Bölüm 31

7.2K 309 2
                                    


Karanlık...Kapkaranlık... Kocaman bir oda ve yalnızdım.

Odanın bir köşesine oturup sessizce ağlıyordum. En son Ayaz'ın evinde uyuduğumu hatırlıyorum şimdi ise kocaman, karanlık bir odada yalnızdım ve büyük bir gürültü ile uyandım. Gözlerimi boş odada gezdiriyordum ama hiçbir şey yoktu karanlıktan başka. Sindiğim köşeden kalkıp bir cesaret odayı gezmeye çalıştım ama hayır bu kocaman odada kıpırdayamayacak kadar da küçüktü sanki, hareket edemiyordum.

Daha sonra birkaç büyük adımla odanın içinde gezmeye çalıştım. Kapı gürültü ile açılıp büyük bir beden içeri girip tekrar kapı aynı hızla ve şiddetle kapandı.

"K-kim o?" dedim fısıltı gibi ve titrek çıkan bir sesle.

Ama duyduğum tek şey ayak sesleri oldu. Birisi bana doğru yaklaşıyordu ve o cisim yaklaştıkça ben de geriye doğru gidiyordum. Sırtım sert yüzeye değinceye kadar üzerime geldi ve tam önümde durdu.

"S-siz de kimsiniz?" cevap yoktu ses yoktu ama bilindik bir koku vardı. Bu koku tam bir katile aitti. Ellerine kanın kokusu bulaşmış biri ona... Murat'a yani amcama aitti. Aramızda bulunan kısa mesafede kaçmak isterken kollarımı bir mengene kadar sıkan eller yüzünden yerimden kımıldayamadım. Dışarı çakan şimşekler sayesinde odanın içi aydınlandı ve karşımda ki amcamın yüzünü gördüm. Korkuyla gözlerimi kapatıp

"L-lütfen bırak... Bırak da gideyim." dedim.

Aniden ışıkların açılmasıyla gözlerimi acı ile kapattım. Yavaşça açtığım gözlerim ona bakmayı reddediyordu. Ellerinde deri eldivenler ve siyah kıyafetler vardı üstünde yüzünde ise kazanmış birinin ifadesi. İğrenç şeyleri çağrıştıran bir gülümseme.

"Bırakayım öyle mi?" dedi yüzünde ki gülümseme daha da genişlerken.

"L-lütfen." Gözlerimin önüne kadar gelen gözyaşlarını geri itmeye çalıştım. Önünde ağlayıp onun zevkine zevk katmak istemiyordum. Yüzünün aniden değişen sinirli gözleri ile beni kenarda ki sandalyenin önünde itti. Aniden ve şiddetli düşüşüm ile dizlerim ve bileğim acıdı ama hemen ayağa kalkıp onun önünde dikildim.

"Çıkar beni buradan eğer sen çıkarmazsan Ayaz beni bulur ve biliyor musun..." diye bağırırken sözümü kesti.

"Biliyorum ne diyeceğini..." ruhsuz bir kahkaha atıp önüme geçip devam etti "Beni doğduğuma pişman eder sanırım. Eğer buradan sağ çıkarsan bir daha film izleme çünkü seni çok kötü etkilemişler sevgili yeğenim."

 "Senden iğreniyorum. Sen sevgi ve vicdandan yoksun bir varlıksın. Hiçbir zaman mutlu olmayacaksın biliyorsun değil mi? Ve evet Ayaz seni bulursa tamda dediğin gibi olur." Dudaklarından düşen kahkahalar benim midemi bulandırıyordu.

"Yazık sana... Gerçekten şuan sana acıdım. Ailen olmadığı için sığınabildiğin tek kişi Ayaz değil mi? Yazık çok yazık."

Onun sayesinde düştüğüm bu durumu benim yüzüme vuruyordu. Ne olursa olsun haklıydı... Ailem yoktu ve bana yardım edebilecek tek kişi Ayaz'dı. Bu gerçek içimin daralmasını ve gözlerimin hızla dolmasını sağlıyordu. Doğru güçsüzdüm ve çaresizdim şuan.

"Neyse." Deyip masanın önünde ki sandalyeye beni sertçe itip oturttu.

Karşıma geçip masanın üstüne ellerini koyup eğildi. Önümde ki kâğıtlara bakarak "Şunları imzalamanı istiyorum." dedi.

Kâğıtları elime alıp göz gezdirdim.

Kısa bir kahkaha atıp "Sen delirdin mi? Tabii bunu imzalamayacağım. Bu şirkette benimde hakkımın olduğunu hatta iş yapabildiğimi de gördün. Anlamıyorum neden bu kadar hırslısın. İmzalamayacağımı bildiğin halde beni buraya mı getirdin? Komik."

SİSBULUTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin