Genç kadının son sözleri,Lâl'in yüzüne kocaman,mutlu bir gülümseme yayılmasına neden olmuştu.

"Harika Amber'cim!Kelebek'i bizim için çok öp olur mu?Sinâ'ya da selam söyle.Bu akşam,ben de Çağrı da ailelerimizle vakit geçireceğiz."

diye kıkırdadı.Ardından ekledi.

"Daha sınavına yaklaşık 2 ay yok muydu,bu kadar uzun saatler çalışmanın sebebi ne?"

"Öyleydi de,sınav Eylül başına alınınca zaman çok daraldı.Benim de henüz tekrar etmem gereken epey konu var.Kısacası,artık biraz daha yoğun çalışmam gerekecek."

"Hay aksi!Bu pek iyi olmamış ama sen halledersin ben biliyorum.Neyse,şimdi kapatmalıyım annem çağırıyor.Hem zaten senin de karnın açlıktan zil çalıyordur.Görüşürüz sonra."

deyip Amber'in bir cevap vermesine fırsat tanımadan kapatmıştı Lâl.Amber

"Sinâ'da hemen hemen aynı şeyleri söyledi.Onların bana bu kadar güvenmesi ne güzel!"

diye mırıldandı kendi kendine.Sonra da elinde telefon ve anahtarıyla evden çıktı.Kapıyı kilitlemeye bile gerek duymamıştı.Zira Göcek,İstanbul'a hiç benzemiyordu.Çok sakin,güvenli bir yerdi.Neredeyse zile dokunur dokunmaz kapı arkasından Derin'in

"Ben bakıyorum babacım!Amber abla gelmiştir."

diyen cıvıl cıvıl sesi duyulmuş,az sonra da kapı açılarak küçük kız görünmüştü.Bir yandan da

"Hoşgeldin Amber ablacım!Dersini rahat rahat çalıştın mı?"

diyordu neşeyle.

"Hoşbuldum güzelim,evet çalıştım."

deyip kollarını açarak bekledi genç kadın.Derin,hemen kollarının arasında yerini almış,yanaklarından öpmüştü.Kucağında küçük kız olduğu halde ayakkabılarını çıkarıp mutfağa doğru adımladı.

Az sonra masanın son hazırlıklarıyla ilgilenen Sinâ görüş alanına girmişti.Genç adam,köfte tabağının yanındaki nihaleye pilav tenceresini yerleştiriyordu.

"Hımmmm,menü şahane!Kokuyu hiç söylemiyorum bile.Yine döktürmüşsün belli."

diyerek kıkırdayıp kapıdan girdi ve sandalyelerden birine oturdu.Derin,hâlâ kucağındaydı.

Sinâ,kulağına dolan bu yumuşak sesle masadan başını kaldırıp karşısındaki iki güzelliğe bakmış,sonra da

"Hoşgeldin Amber!Keyfin yerine gelmiş bakıyorum,çok sevindim.İltifatın için de teşekkürler."

deyip gülümsemişti.Amber

"Hoşbuldum Sinâ!Sözlerim iltifat değil,gerçek."

dediğinde,gözlerinde muzip pırıltılar vardı.Bu sırada Derin,

"Yemek hazır di mi babacım?Benim karnım çok acıktı."

demiş ve Amber'in kucağından inerek yerine geçmişti.Genç adam,bu sözleri duyunca

"Evet canım,ver de tabağına köfte ve pilav koyayım."

diyerek servise başladı.Biraz sonra herkes neşeyle yemeklerin tadını çıkarıyordu.Küçük kız bir ara gün içinde babasıyla parkta yaptıklarını,Alin'le karşılaşmalarını genç kadına heyecanlı heyecanlı anlatmaya koyulmuş,Amber kahkahalarını tutamamıştı.Sinâ için bu görüntü gördüğü en güzel manzaralardan biri olabilirdi.Yine de yemeklerin soğumasını istemediği için konuştu.

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin