40. "Gerçekler"

8.6K 255 7
                                    

YAZARIN ANLATIMI İLE

1 hafta sonra...

"Bu kadar zırlama" dedi yalçın.
Kırcanın acısı, Yalçın'ın umursamazlığından fazlaydı.

"Acıyorum sana, çok acıyorum" dedi. Kırca kafasını kaldırıp Yalçın'ın o iğrendiği suratına baktı.
"Ama en çokta Pamire acıyorum. Gerçekleri öğrendiğinde yıkılışını görmek istiyorum. Öyle bir yıkılsın ki kim tutarsa elinden onuda bir enkaz yapsın" diyip içindeki nefreti dışarı vurmaya çalıştı.

"Sen" diye bildi kırca zorlukla
"O kadar zavallısınki karaktersizliğin acizliğinden fazla. Belki ölecem ama şunu unutma arkamdan sende geleceksin. Pamir seni yaşatmaz" dedi kinini öfkesini kusar gibi. Pamire güvenini yitirmediğini hâlâ sevdiğini dile getirir gibide söylemeşti.

Yalçın koca bir kahkaha attı.
"Senin öleceğin ne malûm belkide o ölecek gerçekleri canını çok yakacal öğrendikten sonra"

(...)

Pamir kendini hâlâ toparlayamamıştı. Begüm arkadaşının bunu yapacağına hala ihtimal bile vermiyordu. Aynı öldüğüne inanamadığı gibi bunada inanmıyordu. Ve aslada inanmayacaktı.

Pamir yeni yeni şirkete gitmeye başlamıştı ama günde 1-2 saat falan. Sadece "PAMİR SARSILMAZ HER ZAMAN Kİ GİBİ ŞİRKETNİN BAŞINDA" diye konuşulsun istiyo, adının hâlâ iyi anılmasını istiyordu. İnsanlara yıkılmadığını göstermek istiyordu. Gerçi kırcnın böyle bir şeyi yapmamasınıda istemiyordu.
Sonra yine odada öylece duruyordu. Yemeğe dahi inmiyordu. Aslında bir nevi kırca yine ölmüştü. Pamirin beyninde ölmüştü. Peki ya Kalbinde?...

"Abi" dedi ozan, Pamir başını kaldırdı ne zaman geldiğini anlamadığı kardeşine baktı.
"Yemek yiyoruz" dedi ozan.
"Gelmicem" dedi pamir boş duvarı izlerken.
Ozan diretmedi çünkü bir işe yaramayacaktı.

Behzat ile pelinde 4 gün önce gelmişti. Bu tatil onlara yaramıştı. İki sevdali kavusmuştu. Ayrıcada bu gün sabah Pamir babasınin hapisten kaçtığını öğrenmişti. Büyük bir ihtimalle babası, adamları yada yakınkarınin sayesinde rusyaya veya gürcistana kaçacaktı. Çünkü Türkiye'de bir saniye dahi barınamazdı.

Ozan aşşağıya indiğinde, Pamir hâlâ boş duvara bakmaya devam ediyordu.

Gerçi o boş duvarda, Pamir için ne dolu şeyler yazıyordu. 

Yavaşça oturduğu yerden ayağa kalktı.
Kırcanın dolabına yöneldi. Kapağı açtı. Onu bu eve ilk getirdiği kıyafetlerini çıkardı.
Uzun uzun onu seyretti sonra tişörtü alıp yatağa uzandı. Dizlerini kendine çekip, kıyafeti kollarınin arasına alarak koklamaya başladı.
Bunu yapmış olamazdı kendi kendine düşününce kafayı yiyordu. İnanmıyordu. Mantığı gördüğü şeyi reddediyordu.

Yarım saat kadar sonra kapısı çaldı.

Gelen behzattı. İçeri girdiğinde koşar adım Pamirin yanına vardı. Gözleri kapalı olan pamiri ilk başta uyuyor sandı. Sonra Pamir,
"Söyle" deyince kararsızlikla dudakalrıni araladı.
"Pamir..." Dedi. Pamir gözlerini açtı.
"Yalçın aradı, bir konum gönderdi. 00.00 önce oraya gitmeliymişsin sana bir iyi birde kötü haberi varmış" dedi Behzat korkarak. Pamir sakince ayağa kalktı ve dolabına yürüdü. Behzat bağırıp çağırmasıni bekliyordu.
"Adamları toplayın" deyince Behzat kendine gelerek.
"Tek gidecek missin. Ama ben seni yanlız Bıra-"
"Çık dışarıya" diyip gömleğinin düğmelerini açmaya başladı Pamir.
Pamir Yalçın'ın ne yapacağını az çok tahmin etmişti. Adamlar gelmediğine göre konu Kırcaydı. Büyük bir ihtimal, sevdiğin sana ihanet etti benim yanımda' baskısı veriyordu. Behzat bir kaç saniye durup pamirin sırtına baktı sonrada odada çıktı.

Evet çok sessizdi, çünkü bu fırtınadan önceki sessizlikti.

Tamam, yalçın Pamirle yüzleşsede,pamir gerçeklerle yüzleşecekti.

MAFYANIN İNCİR ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now