Bölüm 3

19.7K 690 6
                                    

Yüzümde bir ıslaklıkla uyandım. Gözlerimi açtığım da annem ve babamın resimlerinin yerinde gerçekten annem ve babam vardı. İkisi de bana dönmüş gülümsüyorlar ve bir yandan da beni öpüyorlardı.

“Biliyordum. Gitmeyeceğinizi biliyordum.” Dedim sevinçle yatakta otururken. Onlardan benimle birlikte oturdular.

“Güzel kızım benim. Biz seni terk etmedik ki sadece senin yanında değiliz. Ama sen bizi oyunbozan ilan ettin ve gittiğimizi düşünüp her gün ağladın. Şimdi sana gerçekten kızıyorum.” Annem bir yandan saçlarımı eliyle tarıyor bir yandan da gözlerimin içine bakıyordu. Eski günlerdeki gibiydik işte.

“ Sen burada yalnız değilsin ki bak anneannen teyzen Leyla hep senin yanında. Her gün ağlayarak bizi daha fazla üzme kızım. Biz senin aslında hep yanındayız hep seninle birlikteyiz.” Dedi babam. Güven verircesine elimi okşuyordu.

“Ama siz burada değilsiniz benim yüzümden gittiniz. Benim hatam yüzünden her şey. Korkuyorum baba siz yine gideceksiniz biliyorum ve ben yine yalnızım. Bu koca dünya da her bir sorunla yüzleşemem daha hayata başlamam için bile çok erken siz yokken başaramam. Size daha doymadan yapamam. Size çok ihtiyacım var. Karanlıkta tekbaşımayım baba. Korkuyorum ” Ağlayarak onlara yalvardım ama sonucun değişmeyeceğini biliyordum.

“Prensesim artık ne kendini nede seni sevenleri üz olur mu? Hayatını biz yokken de yaşarsın sen güçlü bir kızsın ve bundan sonra ağladığını görmek istemiyoruz” dedi annem

Hiçbir şey söylemedim. O gece benimle kaldılar sarılıp uyudum onlarla. Uyandığımda yanımda yoktular. Rüya değil de gerçek gibiydi her şey. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu uyandım. Penceremden içeri giren güneş ışığı beni rahatsız etmedi. Pencereden etrafa baktım. Çocuklar bisiklet sürüyor kaykay kayıyorlardı. Herkes bir şeyle uğraşıyordu. Kimi gülüyor kimisi üzgün kimisi düşünceli ama gördüğüm kimse benim kadar mutsuz değildi ama o mutsuzluğa inat içimde bir umut vardı. Her şeyin iyi olması için bir umut. Kendim için değil annem babam için. Onların beni mutlu görmesi için. Odadan çıkıp aşağı indim. Anneannem ve teyzem sofrada oturup sohbet ediyor Leyla’ da telefonuyla uğraşıyordu. Merdivende beklemekten vazgeçip yanlarına gittim.

Boğazımı temizleyip dikkatlerinin üzerime çektim.

“Günaydın.” Dedim masadakilerin yüzleri görülmeye değerdi, gözlerinin içi gülüyordu resmen.  Onlarda günaydın dedikten sonra masadaki yerime geçtim. Uzun zamandır yemek yemiyor hatta su bile içme zahmetinde bulunmuyordum.  Öyle bir duruma geldim ki karnımdan gelen seslerle iletişime geçecektim.

“Kuzen bugün boşsun değil mi?” Dedi Leyla anlamaz gözlerle ona baktım. Yaklaşık bir buçuk aydır İstanbul’daydım ve hiç evden dışarı çıkmadım. Ne işim olabilirdi ki.

“ Yani psikiyatrisi falan gelmeyecek değil mi?”

“Hayır, bugün gelmeyecek” diye mırıldandım.

“O zaman senin konuşmanın şerefine bugün sen ben ve birkaç arkadaş bir şeyler yapalım olur mu?”

“Aslında pek istemiyorum.”

“Ama” dese de teyzem onun sözünü kesti.

“Kız haklı Leyla uzatma kendini ne zaman iyi hissederse gider değil mi canım” benden onay bekleyen bakışlarını görünce tekrar konuşmak zorunda kaldım.

“Evet “dedim teyzem anneme çok benziyordu onun gibi konuşup onun gibi giyiniyordu. Belki bu yüzden Leyla’yı kıskanabilirdim bile. Leyla çok şanslıydı ama bunu fark edemiyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra el birliğiyle masayı toplayıp teyzem ve ben salona geçtik.

SİSBULUTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin