31. "Abi"

12.1K 371 22
                                    

Sabah su sesi ile uyandığımda boynumun tutulduğunu fark ettim. Elimle ensemi sıvazlayarak yataktan kalkıp soyunma odasında üstümü değiştirdim.

Kapıdan çıktığımda, altında sadece havlu olan ve saçlarının sularını akıta akıta gelen Pamire baktım.

"Günaydın" dedi gülümseyerek.
Bu Pamir, dünki Pamir miydi?
"Günaydın" dedim kaslarımi çatarak.

Yanağımdan öpüp bu sefer o soyunma odasına geçti.
Arkasından bakakalmıştım. Ne olmuştu bu adama.
Bir süre sonra kendim geldim ve odadan çıktım.

Aşşağıya indiğimde, herkes kahvaltı masasındaydı
"Günaydın" dedim. Hepside buna benzer sesler çıkarınca masadaki yerimi aldım.
Karşımda oturan Begüme baktığım oda ne olduğun anlamamıştı.
Masanın baş köşesi boştu, orası Pamirin yeriydi. Begümün yanında Ozan, ozanın yanındada Behzat vardı. Benim yanımdada Pelin oturuyordu.

...

Bir süre sonra Pamir, takım elbisesi ile masaya oturunca sorar gözlerle ona baktım.
Bana göz kırptıktan sonra
"Behzat, ateş açanları bulun, ayrıcada korumalari iki katına çıkartın" dedikten hemen sonra çayından bir yudum aldı. Behzat ağzındaku yiyecekten dolayı konuşamayinca başını salladı.
Pamir bu sefer ozana döndüğünde,
"Sende Bu gün benimle şirkete geliyorsun" dedi. Benim aklıma takılan bişi vardı.

Pamire ne olmuştu?

En son bana döndüğünde,
"Sizde evden çıkmayın, hatta bahçeyede çıkmayın salonda oturun" dedi. Yavaşça her şey normalmiş gibi başımı salladım.
Herkes bu durumu garip bulmuşken kimse bişi demiyordu. Diyemiyordu.

Ne diyeceklerdi ki gerçi.
Senin ailen 4 gün önce öldü ne bu Neşe mi? Hoş neşeli de değildi.

(...)

Kahvaltıyı yaptıktan sonra pelin ile Begüm solana geçmişken bizde son bisiler atıştırıyorduk.
"Sizce kim yaptı?" Dedim ortaya bir soru atarak. Pamir son lokmasını yerken gözü hâlâ tabağındaydı. Duymamaızlıktan mi gelmişti sorumu?
Ozan ilk bana sonra Pamire baktı sonrada dudaklarını araladı
"Bilmiyoruz araştırıyoruz bu gün bulucaz" diyip çatalı bıraktı. Ayağa kalkan Pamirle dikkatimi ona verdim.
"Mezara gidiyorum, saat 2 gibi gelirim" dedi. Ama ses tonu kalındı, artık hep böylemi olacaktı? Banada mı sesini kalınlaştıracaktı? Bir adım atmışken, ayağa kalkarak,
"Bende gelecem" dedim.
"Hayır" sakinlikle arkasını dönmeden cevap vermişti.
"Pamir eğer beni götürmezsen ben gelirim" dedim. yavaşça arkasını döndü.
Gözlerimdeki kararlılığı oda görmüştü.
"5 dakikan var arabada bekliyorum" diyip kapıya yöneldi itiraz etmeden
"Tamam" heycanlı çıkan koşarak sesimle yukarı yöneldim.

(...)

Şuan arabaya binmiştim ve Pamirin karşısına geçmiştim. Yani minibüsteydim.
Sessizce onu incelerken, bir anda yoldan gözlerini çekip bana baktı.
"Ne oldu?" Diye sordu beklemediğim bir şekilde
"Hiç, sevdiğim adama bakamaz mıyım?" Dediğimde yüzünde varla yok ararsı bi tebessüm oluştu.

Niye bilmiyorum ama başımı yere eğdim, biz böyle olmamalıydık benim şuanda onun karşısında değil yanında olmam lazımdı.

"Gel" dedi başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Zihnimi mi okumuştu?

Hayır.

Beni geriğinden fazla tanıyordu. Ne düşüneceğimi tahmin edebilirdi.

hızla yanına geçtim. Sol eli ile belimden kavrayıp, başımı göğsüne yatırdı.
"Özür dilerim" Kafamı anlamayarak kaldırdığımda,
"Seni kendimden uzak tuttuğum için" diye açıklık getirdi.
Hafifçe uzanıp yanağından öptüm
"Öyle hissetmedim sorun yok" dedim. Ona 'hâlâ buradayım bak' diyerek.

...

Bir kaç dakika sonra aramızdaki sessizliği ben bozdum,
"Erol yapmış olabilir mi?"
"Hayır, babamla ikiside hapisteler çıkamazlar" dedi kararlı ama düşünür bir sesle.

Galiba bundan sonra komuşamazdım. Düşünüyordu. Birde ben kafasını karıştırmamalıydım.

Bu durumdan sonra mezara gelene kadar hiç konusmamıştım .

###≈≈≈###

Mezara geldiğimizde, içeri girdim. Elimi, Pamirin eli sıkıca kavradığında ona baktım. O ise dimdik duruşu ile karşıya bakıyordu. Fakat sanki bana güç vermiyordu, kendi güç alıyordu.

İçeri geçip uzun bir koridordan geçtiğimizde bir odaya girdik burası bir basketbol sahasıydı ve çok büyüktü. Hani lüks evlerin altında havuz ile basketbol sahası olur ya heh işte onun gibi.

Pamir bir düğmeye basıp kör bir ışık yandığında, o ışığın altındaki
Üzerinde çizikler olan, yüzünde kanlar ve sırtına bir şeyi eritip iz yapmış gibi bir leke olan ayrıca tırnaklarının hiç biri olmayan bir adam vardı.

Bülent.

Tanıması güçtü ama bu oydu.

Ona donmuş gözlerle bakarken, pamirin elimi bırakıp ona bi tane yumruk geçirmesi ile yerimden sıçradım.
"Ağh!" Dedi aci dolu bi iniltiyle.
"Kim yaptı lan! Bana kim ateş açtı!" Pamirin şuanki halinden çok korkmuştum.

Gözü dönmüştü, sesi çok kalındı.
Yemin ederim şuan ağlayarak burayı terk edebilirdim.

Bülenttin o dağılmış yüzüne saçma bir gülümseme yerleşti.
"Cık cık cık Pamircim nasıl tanımazsın ya" dedi Pamirin, yüzüne art arda 5-6 tane yumruk geçirmesi beni korkutmuştu
"Pamir dur!" Dedim dayanamayıp,ağlamaklı bir ses. Son yumruğu vuracakken eli havada kaldı.

Ayağa kalkıp bir hışımla yanıma geldi.
"Ne oldu?" Dedi içindeki öfke geçmemişti ama kalın sesi biraz daha inceydi.
"Yapma" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Kaşlarıni çattı yanlış bişi mi söylemiştim?
"Bu adam sana neler yaptı ve sen onumı acıyorsun!" Dedi dişlerinin arasından, başımı iki yana salladim sadece. Bir şey diyemedim. Beni çok yanlış anlamıştı.
"Ne oldu? Canın mı yandı onu böyle görünce?" dedi. Ben artık Pamiri tanıyamıyordum.
"Hayır" dedim sessizce. gözümden bir damla yaş düştü.
"Birde onun için ağlıyor musun?" Dedi. Çok, çok fazla sinirliydi.
Ne dediğini bilmiyordu. Ama ben bu sözlerinde haketmiyordum. Nasıl böyle düşünürdü?(!)
"HAYIR PAMİR, HAYIR SENİN DAHA İĞRENÇ VE KÖTÜ BİR ADAM OLMAN BENİ KORKUTUYOR DAYANAMIYORUM SENİ BÖYLE GÖRMEYE!" dedim bağırarak. Yüzündeki o kızgın ifade silinirken yerini anlamsız bir surat bırakıyordu.

Gözümden yaşların düşmesine engel olamıyordum. Bir anda beni belimden tutup sıkıca sarıldı. Bende ellerimi boynuna atarak ona sarıldım.

Beni çok yanlış anlamıştı. Çok.

Bülent, boğazını temizleyip bu güzel anı bozduğunuda,
"Yalçın" dedi. Pamir geri çekildiğinde kaşlarımi çattmıştım.

Kimdi bu yalçın?
"Hangi yalçın?" Diye sordu sanki milyon tane yalçın varmış gibi hayatında.
"Abin" dedi Bülent. Ne yani Pamirin abisimi vardı?
"A pardon üvey abin" diyip iğrenç bir kahkaha attı.

Ben şaşkınlıkla Pamire bakarken onun gözlerinde sadece saf nefret vardı.
"Yalçın" dedi Pamir sessizce tekrarlayarak. Ama Pamir bana bundan hiç bahsetmemisti.

Eğer Pamir bahsetmediyse,ya çok önemlidir yada çok kötü biridir. Ki kötü biri olma şansını Pamir, 'abim' değil 'yalçın' diyerek göstermiş oldu.

Bu yalçın ne yapmış olabilirdi? Pamir ondan bu kadar nefret edecek.

İhanet mi?

Yalan mı?

Ne yapmıştı?

Sadece aklımda tek bir isim vardı şuan.

Yalçın.

MAFYANIN İNCİR ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now