağlamıştı ancak yarattığı kurtlardan Ekibya'nın, kendi gibi güçlü oluşundan çok etkilenmişti ancak göz ardı ettiği şey Ekibya'nın gözünün ruh eşi Navarin'den başkasını görmemesiydi.
Aşklarının kuvvetini gören tanrı öyle çok kıskanmıştı ki, kendi yarattığı varlığın aşklarının kendisine baş kaldırı olduğunu düşünerek günden güne kıskanç öfkesine kapılmıştı.
Ekibya ve Navarin halkıyla Tanrı Fenrir'e karşı ayaklanmıştı. Ancak gözü dönen tanrı, yedi ölümcül günahtan biri olan kıskançlıkla doluyken ve elinde kontrolsüz bir güç varken bütün ruh eşlerini ayırma isteğiyle yanıp tutuşmuştu.
