32. "Öldü"

11.4K 348 47
                                    

Sessizlik hâlâ hükmünü devam ettirirken Bülent bir kahkaha attı. Gözlerim Pamir ile onun arasında mekik dokuyordu. pamir dudaklarını aralayıp,
"Ne Yalçın'ını lan! Öldü o duydun mu öldü!" Dedi tıslar gibi.
"O ölmedi, sen onu kendi kafanda öldürdün" dedi Bülent.
"Hayır öldü o!" Pamir, kafasını iki yana sallayarak sayıklıyordu.

"Öldü o!"

"Öldü"

"Peki, şöyle söyliyim onu kafanda öldürmeni sağlayan şey ne?"
"SUS LAN!" dedi. Bülente bir yumruk savurarak. Büyük bir şey yapmıştı yalçın. Çok büyük bir şey.

Bülentin, sandalyedeki bedeni yere çarpınca bende korkuyla yerimden sıçradım.
"YALAN MI PAMİR! ÜVEY ABİN ANNENE TECAVÜZ ETMEYE KALKTIĞI İÇİN BABAN ONU SİZDEN UZAKLAŞTIRMADIMI?(!)" dedi. Bülentin dediği şeyle kanım çekilirken bir iki adim geriye gitmiştim.

Pamir dayanamayarak onu üzerine çıkıp onu yumruklamaya başladı.
"KES İT KES! BURAYI SENİN İNLEMELERİNLE DOLDURURUM, SENİ S!KE S!KE ÇOĞALTIP ONLARINDA EZİK EZİP SANA YEDİRİRİM" dedi. Ben Bülentin söylediklerini hazmedemezken, Pamirin ettiği küfürlere kulaklarım dayanmıyordu. Bir iki adim daha geriledim.

Artık depoda sadece, Pamirin Bülente attığı yumrukların sesi duyuluyordu.

Arkamı döndüm ve mezardan çıktım. Temiz havayı içime çekmemle zihnimde Bülentin söyledikleri yankılanıyordu.

Ama ben temiz havayı içime çekiyordum neden aklımda kirli cümleler dolanıyordu?

Karşımda yavuzu görmemle yanıma doğru adımlaması bir oldu.
"Yenge bir şey mi oldu? Abim bir şey mi istedi?" Dedi.
Başımı hayır anlamında salladim.
"Yavuz, beni sahil kenarına götürür müsün?" Dedim dalgın dalgın bir anlık kararlar. İlk başta boş boş bakıyordu sonra kafasını kendine gelmek istersecesine salladı
"Tabi yenge buyur" dedi yana çekilip eli ile geçmemi işaret ederek.

Yavaş adımlarla arabaya geçtim.
Sadece yanlız kalmak istiyordum. Ben bundan daha ağır şeylerde yaşam- hayır
Bu kadar acı bir şey olamazdı.
Arabayı ne zaman hareket ettiğini anlamamıştım. Sadece duyduklarımı şoku ile meşguldüm.

Nasıl? Nasıl bir üvey evlat. Annesine taciz ederdi.

Bu, çok ama çok korkunç bir şeydi.

(...)

Bir süre sonra sahil kenarına geldiğimde, bir kaç kişi vardı kumda oturan. Bende denizin yanında yürümeye başladım.

Abisi nasıl annesine tecavüz ederdi. Veya buna kalkışırdı.

Evet üvey kardeşiydi ama bir insandı... ya diyecek söz teselli edecek cümle bulamıyordum.

Şuan pamiri düşünemezdim. Yani eğer benim annem başından böyle bişi geçse. Tamam ne kadar bana annelik yapmamıs olsada baskıcı bir ailede büyümüş olsamda -yani çoğunlula babam baskı yankı yapmişsa- istemezdim elbette. Ve şuanda yerimi pamirede söylemeyecektim. Zaten o beni bulurdu ki şuanda nerde olduğumuda biliyordu. Yavuz söylemiştir elbet. Hatta şuanda sol çaprazımda yolda siyah minibüste beni izlettiğinin farkındaydım.

Biraz sakinleşip mantığımın çalışmasına izin verdim. Benim şuan Pamirin yanında olmam lazımdı.

Ben ne yapıyordum burda?

Ayağa kalktığımda yola doğru çıkmak için adımladım. Minibüsten bir kaç kişi inip bana doğru geliyorlardı.
Yola çıktığımda,
"Bizimle gelmelisiniz?" Dedi kalın sesli bir adam. Hayır Pamirin sesi gibi değildi. Ama kalındı.
"Ben biraz daha dolaşacağım" dedim anlamayarak.
Adamlar birbirine baktı sonra tekrar bana döndü.
"Yalçın bey bekliyor" dedi. Demesi ile yüzüm bembeyaz olmuştu. İkisinede bakıp hızlıca arkamı dönüp koşmaya başlamıştım ki ikiside iki kolumdan beni tuttu.
"Zorluk çıkarmayın bayan" dedi diğer adam
"Bırak beni! Ayrıca bayan değil kadın" dedim dişlerimin arasından. Bu durumda bile bunu mu düşünmütüm?(!)
Fakat onlar beni kollarımdan öyle sıkı tutuyordu ki yaralarim tekrar hayat bulup, acımaya başlamıştı.

"Ah!" Dedim acı ile benim canımın yanmasından faydalanıp arabaya iteklediler.

En sonunda zorda olsa arabaya bindirmişlerdi.

Derin derin nefesler alarak sağ kolumu tutuyordum.
Birden telefonum çaldı.
İkiside bana baktı. Biri elini cebine sokup telefonumu hızlıca aldı.

Açıp hapörlere verdi,
"Özür dilerim kendimi kaybettim, şimdi seni almaya geliyorum bebeğim" dedi Pamir o bana karşı olan sesi ile. Ben ise hiç bir şey söyleyememiştim. Söylememiştim
"Biz bir yengeyi abinin yanına götürüp getiricez Pamir bey iki saatlik bir iş varda bu gün eve biraz geç gelecek haberin olsun" dedi telefonu açan adam.
Bir iki saniye ses gelmedi.

"LAN BANA BAKIN EĞER ONUN SAÇININ TELİNE ZARAR GELİRSE KENDİNİZE BİRER İŞKENCE SEÇİN ÇÜNKÜ ÖLMEK İÇİN YALVARACAKSINIZ!" dedi kükreyerek. Yalan yok çok korkmuştum. Ama bu adamalarin elinde olduğumdan değil. Pamirin sesindeki öfkeden korkuyordum

Karşıdaki adam yutkunurken öteki, oflayarak telefonu pamirin yüzüne kapattı. Sonrada cebime geri koydu. Hiç bir şeye anlam veremiyordum? Ben neden niçin nereye gidiyordum?

???

MAFYANIN İNCİR ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now