66.Bölüm

34.5K 4.1K 587
                                    

📍Hoş Geldiniiiizzzzzz

Yeni bir bölümle merhabalar ✨

Sonunda istediğim şekle şemale getirebildim. Ayy bu arada medyada temsili bir Hasret var size ne kadar uyuyooor

Sizin beğendiğiniz modeller varsa bana atabilersiniz

Sınırımız 3.4k

Keyifli okumalaar üzüm taneleriiiiğmm

Keyifli okumalaar üzüm taneleriiiiğmm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*******

66.Bölüm

*******

"Ama madem sana köygöçüren demişler, adının hakkını verelim o halde Hasret. Köy nasıl göçer görsünler."

Bu lafı Hamza'nın ağzından duyduktan sonra bir huzur gelip konmuştu Hasret'in göğsüne. Bir eminlik bir güven.

Uzun uzun tutmuşlardı dudaklarını birbirinde, kocasının derin bir sakinlik veren temasları zaten şu sıralar peşini bırakmayan uyku nöbetleriyle birleşince burnunu Hamza'nın boynuna yanaştıra yanaştıra uyumuştu Hasret.

Aniden başlayan uykusu Hamza'yı azıcık şaşırtsa da onun da ihtiyacı vardı. Hasret'in yalnız, Murat'ın da ortalıkta olduğunu duyunca onca mesafeyi nasıl aşıp da gelmişti bilmiyordu.

Yorgundu.

Uyuyan karısını fırsattan istifade üç beş daha öpüp kokladı, kendi kendine hasretini dindirirken uyuyakaldı.

Öğle vakti döndü ikindiyi geçti, güneş ışığını sarıdan sıyrılıp turuncuya değişti, yassılaştı. Odanın içi iki taraflı pencere olduğundan hem sabah hem akşam güneşini alırdı, Hasret'in yüzüne sabahın güneşi uzun zamandır vurmasa da ikindi güneşi yerini bırakmamıştı.

Turuncu ışıklar Hasret'in birbirine geçmiş kahve kirpiklerine dokundu önce, Hamza'nın sakalları arasına karıştı, ortalık sessiz sedasızdı.

Kaşlarını çattı Hasret, aralarından ışık sızan kirpiklerini azıcık daha sıksa da hala rahatsız edici aydınlık oradaydı. Nerede olduğunu, neler olduğunu bir anlık bilinç aydınlığıyla idrak edince hızlıca kızarık ve batışan gözlerini açtı, Hamza'yı hemen yanında görünce rahatça bir nefes aldı.

İyiden iyiye üzerine çıkmıştı yatarken, yaralarına da bastırmış mıydı bilmiyordu. Ama bastıra uyanırdı herhalde Hamza, demek ki rahatsız olmamıştı. Uzun zamandır göremediği yüzü izledi bir süre, saçını sakalını, yorgunca uyuyan ifadesini, solgunlaşmış dudaklarını.

Belki tanıştıkları andan beri Hamza'nın en derbeder ve çirkin haliydi, ama öyle güzel geliyordu ki Hasret'e içli içli solumadan edemedi. "Hay gözünü sevdiğim ya." diye baktı gülümseyerek, "Ne güzel uyuyor."

KÖYGÖÇÜRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin